Korkularımız bizi hayır yapmaktan alıkoymasın
İnsanın, sevdiği şeylerden, yani malından, sevgisinden, ilgisinden ve sahip olduğu en değerli şeylerden tasaddukta bulunmadıkça, kamil bir insan olabilmesi ve hayra iyiliğe ulaşması mümkün değildir.
Bütün bunları öteden beri dinlemiş, çeşitli kaynaklardan okumuş, onaylamışsınızdır... Fakat yine de kendinizden bir şeyler vermek pek de kolay olmamıştır öyle değil mi?... Böyle zamanlarda elleriniz titrer ve içinizde, kaybetmekte olduğunuza dair bir vesvese belirir...Ama vermek te istersiniz, ruhunuzun derinliklerinden bir ses vermeye teşvik ederken, elleriniz hep geriye gider...
Vermekle vermemek arasında bocalar durursunuz... Hele kapıdaki ihtiyaç sahibi kişi komşunuzsa, hemen cebinizdeki paraya uzanırsınız... Acaba versem mi dersiniz ama, nefsinizden gelen fısıltılar ellerinizi kitler ve geri çekilirsiniz...
Ya başka param yoksa
Ya maaşımı geç alırsam
Ya, bir ihtiyacım çıkarsa
Sonra, çalışsaydı da kazansaydı, ben bütün gün çalıştığım parayı bu tembel adama neden vereyim der ve belki de ellerinizi cebinizden çeker, vermekten vazgeçersiniz.
Rivayete göre, Ebu Talha hazretleri bir gün, Huzur-u Nebeviye varmış: "Ya Rasulullah! Benim mallarım arasında en sevdiğim bir bahçem vardır, onu nereye emrederseniz oraya vereyim" diye sormuş, Rasulullah: "Ne güzel, ne güzel onu yakın akrabana infak et." diye buyurmuş. Talha 'da o bahçesini amcazadelerine ve sair katiplerine bağışlamıştır" (Tefsir, Ömer Nasuhi Bilmem, cilt, 1, s, 426)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.