Basına yansıyan haber şöyle:
Bundan böyle 19 Mayıs (ve diğer) bayramlar, Ankara dışında okullarda kutlanacakmış!
“Vay gericiler vay! Görüyor musunuz, bizim milli bayramlarımızı yavaş yavaş nasıl da kaldırıyorlar?!”
Malum sesler, yine yüksek perdeden koro halinde hemen itiraz etmeye başladılar!
***
Oysa ne bayramlar kaldırılıyor, ne de kutlamalara son veriliyor!
Aldığımız bilgiden elde ettiğimiz sonuç şu:
Yapılan şey, sadece Yönetmelik hükümlerinde belirtilen esaslara dönülmesinden ibaret!
Çünkü, 1 Ekim 1981 tarihli 'Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliği'nde, 19 Mayıs Bayramı'nın Başkent Ankara ve diğer illerde nasıl kutlanacağı, gösterilerin nasıl yapılacağı belirtilmiş.
Ama gelin görün ki, her geçen sene yapılan ilavelerle kutlamalar, kanun ve yönetmeliklere aykırı biçimde şekli değiştirilmiş, bir sürü formalitelerle adeta kuşa çevrilmiş.
İşin en ilginç tarafı da, kanun ve yönetmelikte öğrencilerin katılımıyla ilgili herhangi bir hüküm olmamasına rağmen, işin içine öğrenciler de sokulmuş! Hem de zoraki!
Bir yandan dersler ve ödevler, diğer yandan kar-kış ve olumsuz hava şartları, öte yandan da törenlere özel kılık-kıyafet, alet-edevat masrafları, hem öğrencilerin hem de velilerin belini büker hale gelmiş!
Üstelik, törenlere katılmak istemeyen öğrencilerin mecbur tutularak baskı ve tehditle korkutulmasını da hesaba katarsanız, bayramların sevinç yerine nasıl da acı ve eziyet günlerine dönüştürüldüğünü görmüş olursunuz.
***
Yurt dışında kaldığım değişik ülkelerde ulusal nitelikte pek çok bayramlara şahit oldum.
Hiç birinde, bizdeki kadar resmi, militarist, zoraki ve baskıcı bir kutlama görmedim.
Bu tür kutlamalar ancak komünist, totaliter ve diktatörlük rejimlerinde görülen manzaralar!.
Bayramlarda üniforma da olmaz, disiplin de, zorlama da!
Resmiyet hiç olmaz.
Siviller, belediyeler, gönüllü toplum kuruluşları bayramları organize ederler.
Herkes, serbestçe, özgürce, keyfince ve rahat bir ortamda bayrama iştirak eder.
Bizler böyle bir bayram anlayışına hasret iken, sadece yönetmeliğe aykırı olan mevcut uygulamaya yapılan küçük bir müdahaleye bile bizimkiler tahammül gösteremiyorlar!
Bunlar, güya özgürlükçü, sivil, yenilikçi ve sosyal demokrat ilericiler!...
***
Milli Eğitim Müsteşarlığı, bununla ilgili yazıda ne diyor bir daha bakalım:
“Günün anlam ve önemi ile uygun kutlamaların okullarımızda ve öğrencilerimizin katılımıyla icra edilmesine devam edilecektir. Başkent dışındaki il ve ilçelerimizde yönetmelikte yer almayan senaryo, değişik renk ve nitelik arz eden gösteri ve fon çalışmaları gibi etkinliklere yer verilmemesi, bu kapsamda il ve ilçe kutlama komiteleri tarafından gerekli tedbirlerin alınarak çalışmaların anılan yönetmelik hükümleri uyarınca yürütülmesi…”
Demek ki, ne bayram kaldırılıyor, ne de törenler!..
O zaman bu gürültü niye?
***
Madem böyle bir gürültü çıkarılıyor, biz de Bakanlığa seslenelim:
Bari attığınız taş, kurbağaya değsin.
Şu, milli (ulusal) bayramları devletin resmi kutlaması olmaktan çıkarıp yerel yönetimlere bırakın da, halk özgürce ve dilediğince şenlik yaparak günlerini bayram etsin!
Öğrenciler de rahat etsin, veliler de… Resmi görevliler de rahat etsin, halk da…
İleri demokrasi, sivilleşme, özgürleşme diyorsunuz ya, hadi bakalım!