Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Halk adına laiklik güzel bir şey olsa gerek

Halk adına laiklik güzel bir şey olsa gerek

Ben bugüne kadar halk kesiminden, “Laiklik olmadan biz aç kalırız, karnımızı doyuramayız, işlerimiz rast gitmez, laiklik kursağımızdan bile önemlidir” diye yalvaran ve yakaran hiç kimseyi görmedim.
Yalnız tam aksine, laiklikten cüzdanını dolduran, gününü gün eden, hak etmediği kazançlar elde eden, laikliği bir rant kapısı olarak görüp, başka çıkar yol bulamayanların, laiklik adına feryadü figan ettiklerini hepimiz görmekteyiz.
Bir de dünya üzerinde bizden başka laik ülkeler var ve onların bir tarifi var. Bizim bir tarifimiz bile yok. Bugüne kadar laikliği zerre kadar doğru tarif eden kimse görülmüş müdür? Kendisine güvenen herkes çıksın sokağa ve halka; “Laiklik nedir” diye sorsun bakalım, kimden doğru cevap alabilecekler.
Sonra halkın böyle bir derdi yok ki. Halk ekmek derdinde, aş derdinde, huzur ve güven derdinde. Kardeş kardeş yaşamanın derdinde. Bu ülke nüfusunun yüzde sekseni birbiriyle akraba ve akraba bağları da çok güçlü bir halkımız var ortada.
Devlet içinde bir çekişmenin varlığını sağır sultan da biliyor ve neticesine bakıyor ki, bir güç çekişmesi var ve laiklik sadece işin zırhı olarak kullanılıyor. Laiklik ekseninde yapılan bütün kavgaların temelinde; şahsi hırs, öfke ve menfaatten başka ne var Allah aşkına.
Laiklik bir yaşam biçimi olarak dayatılmak isteniyor fakat dünyanın diğer laik ülkelerinde böyle bir durum yok. Laikliğin tarifinde, “baskı” ve “şiddete” dayalı herhangi bir tarife rastlayan olduğunu sanmıyorum.
Dünyanın hiçbir demokratik ve özgür toplumunda devletin tercihi olan bir yaşam biçimi yoktur. Demokrasiye, demokratlığa ve özgürlük anlayışına ters olduğu gibi, insanın birey olduğundan yola çıkacak olursak, insanca yaşamaya da ters bir anlayıştır.
Bilimin dışındaki düşüncelere yer vermeyen bir felsefe üretilmek isteniyor. Buna kılıf olarak da laikliği ileri sürüyorlar. Yine böyle bir anlayış, dünyanın hiçbir yerinde yok. Bir tek Arnavutluk’ta Enver Hoca uygulamıştı, o da “ateizmden” başka çıkar yol bulamamıştı.
Türkiye; Menderes, özal ve R. Tayyip Erdoğan dönemi dışında halk iktidarı görmemiştir. Son yedi yıldır ilk defa büyük çoğunluğun desteğiyle ülkemiz halk iktidarına kavuşmuş ve her şey yoluna girmişti.
Meselenin buradaki püf noktalarından birisi, ekonominin el değiştirmesi olmuştur. Ekonomi ilk defa halkın da katılımıyla belli çevrelerin elinden çıktı ve halk; üreten, tüketen, alan, satan olmaya başladı. Yurtiçinde ve yurtdışında yatırımlar yaptı, dünya ile rekabete girişti, işte ne olduysa bu gelişmelerden sonra oldu ve yine başımıza çorap örülmeye başlandı.
Mesela 28 Şubat’taki 5’li çete ve arkasındaki birtakım güçler bugün yok. Ya da istedikleri gibi güç gösterisinde bulunamıyorlar ve başka yollar deniyorlar. Neden yoklar? çünkü Türkiye’deki iktidarın halk iktidarı olduğunu gördüler ve Ergenekon başta olmak üzere, benzeri oluşumlarla ülkenin önünü kesmeye, halkı bunaltmaya çalışıyorlar.
Devleti ve milleti köşeye sıkıştırmaya başladıklarında da akıllarına gelen ilk şey, nedense hep “laiklik” oldu ve her fırsatta laikliğe sığınıyorlar. İcraatlarına baktığımızda da laikliğin yanından bile geçmediklerini görüyoruz.
Devlet ve millet adına iktidar zor günler yaşıyor. Bugün seçim olsa, bu manzaranın değişmeyeceğini bile bile ülkemizde huzur ve güveni riske atıyorlar. Burada komünizme ve faşizme hizmet etmeyen, sadece ülkemize ve halkımıza hizmet eden sağduyu sahibi sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düşüyor.
Siyasi bir düşünceyle söylemiyorum. “Bugün ülkemizde AK Parti iktidarının taşıdığı yükü taşıyacak kim var?” Bu soruya yine siyasi kaygılarla cevap vermeyelim. Evet, hangi parti ve hangi lider, bu kadar büyük kargaşanın içinden çıkabilir?
Türkiye, orman vadilerinden kurulmuş villalarda ya da dev plazalarda, dev ekranlı televizyonlarda boy göstererek yönetilmeyecek kadar büyük ve yükü ağır bir ülkedir. İktidardan başka elini taşın altına koyacak bir siyasi güç varsa söylensin, onları destekleyelim.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi