Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Fasıklar bize bir haber getirdiklerinde

Fasıklar bize bir haber getirdiklerinde

Zina büyük bir günahtır. Zinanın isbatı da bir o kadar zordur..

Bir mü’min bir başka mü’min hakkında bir iddiada bulunur da, o şey o kişide bulunmazsa, o iddia sahibi o şeyi yapmış gibi muaheze olunur..

Böyle bir ayıbın araştırılması da yasaklanmıştır. Ta ki o şey alenen yapılsın ya da bir kişi müşteki olsun ya da toplumda açık ve yakın bir tehlikeye doğuracak şekilde bir fitneye sebep olma ihtimali olsun..

Kaldı ki, fasıklar bir haber getirdiklerinde de, tahkik etmeden, hemen inanmamamız gerekir..

İddialar karşısında bizim bir kanaatimiz olabilir, bunu isimlendirmeden ve kesin bir dil kullanmadan ihtiyad için ve bu işten zarar görmesi mümkün olanlar için ifade etmemiz söz konusu olabilir o kadar..

Şüphe üzerine sui zan günahtır. Mü’min, iffet ve izzet sahibi bir insan için hüsnü zan etmek zorundayız. Yoksa kaş yaparken göz çıkartırız, bu iş iftiraya, gıybete, dedikoduya dönüşür.

Para, kadın, koltuk/makam, silahla şaka olmaz. Bu konularda kimse kendi nefsine de güvenmeyecek. Ümmetin dedikodusuna sebep olacak işlerden uzak duracak.

“Zina yapmayın” değil, hüküm “Yaklaşmayın” şeklindedir.. Yaklaştınız mı, o sizi kendine çeker. 10 adım mesafedeyken, bir adım yaklaştınız mı, daha fazla bir cazibeye, çekim gücüne muhatap olursunuz. O mesafede iken dayanamadığınız şeye, bir adım sonra daha zor dayanırsınız, kurtulmak için daha çok çabalamanız gerekir..

Bu iş içki gibi, uyuşturucu gibidir. İlk kadehten sonra direnciniz daha da zayıflar..

İçkiye, uyuşturucuya da yaklaşmayacaksınız.. Sizi ona yaklaştıracak bütün yollardan uzak duracaksınız..

Bir de aramızda o kadar çok şeytan dostu var ki, onları dost edinirseniz, onlar sizi, şerefinizi şeytana satar. Şizi şeytana götürürler.

Nefsiniz neyi istiyorsa, size onu vadederler. Unutmamak gerekir ki, cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir..

Dikkat: Her şey put ve ilah, rab olabilir.. Malınız, canınız, sevdikleriniz, sizin için fitneye dönüşebilir.. Nefsinizin, heva ve heveslerinizin, zevklerinizin peşinden koşacak olursanız, o labirentlerin sonu cehennem çıkmazıdır..

Din ve devlet büyüklerinizi ilah ve rab edinmeyin.. Parayı, kadını, gücü put edinmeyin. Allah’tan korkun..

Büyük günahlara yaklaşmamak için küçük günahlardan sakınmanız gerek. Nasıl dereler ırmaklara karışırsa, günah derelerinde yüzenlerin varacakları yer cehennem ırmaklarıdır..

Sorun bakalım, anne babalar, çocuklarınız üniversiteye girmek için çalıştığı kadar, cennete girmek için çalışmış mı?

Sahi, herkes birilerinin telefonunu dinlediğini, konuşma ve görüntülerinin kayıt alındığından korkuyor, öyle değil mi? Haber veriyorum. Kiramen katibin ilk günden itibaren sizi kayda alıyor.. Dinleme elemanlarından korktuğumuz kadar, Allah’tan korkmuyoruz sanki..

Her duyduğunuza inanmayın.. Bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde hayır olabilir.. Bilmediğiniz şeyin peşine düşmeyin.. Bir kişi hakkında kötü bir bilgi gelse bile, eğer o şey onun ahvali şahsiyesi ile ilgili ise, kardeşinizin ayıbını örtün ki, Allah da sizin ayıbınızı örtsün.. Bununla yetinmeyin, onu o yanlıştan kurtarmaya çalışın. Kardeşlik görevi bunu gerektirir. Onu o günahla damgalamak değil.

Bu haramın toplumu ciddi şekilde kuşatmakta olduğunu da bilelim öte yandan..

“Batılın tasviri saf zihinleri idlal eder (bozar)” demiş atalarımız.. Günahın aleniyeti, yaygınlaşmasına sebep olur.. Bu işler bazan şuyuu (duyulması), vukuundan (o işin yapılmasından) daha vahim sonuçlara sebep olabilir..

Bir yanlış gördüğümüzde, önce kendi nefsimize bakmamız gerek.. Biz o hastalıkla malülken, başkasına, eşimize, çocuklarımıza nasihatimiz fayda vermez..

Gözünde mertek taşıyanların, başkasının gözünde çöp aramasına benzer sonra bu iş..

Biz başkalarının üzerine dikilmiş bir bekçi değiliz..

Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi