Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

İsa işgalci, Mehdi baharcı mı?

İsa işgalci, Mehdi baharcı mı?

Uzunca bir zamandır ABD’de Wall Street işgalcileri ile karşıtları arasında bir çekişme ve tartışma yaşanıyor. Hazreti İsa veya Mesih aramızda olsaydı işgalcilerden yana mı olurdu yoksa işgalcilere karşı mı çıkardı?

Tutunamayanlardan ve en alttakilerden yana mı olurdu yoksa kodamanlardan yana mı? Benzeri bir tartışmayı İslam dünyasına da taşıyabiliriz. Mehdi aramızda olsa veya yaşasa veya zuhur etse Arap Baharının hangi yakasında yer alırdı? Statükocular veya müstebitlerin yanında mı yoksa bahara inanmış kitlelerin yanında mı? Mehdi ile Arap Baharı arasında nasıl bir münasebet var? Mehdi meselesinde en fazla ses veren ülke İran. Ve Mehdi meselesiyle şahsen en fazla ilgilenen lider de İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad. Ahmedinejad son seçimlerden sonra (2009, Haziran) hem içeride hem dışarıda irtifa kaybetti.

Bundan dolayı onun sözlerine de pek fazla iltifat edilmiyor. Kimse söylediklerini pek fazla ciddiye almıyor. Arap Baharı, Muhammed Buazizi’nin kendisini yakmasından sonra sene-i devriyesine ulaştı. Bu yönüyle birinci baharını veya yılını doldururken Ahmedinejad bu baharla Mehdi’nin zuhuru arasında kuvvetli bir irtibat kurmuş ve bu baharın Mehdi’nin zuhuruna zemin hazırlayacağını öngörmüştü. Lakin daha sonra müttefiklerinin kalesi Suriye’nin de Arap Baharı dalgasına tutulmasıyla birlikte kafası karışmış. Suriye’nin Arap Baharının etkisi altına girmesi zihin karmaşasına neden olmuş.

Nejad ve kadrosu başlarda Arap Baharını Mehdi’nin zuhurunun alameti olarak görme eğilimindeymiş. Lakin mesele Suriye’ye intikal edince hesapları altüst olmuş (http://www.shababsyria.org/vb/showthread.php?t=52603.

¥

Acaba sünni algıya göre de Arap Baharı ile Mehdi arasında bir bağlantı var mı? Yemenli ulemadan Abdulmecid Zindani, Arap Baharının ikinci hilafet döneminin başlangıcını teşkil ettiğini düşünüyor. Bediüzzaman, Mehdi’nin bir feveran yani Karadavi’nin ifadesiyle hibbe yani silkenişten ve intifadadan sonra zuhur edeceğini söylüyor. Feveran bir nevi intifadadır ve Arap Baharının isimlerinden birisi de intifada. Bediüzzaman, Mehdi’nin durduk yerde çıkmayacağını ve büyük olayların patlak vermesiyle kendisini olayların içinde bulacağını ve feveranın (devrimin de diyebilirsiniz) başına geçeceğini söylüyor. Feveran; kuvvet ve şiddetle kaynamak, fışkırmak anlamındadır.

Bediüzzaman, Münazarat adlı eserinde aşairle konuşmasından 100 yıl sonra gerçek anlamda meşrutiyetin geleceğini söylemektedir. İttihad-ı İslam’ın da yine istibdadın kalkmasıyla pekişeceğini müjdelemektedir. Mektubat adlı eserinde 29. Mektupta ezcümle şöyle söylemektedir: “Böyle bir cemaat-ı azîme içindeki mukaddes kuvveti tehyic edecek ve uyandıracak hâdisat-ı azîme vücuda geliyor. Elbette o kuvvet-i azîmedeki bir hamiyet-i âliye feveran edecek ve Hazret-i Mehdi başına geçip, tarîk-ı hak ve hakikata sevkedecek. Böyle olmak ve böyle olmasını; bu kıştan sonra baharın gelmesi gibi, âdetullahtan ve rahmet-i İlahiyeden bekleriz ve beklemekte haklıyız (http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:heEhYGXOcToJ :nurdersiforummum.net/t423-ders-fevaran+fevaran,+Bedi%C3% BCzzaman&cd= 1&hl=tr& ct=clnk&gl=tr ).”

Elbette burada bağlamda Ehl-i beyt meselesi de var. Bundan dolayı kimileri Arap Baharı ile Ehl-i beyt arasında doğrudan bağlantı ve münasebet olmadığını savunabilir. Yani reddetmek isteyenler için mazeret veya bahane kapısı açık.

¥

Arap Baharı, Fransız Devriminden sonraki en büyük devrim. Tekrarı olur mu? Ancak Allah bilir. İdeolojik olarak İslami sayılmasa bile fıtri anlamda İslamidir. En azından kimi ulema sözgelimi Tunus Başbakanı Hammadi Cibali Arap Baharı ile hilafet arasında doğrudan bir ilişki kurarken kimileri de bu bağlamda Mehdi ile Arap Baharı arasında ilişki kurmaktadır. Zaten ulema müjdelenen ikinci hilafet ile Mehdiyet döneminin aynı olduğunu düşünmektedir. Bazıları Mehdi öncesinde hilafet düzeninin kurulması önünde engel olmadığını düşünseler de bu nazari bir meseledir. Zaten Buhari ve Müslim’de Mehdi’den sıfat olarak halife kipiyle bahsedilmektedir. Yani yeni hilafet sistemi anlaşıldığı kadarıyla Mehdi ile başlayacaktır.

Arap Baharı, Mehdi ile ilişkilendirilirken öbür yanda Wall street işgali veya olayları da Mesih’le irtibatlandırılmaktadır. İnsan hakları eylemcilerinden olan Jesse Jackson Mesih’in nüzülü halinde işgalcilerin tarafında yer alacağını ifade etmiştir. Londra’daki konuşmasında Mesih’in Güney Afrika’da Nelson Mandela, Hindistan’da Gandi ve ABD’de Martin Luther King ve benzerlerinin yanında yer alacağını ve şimdi de anti kapitalist kampanyanın merkezinde olacağını savunmaktadır. Başka türlü düşünmek mümkün mü? Zaten İncillerde ifade edildiği gibi Hazreti Mesih, Süleyman Mabedi önündeki tefecileri kovmamış mıdır? (http://worldnews.msnbc.msn.com/_news/2011/12/15/9471810-rev-jesse-jackson-to-london-protesters-jesus-was-an-occupier ) Şüphesiz Arap Baharı yeni bir tartışmayı daha tetiklemiştir. Mehdi zuhuru halinde, Mesih nüzülü halinde taraflardan hangisini tutardı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi