Televizyonlardaki ahlaksızlık bitecek
Öyle anlaşılıyor ki reyting ahlaksızlığında son dönemece girdik. İşin kriminolojik yönüne dair çok şey okudunuz. Daha da yazılır. Kuşkusuz bu operasyonun daha da derinleştirilmesi gerektiğini biz de yazdık sanırım genel kanaat de bu yönde..
Benim asıl heyecanlandığım nokta ise bu ticari ahlaksızlık vesilesiyle yüzleştiğimiz toplumsal ahlaksızlığımız konusunda da adım atılacak olması.. İşlerini hakkıyla yapan dizi yapımcılarının da reyting savaşında varlık mücadelesi verdiğini biliyorsunuz sanırım. Yani herkes de denekleri satın alarak yürütmüyor gemisini.. Bazı diziler de yüksek reyting alıyor ve herhangi bir hilesi hurdası yok. Peki ama nasıl oluyor? Şöyle oluyor; televizyoncular, günü iki bölümde kullanırlar. İlk bölüm dün reyting yapan işlerin nasıl reyting yaptığını araştırarak geçer..
İkinci bölüm ise yarın kendilerinin nasıl yüksek reyting getireceğini kararlaştırarak.. İşte bu ilk bölümde (dizi yapımcılarını örnek olarak verelim) reytinglerin patlama yaptığı bir dizi mercek altına alınıyor.. Bakıyor adam diziye bir Türk Edebiyatı klasiği.. Ne zaman reyting yapmış peki? Dizideki kahraman, hem amcasının karısıyla hem de amcasının kızıyla beraber olduğu akşam.. Hemen en az onlar kadar izlenmek için kolları sıvayan dizi yapımcısı, bu defa kendi kahramanını, baldızıyla bir ilişkide hayal edip bunun dizisini çekiyor..
Bir başka dizi yapımcısı bunun reyting getirdiğini görünce bu defa geceliği 150 bin dolar olan tek gecelik ilişkiler yazıyor.. Bir başka dizinin yapımcısı bu fikrin reyting getirdiğini görüyor ancak rakamı fazla buluyor olacak ki, kendi kahramanına tek gecelik ilişki için 25 bin dolar uygun görüyor.
Bu örnekleri sayfalarca yazabilirim.. Vedat Türkali, hukuk sistemini eleştirmek üzere yazdığı Fatmagülün Suçu Ne? isimli eserini, televizyon uyarlaması için dizi yapımcılarına satmış.. Ekranda izliyoruz, öyle hukuk sitemi eleştirisi falan yok. Düpedüz et pazarı var. Fırsatını buldum bir gün canlı yayında bunu sordum kendisine. Memnun musunuz sizin eserinizin bugün televizyonda bu halde olmasından? dedim.Yayını terk etti. Koskoca Türkaliye Fatmagülü sordun diye eleştirdiler beni.. Sanki kendi kitabımı sordum. Onun eseriydi reyting uğruna beyazcamda ahlaksızlığı kamusallaştıran..
¥
Demem o ki, bu reytingler yüksek çıksın diye herkes birbirinden ahlaksızlık öğeleri yüksek olan konu ve sahneleri alıyor.. Sebebi de çok açık. (bakın herhangi bir ticari ahlaksızlık yapılmadı varsayımıyla söylüyorum) bu işler reyting getiriyordu.. Dolayısıyla 2.500 denek tarafından sevilen, hoşlanılan beğenilen işlerdi bunlar.. Dün Mustafa Karaalioğlu televizyonda söyledi zaten. İçerde dînî sembol gördükleri evlere cihaz takmamışlar. Neden? Çok belli, mütedeyyin kesimin izlemekten hoşlandığı bazı televizyon kanallarının reytingi yükselip de baronların pastasına ortak olmasın diye..
Eğer cihaz yerleştirirken bu ahlaksızlıklara prim vermeyecek denekleri önceleselerdi, tecavüzün, çocuk istismarının, ensest ilişkinin normalleştirildiği tv yapımlarını varlığını sürdürebilir miydi? Hatırlasanıza. Yengesiyle yasak ilişki yaşayan adamın hikayesini.. İşin sonunda bazı insanlar (nasıl normalleştirdilerse artık) Ay Adnan bey sevenleri ayırmasaydı diye ağladılar.. Şimdi AGB için yolun sonuna gelinmiş gibi.. Artık bu kadar iddia ayyuka çıkmışken, yeniden bu endüstride AGBnin var olacağını zannetmiyorum..
Yeni bir denek yapısı ile yeni bir sistem tesis edilir. Televizyonlardaki bu ahlaki çöküntü, yozlaşma, yerini düzeyli yayıncılığa bırakır. Kalın sağlıcakla.