Bakan Günaya Teessüf
Yılbaşı için yazı yazmayı hiç düşünmüyordum.
Bu konuyla ilgili düşüncelerimi merak edenler, bu sütunun arşivine girip 29.12.2007 tarihli Noel Çılgınlığı başlıklı yazıma bakabilirler.
Ancak, Keşan Müftüsünün konuşması basına yansıyınca durum değişti.
Soruşturmalık konuşma benim de ilgi alanıma girdi.
***
Şuna yürekten inanıyorum:
Keşan Müftüsünün yaptığı konuşmayı, şimdiki Diyanet Reisi dahil Türkiyedeki Müftülerin kahir ekseriyeti tasdik eder.
Aklı başında bir müminin de, bundan rahatsızlık duyması düşünülemez.
Rahatsız olanlar, ya farklı inançtan olanlardır ya da Kültür Bakanı gibi turizm kaygısıyla tedirginlik yaşayanlardır.
Benzer bir durum, tarihçilerin bir ara Mevlana Celaledddin Ruminin şahsiyeti ile ilgili yaptıkları tartışmalarda da yaşanmıştı.
Dönemin Müze Müdürü ile Kültür ve Turizm Bakanı, Mevlanaya sahip çıkarlarken onu ekmek kapısı olarak görmüşler ve biz Mevlana sayesinde şu kadar gelir elde ediyoruz demişlerdi!..
Şimdiki Kültür Bakanı da, aynı gerekçeyle sözde Noel Babaya sahip çıkıyor!
Demrede yaşadığı iddia edilen sözde Noel Babanın ülkemizin tanıtımına ve dünyadaki başka insanların ülkemize ilgi göstermesine çok büyük katkısı oluyor diyor.
Bakış açısı aynı!
Topluma mal olmuş tarihi veya dini şahsiyetleri bu bakış açısıyla değerlendirmenin sağlıklı olmadığını düşünüyorum.
***
Beni asıl üzen nokta, Bakan Günayın Müftü hakkında cahil nitelemesi yapmasıdır.
Müftünün konuşması için talihsiz diyen Bakan, bana göre asıl talihsiz konuşmayı kendisi yapmıştır!
Diyor ki:Arkadaşımızın birisi galiba üstüne vazife olmayan bir konuda konuşmuş. Anadolu'da bir söz vardır, 'Cahille bal yenmez, alimle taş taşı' diye.
Şimdi Bakan Günaya soralım:
Sizin devr-i hükümetinizde vazifeli olan bir müftünün kanuni görevi, toplumu dini konularda aydınlatmak değil midir?
Müftü de bunu yapmış; Müslüman halkı, dini bir konuda aydınlatmış, uyarmış.
Yani Müftü, tam da üstüne vazife olan bir işi yapmış.
Peki, bir Müftü bu konularda konuşmayacaksa, hangi konularda konuşacak?!
Şayet Müftü, takdir ve taltif edilecek bu konuşmasından dolayı Diyanetçe cezalandırılacak olursa, o koca diyanet teşkilatını kaldırın gitsin!
***
Bakan için en büyük talihsizlik, Müftü için cahil nitelemesi yapmasıdır.
O cahil dediğiniz Müftü, üniversite mezunudur bir.
İkincisi, müftü olmadan önce dini yüksek ihtisas eğitimini alarak sınavlara girmiş ve başarılı olarak devlet tarafından müftü atanmıştır, iki.
Kararnamesinde, Diyanet Reisi ve ilgili Bakanın imzası vardır, bu da üç.
Siz, mesleğinde kariyer yapmış bir müftüye nasıl cahil diyebiliyorsunuz?
Yoksa, siz her şeyi biliyor olduğunuz için alimsiniz de, o her şeyi bilmediği için mi cahil?
Sayın Bakan, şimdi siz Müftüye cahil derseniz, size göre cahil müftüyü tayin eden Diyanet Reisine ve ilgili Bakan arkadaşınıza da aynı nitelemeyi yapmış olmuyor musunuz?
Onlarla aynı sofraya nasıl oturabiliyor, birlikte nasıl bal yiyebiliyorsunuz?
Lütfen sözünüzü geri alın, müftülerden ve müftüleri atayan makamlardan özür dileyin!
***
Üç beş kuruş menfaat için mitolojiler üzerine kurulmuş hikayeler ve efsanelere inanmak mı cahilliktir, yoksa bu konuda insanları uyarıp gerçekleri açığa çıkarmak mı?
Keşan Müftüsü, Diyanet ve Hükümet için bir test olacaktır.
Tahminim, Müftüye bir uyarı yazısı gönderilerek iş kapanacaktır, ama farklı da olabilir.
Bakalım, idari ve siyasi irade gerçekleri konuşan Müftüsüne mi sahip çıkacak, yoksa mitoloji dünyasının efsanesi sözde Noel Babaya mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.