Cübbeli Hoca, çete ve kadın
Cübbeli Hoca, çete ve ithal kadınlar...
En olmazları bir araya getirmek isteseler, ancak böyle bir şey bulabilirlerdi.
Hemen söyleyeyim:
Mahkeme sonuçlanmadan öne sürülen iddialara inanmıyorum! İnanmıyorum, çünkü bu filmi daha önce de görmüştüm...
Daha önce: Yani 28 Şubat sürecinde... Cübbeli Hocanın tutuklandığını duyunca, nedense 28 Şubat sürecinde yaşanan komplolar aklıma üşüştü...
Fadime Şahin isimli kadının birden bire ortaya çıkması, kanal kanal dolaşıp ağlaması, hikâye üstüne hikâye anlatması, ne kadar da inandırıcıydı...
Nasıl acımıştık kıza, hepimiz! Nasıl kınamıştık, verip veriştirmiştik Şeyh Ali Kalkancı olarak sunulan adama (ki, çok sonra esrar imalâtı sebebiyle tutuklandı)...
Birden bire Aczimendilerin lideri olarak piyasaya sürülen Müslüm Efendiye nasıl kızmıştık! Bunlar da birden bire nereden çıktı? olmuş, nasıl da şaşırmıştık! Ama nasıl inandırıcıydı her şey...
Meğer tümü mizansenmiş... Tümü kurgu imiş... Tümü oyunmuş, yalan-dolanmış...
Bu olayların içindeki herkes figüran çıkınca anlaşıldı esas mevzu... Esas mevzu, inanç manzumemizi kirletmekmiş meğer... Delilsiz, belgesiz, mesnetsiz, dayanaksız atılan İrtica yaygaralarına delil bulma telaşıymış bütün dertleri...
Bulamazsan uydurursun oyununa yatmışlar ve bir senaryo yazmışlar. Senaryonun özü çamur at, tutmazsa izi kalır düşüncesi...
Muhteşem Yüzyıldan daha saçmaydı aslında, ama o gün çelişkileri yakalasanız da anlatamazdınız?
İşte görüntüler diyorlardı... İşte ses kaydı, gizli şahitler, gözü yaşlı kızlar, itiraflar, şunlar-bunlar...
Peki şimdi nerede failler?.. Nerede Aczimendiler, Fadime Şahinler, Kalkancılar, Müslimler? Birden bire nasıl ortaya çıktılarsa, öyle ortadan kayboldular.
Mizanseni devreye sokan toplum mühendislerinin foyaları neden sonra ortaya çıktı, ama iş işte geçmiş, atı alan çoktan Üsküdarı geçmişti.
Bir mizansenin (kurgu) üstüne büyük bir oyun inşa edilmiş, işte irtica budur!.. dedirtilmişti.
Ardından mazlum ve masum hocaların kasetleri ekranlara geldi... Kasetlerde devletin bir şekilde ele geçirilmesinden söz ediliyordu. İnanmayıp montajdır diyenler ise susturuluyordu.
Koskoca televizyonlar dakikalarca aynı kareleri gösterir, aynı sesleri dinletirse ve aynı patronaja bağlı koskoca gazeteler bu iddiaları manşete çekerse, yapacak pek bir şey kalmıyor: Temkinli karşılama dışında...
Anlayacağınız, bu konularda temkinli olmaya kararlıyım.
Hatırlayalım: Yine 28 Şubat sürecinde, Cübbeli Hoca kale inşa ediyor diye iddialar çıkarılmış, inşa etmeye çalıştığı Kuran Kursu Kompleksine el konmuştu.
Şimdi de evinin lüksüne takmış televizyonlar: Lüks perdeler diye orta halli kadife perdeleri, lüks arabalar diye evinin önünde duran bütün arabaları (ki aralarında gerçek anlamda lüks olanı yoktu), lüks koltuklar diye her mobilyacıdan satın alınabilecek türden sıradan mobilyaları gösteriyorlar.
İddialar lüks, görüntüler orta halli...
Düşünüyorsunuz: Hoca lüks yaşasa bile, bu ne zamandan beri suçtur? Velev ki lüks arabalara biniyor olsa, bu ne zaman suç teşkil etmeye başlamıştır?
O görüntüleri lüks diye sunanlar, kendilerinin, müdürlerinin ve patronlarının hayatına baksınlar da löküks hayat nasılmış görsünler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.