Kamalak’tan Örnek Ziyaretler
Devlet yönetimleri için diplomasinin ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.
Diplomasideki başarı, o devletin siyasi gücünü de gösterir aynı zamanda.
Dış politikada yürütülecek siyaset, iç politikada ne kadar yardım ve destek bulursa başarı oranı da o kadar artacak demektir.
***
Bazen batı ülkelerine bakıp “bizde bunlar niye olmaz” dediğimiz oluyor.
Mesela, falanca ülkenin muhalefet lideri, kendi ülkesinin dış politikasına destek için dış ülkelere ziyaretlerde bulunuyor.
Veya filanca memleketin eski cumhurbaşkanı, eski başbakanı ya da eski bakanı, bir diplomat gibi dünya turuna çıkıp ülkesinin milli politikalarına hizmet ediyor.
Veyahut dünyaca meşhur falanca sanatçı ya da bilim adamı, iyi niyet elçisi olarak dünyayı karış karış dolaşıp ülkesine diplomatik destek sağlıyor.
Batıda sıkça gördüğümüz manzara bu.
Yani, iç siyasette birbirlerine rakip de olsalar batılı politikacıların, iş dış siyasete geldiğinde ülkesinin emrinde koşturduğunu gıpta ederek izliyoruz.
Ama, bu iş bizim ülkemizde bir türlü gerçekleşmiyor!
Bunun sebebi ne olabilir?
Siyasi rekabetin olumsuz söylem ve eylemlerinin getirdiği müzmin düşmanlık duygusu mu?
Yoksa ülkemizin herkesçe kabul görmüş milli bir politikasının olmaması mı?
Belki de her ikisi!
***
Geçtiğimiz haftalarda yapılan iki dış ziyaret, biraz olsun bizi ümitlendirir gibi oldu.
Gerçi devlet adına yapılan ziyaretler değildi bunlar, ama olsun.
Bilindiği gibi, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, önce İran İslam Cumhuriyetini ziyaret etmiş ve önemli temaslarda bulunmuştu.
Bu ziyaretin hemen ardından Suriye’ye gitmiş ve dünyanın ağzına baktığı Devlet Başkanı Esad’la da görüşmüştü.
Bu ziyaretler medyada yer almış olsa da, ben ziyaret sonuçlarına ilişkin detaylı değerlendirmelerin yapılmadığı kanaatindeyim.
Bence, sonuçlarından daha çok, şu ortamda bu iki ülkeye bu ziyaretlerin yapılmış olması bile başlı başına bir olaydır.
Özellikle son zamanlarda, ilişkilerimizin hayli bozulduğu ve dostluğumuzun yara aldığı iki komşu ülkeye sayın Kamalak’ın yaptığı ziyaretler, hem bir cesaret örneğidir, hem de sorumlu devlet adamlığının bir göstergesidir.
Gönül arzu eder ki, bu tür ziyaretler Türkiye’yi yöneten önceki devlet adamları eliyle de gerçekleşsin ve iyi niyet elçileri olarak ülkelerinin dış politikalarına yön versinler, yardımcı olsunlar, gerekirse uyarılarda bulunsunlar!
***
Bazıları, bu ziyaretlerin mevcut iktidara destek anlamı taşıyacağını sanarak buna sıcak bakmayabilirler.
Hatta, muhalefetin buna asla yanaşmayacağını söyleyebilirler.
Ama öyle değil!
SP lideri Mustafa Kamalak, İran ve Suriye liderleriyle görüşürken herhalde Hükümete destek için gitmedi veya böyle bir talepte bulunmadı.
Hükümet de sayın Kamalak’a böyle bir resmi bir diplomatik görev vermiş de değil!
Ama, hem ülkemizin hepimizi ilgilendiren milli menfaatleri, hem o ülke halkının huzuru, hem de bölgenin güvenliği ve geleceği için yapıldığı açık olan ve konuşmalardan da bu anlaşılan ziyaretlerin önemi ve faydası tartışılmaz.
Hatta bu tür ziyaretler, Hükümetlerin alacağı yanlış ve tehlikeli kararların önlenmesine de yardımcı olur ve olacaktır.
SP Lideri sayın Kamalak’ı bu önemli teşebbüs ve hizmetinden dolayı tebrik ediyor, diğer liderlere de örnek olmasını diliyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.