Ersoy Dede

Ersoy Dede

Yeni Türkiye

Yeni Türkiye

Gelişim Üniversitesi’nce tertiplenen ödül töreninde kürsüye çıktığımda tek bir cümle söyledim; “Yeni Türkiye’yi üniversite gençliği ile beraber kuracağız” Bunu da bu sütunda yazdım.. O günden beri herkes tek tek “Yeni Türkiye”yi soruyor.. Ya hu bilmediğiniz bir şey değil. Zaten kurulmakta olduğu için dikkatli baktığınızda fark edersiniz aslında..
ESKİSİNE NE OLDU?
Kimseyle bir; “numaralı cumhuriyet” polemiğine girme niyetinde değilim. Zira zannettiğiniz gibi kastettiğim rejim falan değil. Hemen söz altında gizli gündem maddesi aramayın. Yazarınız lafını esirgeyen bir adam değil. Ya da düşündüklerini ima eden biri.. Ne hissediyorsam, anlaşılır biçimde yazmaya çalışıyorum. Eğer yazdıklarımdan bir şey anlaşılmıyorsa, bu benim sakladığımdan değil, en fazla düzgün ifade edemediğimdendir. Mazur görün.
İŞTE ESKİ TÜRKİYE
Bir anda insanların kılık kıyafetlerinden dolayı önce asıldıkları sonra sorgulandıkları bir dönemin mirası üzerindeyiz. Gece yazdığınız mektupta kullandığınız yazının sabah yasaklandığı bir Türkiye’den söz ediyorum. Hadi onlar kuruluş sancılarıydı Türkiye Cumhuriyeti’nin.. Hadi her yeni kuruluşun böylesine travma yaratan can yakan uygulamaları olduğunu kabul edelim.. Peki ya sonraki uygulamalar?.. Demokratikleşmeye şans vermeyen tek parti diktatörlüğü? Ardından konjonktürel dayatmalar nedeniyle kerhen bir demokrasiye geçiş denemesi.. 10 yıllık bir “tahammül”ün ardından yeniden jakoben kadrolara ülkenin devri.. 10 sene sonra bir balans ayarı 10 sene sonra yeniden format atılmış bir Türkiye.. Sahte demokrat kahramanlarla idare edilen bir 20 yıl ve ardından büyük balans ayarı ile geldiğimiz 28 Şubat süreci..
¥
Bütün bu süreçlerin içinde; darbe yapmak için oluşturulan ortamlar var. Günahsız yere birbirine silah çeken kardeşler. Darağacında “denge olsun diye” sallandırılan sağcı ve solcular var eşit miktarda (!).. Örgütlerle gayr-ı meşru yoldan mücadelede, insanlık dışı metotlar var. Köyleri yakılan evlerinden kovulan sürgüne mecbur edilen yurttaşların dramı var.. Sokak ortasında satırlarla öldürülmüş masum insanlar, beyaz Toros’a bindikten sonra haber alınamayan köylüler var.. Müziği, kitabı, gazetesi yasaklanan halklar.. Başı örtülü diye eğitim şansı, istihdam şansı tanınmayan genç kadınlar.. İmam-Hatip okudu diye üniversiteye girmesi istenmeyen genç adamlar.. Sistemi tekelinde tutan İstanbul sermayesi var. İstediği anda hükümeti sıkıştıran. Başı dara düştüğü zaman yağ üretimini, şeker üretimini kısıp uzun kuyruklar oluşmasına neden olan ve bunun siyasi sorumluluğunu hükümete atan acımasız sermaye sınıfı.. Tekerlekli tabutlarını satabilmek adına, demiryollarının da denizyollarının da gelişmesine engel olan sermaye sınıfı.. Çok yoruldum... Eski Türkiye’yi saymaya devam edeyim mi?
YENİ TÜRKİYE GELİYOR
Çok politize olmuşum gibi düşünmeyin ama aradım başka tarih bulamadım.. Kesinlikle milat 3 KASIM 2002’dir.. Bunu salt Tayyip Erdoğan’ın başa gelmesi gibi de algılamayın.. Halkın köhnemiş Ankara siyasetini sandığa gömme iradesi olarak da kabul edin bu tarihi.. 3 Kasım’dan itibaren Türkiyeli yurttaş yeni bir şey istedi.. Kendini vazgeçilmez sayan jakoben elitist kadroları, cumhuriyetin asıl sahibi gibi kendini gören “politikacı-bürokrat-işadamı triosu”nu elinin tersiyle itti.. Bunların tümünü, kendi gönlünce istediği gibi kendi kurmaya karar verdi... İstanbul’daki firma yağ üretimini düşürse de Gaziantep’ten bir yağ firması “ben buradayım” diyebilecekti artık. Başörtüsüyle, değil öğrenci olarak derse girememek, rektör bile olunabilecekti artık.. Değil Beyaz Toros’a binip kaybolmak, o dönemin kemikleri toplanacaktı Diyarbakır’dan, Şırnak’tan, Silopi’den.. Kemalist ideoloji, laiklik, cumhuriyetin temel değerleri gibi konularla enerjimizi tüketmeyip, 2023 vizyonu ortaya koyacak, Karadeniz ile Marmara’yı birbirine bağlayacak kanallara kafa yoracaktık. Siparişle köşe yazısı, manşet haber yazmak şöyle dursun, köşelerimizden, birinci sayfalarımızdan o adamların ipliğini pazara çıkaracaktık.. Sağ-sol kavgası yüzünden okula gidemediğimiz günlerin hatrına, devletin hediye ettiği tablet bilgisayarlarımızı koyacaktık sıralarımızın üzerine.. Kuracağız Yeni Türkiye’yi birlikte arkadaşlar. N’olur pes etmeyin.. Bitmek üzere.. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi