Süleyman Yaşar

Süleyman Yaşar

Anadolu sermayesi Çin'e çıkarma yaptı

Anadolu sermayesi Çin'e çıkarma yaptı

Giderek devleşen Çin, bugün dünya üretiminin yüzde onunu yapıyor. Hızlı artan üretimiyle ABD'den sonra dünyanın en büyük ikinci ülkesi konumuna oturmuş durumda.
Türkiye ile ticaret hacmi de 2011'de 25 milyar dolara ulaştı. Hazırlanan stratejik plana göre, ikili ticaretin tutarı 2015'te 50, 2020'de 100 milyar dolara ulaşacak.
Gelelim Türkiye ile Çin arasındaki dış ticaretin dengesine... Çin'in halen Türkiye'ye ihracatı 22.5 milyar dolar iken Türkiye'nin Çin'e ihracatı ancak 2.5 milyar doları buluyor. Türkiye, Çin'den daha çok ara malı ve yatırım malı ithal ediyor, ithalatın sadece yüzde 25'ini tüketim malları oluşturuyor. Çin ise Türkiye'den mermer, bakır, krom, bor ağırlıklı olmak üzere otomobilden tekstile kadar pek çok ürün satın alıyor.
Çin'le olan dış ticaret açığının kapanması için tabii önce işadamlarının organize olması gerekiyor. Çünkü dış ticaretteki dengesizliğin bir nedeni Türk işadamlarının organizasyon eksikliği.
Düşünün ki, statükocu İstanbul sermayesini temsil eden işadamlarının derneği TÜSİAD, Çin'de bugüne dek bir resmi ofis açmış bile değil. TÜSİAD'ın sadece Pekin'de bir temsilcisi var. Oysa Çin ekonomisi Şanghay ağırlıklı gelişiyor. Bu işin statükocu işadamlarıyla yürümeyeceğini gören Anadolu sermayesi harekete geçti ve Türk-Çin Sanayici İş Adamları Derneği'ni (TÜÇSİ-
AD) kurup, Şanghay'da ilk resmi şubeyi açtı.
Nitekim Türk-Çin İş Forumu da, dün Şanghay'da, TÜÇSİAD'ın ilk resmi şubesinin açılışıyla başladı. TÜÇSİAD Başkanı Murat Sungurlu'ya göre, bundan sonra Çin'le olan dış ticarette sürdürülebilir bir dengeye doğru yol alınacak. Amaç sadece mal ihracatı değil, müteahhitlik hizmetlerinde de işbirliği yapmak olacak. Çünkü dünyada inşaat ve taahhüt hizmetlerinde Çin birinci, Türkiye ikinci sırada yer alıyor. Dolayısıyla iki ülke işadamları birlikte yeni projeler geliştirebilir.
Çinli işadamları da zaten üçüncü pazarı birlikte geliştirmek istiyorlar. Zira Arap Baharı Çin'in, Arap ülkelerindeki müteahhitlik hizmetlerini duraklattı. Bu, Türkiye için bir fırsat olarak değerlendirilebilir.
Çin'in finans kaynakları Türkiye'nin altyapısının inşasında kullanılabilir.
Zaten başlayan projeler de var.
Bunlardan biri, Ankara-İstanbul hızlı tren projesinin ikinci etabının yapımı. Proje bedeli 1.2 milyar doları bulan bu bölümü, Çinli firmalar inşa ediyor. Bu projelerin benzerleri yap-işlet ya da yap-işlet-devret modelleriyle hemen çoğaltılabilir. Hem Türk hem Çinli işadamlarına böylece yeni iş alanları açılır ve Türkiye'nin eksik olan altyapısı tamamlanır.
Çinliler de Türk işadamlarının Çin'de ihalelere katılıp inşaat işleri üstlenerek rekabet yaratmasını istiyorlar. Bu nedenle Türkiye'den pek çok inşaat firması dün yapılan TÜÇSİAD İş Forumu'na katıldı. Anlayacağınız, statükocu İstanbul sermayesinin, devlet desteği olmadan girmeye yanaşmadığı işlere Anadolu sermayesi kendi parası ve enerjisiyle talip oluyor. Anadolu sermayesi statükocu sermayenin çözmeye yanaşmadığı sorunları üstleniyor.
Ümit verici bir durum bu. Bugüne dek Çin'in lehine büyük bir dengesizlik gösteren ikili ticaret, bu hamleler sonucunda Türkiye açısından sürdürülebilir bir hacme ulaşabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Yaşar Arşivi