Körler sağırlar birbirini ağırlar
Bir gün Michael Rubin ile yolumun kesişeceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Hurra Kanalından Nuri Malikinin Türkiye ile ilgili açıklamaları sadedinde beni de bir programa çağırdılar (17 Ocak 2012, 22-23 00 suları).
Bir de ne göreyim? İştirakçilerden veya katılımcılardan birisi de Michael Rubin değil mi? Kendisi hem aktif hem de beynelmilel bir Yahudi. Ve Türkiye düşmanlığıyla maruf. Kariyeriyle ilgili iki ipucu nasıl bir adam olduğunu ortaya koyar. American Enterprise Institute (AEI) ve CFR mensubu. Kendisi Necon yani faşist olmasına rağmen AKPyi faşizmle suçlayan birisi. Adam Kürtleri ve Şiileri ayartmakla meşgul. Irak Başbakanı Nuri Maliki ile ortak yanı Türk nefreti. İşgalden hemen sonra Süleymaniye, Selahaddin ve Dohuk kentlerini turlayarak buralarda ders vermiş. Misafir öğretim üyesi olarak faaliyet göstermiş. Sizce ne dersi vermiş olabilir? Birlikte olduğumuz programda Rubin Maliki için milli bir adamdır dedi. Milli vasfında tek eksiklik kahramanlığı idi. Gerçekten milli bir vasfa haiz çizgiden gelen bir adam böyle bir tezkiyeyi yapsa durmaz geçersiniz. Lakin bunu söyleyen işgal tamtamcısı ve bu adam Nuri Malikinin milliliğine şehadet ediyor. İşgalcinin şahidi işbirlikçi! Adam faşist olmasına rağmen Türkiyeyi faşistlikle damgalıyor! İkinci kademede adam hem Şii hem de ayrılıkçı Kürt aşıkı! Zira adam İsrail yandaşı ve bölge ne kadar bölünürse İsrail ve Amerikan çıkarlarını o kadar temin eder. Ben Amerikalılar Iraka geldi ve mezhepsel bir sistem kurdular diyorum ve anayasayı şahit gösteriyorum adam bildiğini okuyor ve Türkiyenin mezhepçi yaklaşım içinde olduğunu söylüyor. Aynen Malikinin sözlerini tekrarlıyor. Körler sağırlar birbirini ağırlar.
¥
Rubin gibiler kafayı tersinden komploya takmış durumdalar. Hiç normal değiller. Herkesi komploculukla suçluyorlar ve bu noktada kısa devre yapıyorlar. Komploculukla komplo aleyhtarlığı aslında ifrat ile tefrit. Yarası olan gocunur ve Rubin belli ki derin yaralar içinde. Bundan dolayı her sözünde komplocu kafadan bahsediyor. Onunkisi de anti komplocu kafa! Zavallı! Hurra denilen işgal televizyonunda adam işgal zemininden Türkiyenin Irakın içişlerine karıştığını söylüyor! Utanmazlığın ve arlanmazlığın tavan yaptığı nokta burası olmalı. Kendileri içinde oldukları ve hiç ellerini çekmedikleri halde Türkiye içişlerine karışıyor! Onlar da seyrediyor. İyi ki İran uzmanı olan Rubin Türkiyenin İranın içişlerine karıştığını da savunmuyor! Yarın onu da savunurlar. Zira adamlar da Türk düşmanlığı daha baskın hale gelmeye başladı. Zira, şuubiye ve taifiyye (mezhepçilik ve ırkçılık) böl yönet politikasının vazgeçilmez araçlarından birisi. ABD ve İsrail de bu araçlara önem veriyor. Türkiye ise İslam dünyasının ortak vicdanını ve ortak bölenini (kasım el müşterek) temsil ediyor. Bu asla işlerine gelmez. Bunu yüzüne karşı da söyledim. Adam gecikmiş zamanlarda Kürt ulusalcılığını ve Şii taifeciliğini uyandırmaya çalışıyor. Iraktaki faaliyetleriyle, aklımıza İngiliz dönemi Çöl Kraliçesi lakabıyla anılan Gertrude Belli aklımıza getiriyor. Geçmişte Michael Ledeen gibi Rubinin adaşları ve dindaşları İranın vurulmasını savunurlardı. Şimdi ise ses çıkarmıyorlar. Rubin gibiler aksine Türkiye üzerine yoğunlaşmış konumdalar. John Bolton da ikide bir Suriyeye müdahale edilmesini savunurdu. Şimdi nerede? Bunlara şimdi Dick Cheney gibiler tercüman oluyorlar ve Dick Cheney Der Spiegel dergisine Beşşar ağzıyla konuşuyor ve ABD için hedefin Suriye rejimi değil aksine Kaide gibi İslamcı örgütler olduğunu söylüyor. Bu tür örgütler olmasa kendileri imal ediyorlar, tavsasa da kendileri canlandırıyor. ABDnin Afganistanda yaptığını Beşşar Şamda yapıyor ve kendi koyduğu bombaları Kaideye mal ediyor.
¥
İlginçtir, son sıralarda İran düşmanı olanlar düşmanlıklarını Türkiye üzerine kaydırmış bulunuyorlar. Sözgelimi kıdemli veya uzatmalı dostumuz Bernard Lewis, 10 yıl içinde Türkiyenin İranın yerini alacağını söylemiş ve bununla da kalmamış Netanyahunun Türkiyeden özür dilemesine engel olmuştur. Rubin, Daniel Pipes gibi o da nedense Türkiyede ulusalcı çizgiyi savunuyor. Ulusal çizgi de Amerikan komplolarından bahsediyor. Yahudiler, nedense birincisi Kürt meselesi ikincisi de İsrail meselesi üzerinden Türkiyeye düşman kesiliyorlar. Çünkü İsrailin beka meselesi İslam dünyasının parçalanmışlığı ve zayıf kalmasıyla alakalı. NY Times gazetesi eski yazarlarından Yahudi asıllı belalımız William Safire Türkiyeyi (1994) satılık müttefik ilan etmişti. Sonrasında Michael Rubin ulusalcı kesime sahip çıkarak AKPyi faşist bir parti olarak ilan etmiştir. En son Bernard Lewis de Türkiyeyi İranın yerine koymuştur. Demek ki onlar, Türkiyeyi temel düşman ve taktik dost buna mukabil İran ve benzeri ülkeleri ise zahiri düşman lakin işlevsel dost olarak görüyorlar. Sonuç itibarıyla, Neoconların, Neosafevilerle aynı zemini paylaştıklarını görebiliyoruz. Bu Moğollar ile Alkemi ve Nasiruddin Tusi beraberliğinin çağdaş bir tezahürü ve tekerrürüdür. Rubin, The Eternal Iran kitabının yazarlarındandır ve Savunma Bakanlığında Irak ve Irak masalarına bakmıştır. Nuri Malikiyi savunması boşuna değildir ve bozacının şahidi şıracı deyimini doğrulamaktadır. İşgalci ile işgalci yandaşı elbette aynı zemini paylaşacaklardır. Hurra denilen işgal kanalında Nuri Malikinin hem Amerikan hem de İran sadakatine sahip olduğunu ve kolay kolay çifte sadakate başka kimsenin muvaffak olamayacağını söyledim. Kendisinin liberal bir Sünni olduğunu ifade eden İbrahim Sumeydai bunu maharet olarak vasıflandırdı. Maharet sahibi mi yoksa mekkar mı (kötü tuzakçı ve suikastçı)? Kuran Nuri Maliki gibiler için şöyle söyler: Kötü tuzak sahiplerini bulur (Fatır, 35/42-43)..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.