İsrail Heronları, o gün orada mıydı?
Türkiye, 35 vatandaşımızın hayatını kaybettiği operasyonu anlamaya çalışırken, "kasıt mı ihmal mi yoksa başka bir şey mi" sorgulaması alabildiğine derinleşirken, "terör bağlantılı" ya da "terör koalisyonu" bağlantılı gelişmeler de gün yüzüne çıkıyor.
Geçtiğimiz yıl yaşanan, o günlerde "PKK saldırısı değil terör koalisyonu" şeklinde bakışı öncelediğimiz bir olayla bağlantılı olabilecek yeni bir durum gün yüzüne çıktı. Bu tür gelişmeleri dikkatle izlememiz, bölgesel konjonktürel değişimin terör üzerinde ne tür değişiklikler yaptığını anlamamız gerekiyor. Terör ile bölgesel ve uluslararası güç ilişkileri arasındaki bağlantıyı görmeyenlerin, bize doğru şeyleri söyleme imkanı hiç olmayacak.
Önce olayı hatırlayalım:
İsrail'in Akdeniz'de Mavi Marmara gemisine saldırdığı gece Türkiye'yi sarsan bir başka olay daha yaşandı. İskenderun'da deniz üssü vuruldu, yedi asker şehit oldu. Saldıran PKK'ydı!
İskenderun yani Doğu Akdeniz, Türkiye'nin geleceğe yönelik en büyük proje merkezlerinden biri, büyük umutlar ve emeklerle hazırlanan enerji kavşağı. Türkiye'yi buradan vurmanın ne anlama geldiğini o günlerde çok sorguladık. Saldırının Mavi Marmara Gemisi'ne saldırıyla aynı gece olmasını da çok sorguladık. Ve "PKK saldırdı" söyleminin çok ötesinde bir sorgulamanın zorunluluğuna dikkat çektik.
Saldırıdan kısa bir süre sonra İsrail'den Türkiye karşıtı şikayetler yükselmeye başladı. Bu şikayetler, İskenderun saldırısının gerekçelerini ortaya koyar nitelikteydi.
Türkiye; İskenderun'a hava savunma sistemi kurmuş, bölgeyi askeri merkeze dönüştürmüş, kurulan füze üssü İsrail'in potansiyel saldırılarına hazırlıkmış, I-Hawk füzelerinin amacı Suriye ve Hizbullah'ı korumakmış... İsrail kaynakları daha sonra Türkiye'yi dünyaya böyle şikayet ediyordu.
Bu şikayet aslında İskenderun saldırısının gerekçesini oluşturuyordu ve açık adres gösteriyordu. Aynı zamanda Türkiye'yi "teröre destek veren ülke, Hizbullah'a silah sağlayan ülke" olarak bir yerlere şikayet ediyorlar, bir tür algı oluşturuyorlardı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a yönelik İsrail merkezli kampanyanın merkezinde de bu tür kampanyalar vardı.
Aslında, PKK saldırıları adı altında birtakım eylemler yapılıyor, terör üzerinden Türkiye köşeye sıkıştırılıyor, hem Kürt meselesi bir şekilde yönetiliyor hem de Türkiye'nin iç iktidar yapılanmasına müdahale ediliyordu. Gazze'den Kürt meselesine, Türkiye'nin iç işlerinden Suriye ve bölge politikalarına kadar birçok alana müdahil olunuyordu. Ne üzerinden? Terör üzerinden...
O günlerde; "Hem Gazze'ye yönelik sivil girişime böyle cevap veriyor hem de Doğu Akdeniz İsrail'den sorulur diyorlar" demiştik. Daha sonra Doğu Akdeniz'de yaşananlar; İsrail ile Yunanistan, Almanya, Fransa ve Rum Kesimi arasındaki ortaklık bölgesel güç çatışmasının büyük resmini ortaya koydu.
Dün dikkatimizi çeken haber, Taraf gazetesinde yayınlandı. Eylül ayında Hatay'daki askeri birimler üzerinde İsrail'e ait Heron'ların tespit edildiği, hava araçlarının dört saat bölgede gözlem yaptığı, durumun radarlarla tespit izlendiği, F-16'ların havalandırıldığı ancak hiçbir müdahalede bulunulmadığı iddia ediliyor.
Olay Hatay'da gerçekleşiyor. Heronlar İsrail'e ait. Malum saldırı İskenderun'da yani bölgede oldu. Dahası, İskenderun saldırısından sonra İsrail, bölgede kurulan füze üssünden şikayet ediyordu. Heronların söz konusu füze üslerini izlerken tespit edildiği ifade ediliyor.
Nasıl ama!
İddia doğruysa resmin tamamı aydınlandı demektir. Yani harita netleşti. İskenderun saldırısı PKK değil İsrail'in planıydı. Amaç Mavi Marmara yüzünden Türkiye'ye ders vermekti. Tabii bu ilk akla gelen. Dahası da var. Bölgeye kurulan füze üssünü tehdit gören, bunu gizlemeyen İsrail, söz konusu saldırı ile Türkiye'nin hava savunma sistemini mi test etmişti?
Neden olmasın!
Daha önce, Türkiye hava sahasını kullanarak Suriye'ye saldırmış, bir tesisi bombalamış, yakıt tanklarını Türkiye topraklarına bırakmış, aynı saldırıdan Rusya'dan Suriye'ye giden hava savunma sistemleri test edilmişti?
Şimdi biz; İskenderun saldırısını PKK yaptı diyerek o dosyayı kapatacak mıyız? Terör konsorsiyumunun diğer büyük saldırılarını da PKK saldırısı diyerek kapattığımız gibi... Sadece İskenderun'u değil, birçok olayı biraz da bu açıdan düşünmeyi öneriyorum...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.