Kenan Alpay

Kenan Alpay

Atatürk Diyor ki: ‘Menemen’i Yakın’

Atatürk Diyor ki: ‘Menemen’i Yakın’

“Menemen kalkışması ve laiklik şehidi Kubilay” söylemi 81 yıldır devlet tarafından gündemde tutulan bir andıçtır. Psikolojik harekatın en önemli argümanlarından, siyaseti ve toplumu ipotek altında tutmanın en işlevsel araçlarından biridir. Atatürk ve İnönü’den devralınan bu psikolojik harekât geleneği Kemalist-ulusalcı bütün kurum ve aktörler tarafından halen sürdürülmektedir.

Menemen’de ne oldu ve Asteğmen Kubilay meselesi nedir ki 81 yıldır yatışmak bir tarafa giderek artan bir kinin, öfkenin ve saldırganlığın vesilesi sayılmaktadır?

İktidar sınıfları tarafından Kemalist ideolojinin tahakkümünü ve askeri vesayetin devamını daim kılmak üzere Menemen ve Kubilay nasıl araçsallaştırılmıştır?

Önce hadisenin tarihi boyutuna bir göz atalım. Menemen Hadisesi, Serbest Fırka’nın kapatılmasının hemen akabinde, Tek Parti Rejimi’nin kurulmasının hemen önündedir. 7 Aralık 1930’da Manisa’dan yola çıkan Giritli Mehmet, altı arkadaşı ve köpekleri ‘kıtmir’in bazı beldelere uğradıktan sonra 23 Aralık’ta vardıkları Menemen’de yaşananlar aslında devlet ve toplum arasındaki ilişkilerin tipik bir örneğidir.

Giritli Mehmet mehdilik ilan eder, meydanda yeşil bayrak sallar, tekbirler getirir, zikirler yaparken Menemenliler de seyretmektedir. Silahsız ve cephanesiz müfrezesi ile hadiseye müdahale eden Asteğmen Kubilay’ın ikazlarına gericiler ‘kör bağ bıçağı’ ile verirler ve Kubilay’ın başını kesip bayrak direğine bağlarlar. Olayı daha da trajik hale sokmak, ajitasyonu kabartmak isteyen Tevfik Çavdar gibi tarihçiler “gericiler tekbirlerle Kubilay’ın kanını içtiler” (Türkiye’nin Demokrasi Tarihi-s. 297) gibi ilave kurgular da katarlar işin içine. Menemen’in merkezinde bu olaylar saatlerce sürüp bittikten sonra müdahale eden Alay Komutanlığı, Giritli Mehmet dahil altı isyancıyı yaylım ateşine tutarak orada öldürüyor.

Fakat asıl olarak Menemen Hadisesi denilen ‘tertip’ bundan sonra başlıyor. İlk elde bu hadisenin haberi kendisine ulaştırıldığında bir yurt gezisinde olan Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal öfkesinin derecesini gösterecek önemli bir emir cümlesi kurar: “Menemen’i Yakınız!” (Altemur Kılıç, 50 Yıllık Yaşantımız, s. 240, Milliyet, 1975) İçişleri Bakanlığı’na derhal telgraf çekilmesi talimatı veren Mustafa Kemal’e göre olay basit bir cinayet olamazdı. Bu mesele devrimlere bir karşı geliş, Türk milletinin büyük hamlesini durdurmak için bir başkaldırıştı. Gerekli tepkiyi göstermediği için Menemen ve Menemenliler de suçluydu.

Bakanlar Kurulu 31 Aralık’ta “suçun Cumhuriyet’e karşı geniş kapsamlı bir düzene dayandığı hakkında kesin belgeler olduğu” gerekçesiyle Menemen gibi Manisa ve Balıkesir’in merkez ilçelerinde de bir ay süre ile sıkıyönetim ilan eder. Korgeneral Mustafa Muğlalı başkanlığında bir askeri Mahkeme kurulur. Mustafa Kemal önce İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ve Ordu Komutanı Fahrettin Altay ile Dolmabahçe’de ardından da aynı isimlere ilaveten Başbakan İsmet İnönü, Meclis Başkanı Kazım Paşa, Milli Savunma Bakanı Zekai’nin de katıldığı daha geniş bir toplantıyı Çankaya’da düzenler.

Çankaya toplantısında Mustafa Kemal şu direktifleri verir: Olayın siyasi kaynağının aranması ve olayla ilgili herkesin cezalandırılması. Bütün davanın bitmesini beklemeksizin verilen idam hükümlerinin infaz edilmesi, en az kabahati olaya seyirci kalmak olan hepsi de suçlu bulunan Menemen halkının yerlerinden uzaklaştırılması. Serbest Parti’yi desteklemiş olan Yarın ve Son Posta, Kazım Karabekir’in yazılarını yayınlayan Hür Adam gazetelerinin Askeri Mahkeme sürecine dahil edilmeleri. İsmet İnönü’nün ısrarına rağmen Atatürk, Fethi Okyar’ın kovuşturma dışında tutulmasını tembih eder. (Mahmut Goloğlu, Devrimler ve Tepkileri, İş Bankası, s. 331-338)

Devlet, Menemenle tam tekmil bir hesaplaşmaya girişmiştir. Etkisi uzun yıllar sürecek bu hesaplaşmayı bütün ülke ve toplum kesimlerinin zihnine korku dolu bir ‘ibret’ olarak kazımak azmindedir. Korg. Muğlalı başkanlığındaki Askeri Mahkeme yaklaşık 2.500 kişiyi gözaltına alıp sorgular. Aralarında Yahudi bir vatandaşın da bulunduğu 28 kişi asılarak idam edilir, birçok kişi ağır cezalara çarptırılır.

Her yıl Aralık ayının son haftasında siyasi ve askeri erkânın ‘laiklik şehidi aziz Kubilay’ üzerinden mesaj vermesi esaslı bir devlet teamülüdür. Bu teamülün gereği olarak özellikle Genelkurmay Başkanları tarafından hepimize ‘Cumhuriyet karşıtı hareketlere girişeceklere Menemen’de yaşanan son’ hatırlatılır.

Cumhurbaşkanı Gül’ün bu yıl Kubilay mesajı yayınlamaması, Başbakan Erdoğan’ın ise ‘provokatif bir tuzak’ olarak nitelemesi mezkûr ‘teamülün’ bundan sonraki seyrini işaretliyor olabilir mi?

İyice bakarsak göreceğiz ki infazlarıyla, tehcirleriyle Menemen küçük çaplı bir Dersim’dir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kenan Alpay Arşivi