Hrant olmadan, Ermeni olmadan da insan olunur
Yürüyüş gerekliydi, görkemliydi, ama bizim gazetenin (Yeni Akit) sorduğu soru havada kaldı:
Bu kitle neden Danıştay cinayeti için de yürümüyor?
Bir soru daha:
Ergenekonun varlığını kabul etmeyenler, Ergenekon çetesi var diyenlerle istiskal edenler, neden Dink davasının Ergenekon davasıyla birleştirilmesini istiyor?
Şimdilik cevapsız soruları bir tarafa bırakalım...
Sorulmamış sayalım...
Peki, protesto yürüyüşü esnasında Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz pankartları taşımak şart mıydı?
Ben oraya bir haksızlığı protesto etmek için gitmiştim, Ermeni ya da Hrant Dink olmak için değil...
Nitekim pankartları görüp sloganları duyunca, sessiz sedasız kalabalıktan ayrıldım...
Bir yerde çay içtim, Ağa Camiinde namaz kıldım ve büroma döndüm.
Yol boyu düşündüm: Bir haksızlığı protesto etmek için haksızlığa uğrayanın adını ve milliyetini almam neden şart olsun?
Gerçi bunu, derin hissiyatla izah ediyorlar...
Mecaza dikkat çekiyorlar...
Aynı şekilde algılamayanları da anlayışsızlıkla, hattâ geri zekâlılıkla suçluyorlar.
Amenna! Lâkin haksızlığa uğrayanın kalıbına girmeden de olayı derin hissetmek ve yürekten protesto etmek mümkündür.
Nitekim Hrant Dink değilim, Ermeni hiç değilim! Mecaz olarak bile bunları kendime yapıştırmak istemem. Ermenilerin Ermenilikleriyle ne kadar övünme hakları varsa, benim de kendi dinimle, milliyetimle ve ismimle övünme hakkım var.
Medeni insan, en azından bu hakkı teslim etmeli...
Ama hayır! Hrantım... Ermeniyim demiyorsanız, anlayışsızsınız...
Daha da beteri, geri zekâlısınız!...
İlle de Ermeni, ille de Hrant!
Acaba o gün benim hissiyatımla kaç kişi geri döndü?
Dostlarım; bir duyguyu yaşamak için, hissetmek için, bir yanlışın tamirine katkıda bulunmak, ne bileyim, yanlışı protesto etmek için kimlik ve kişilik değiştirmeye, hele de din değiştirmeye (mecaz anlamda bile olsa) neden gerek olsun?
Sadece insan olmak yeterlidir.
İnsanım çok şükür...
Müslümanım...
Laz kökenli Türküm (Kürt, Çerkez, Arnavut, v.s.de olabilirdim)...
Hangi dinden, hangi milliyetten, hangi isimden olursa olsun, haksızlığa uğrayan (hele de öldürülen) birinin acısını yüreğinde hissedebilendir, insan!
Aynı acıyı duyabilendir...
Aynı duyarlılığı yaşayabilendir...
Bunun için ne Hrant olmak lâzım, ne Ermeni, ne de başka bir şey.
Hrant Dink farklı inandığı, farklı düşündüğü için öldürüldü. Failine (faillerine) verilen mahkûmiyet kararı verilebilecek en ağır ceza olmasına rağmen vicdanlarımıza sinmedi...
Cumhurbaşkanı ve Başbakan (hatta kararı veren hâkim bile) başta olmak üzere, vicdanı olan herkes bunu söylüyor...
İnsanlar bu duygularını sokaklara yansıtıp protesto yürüyüşleri yapıyor...
Yazarlar günlerdir köşelerine taşıyor.
Ben de yazdım: Temsili Hrant olarak, ya da temsili Ermeni olarak değil, vicdanlı bir Müslüman-Türk olarak yazdım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.