Sizlere bir kötü, bir de iyi haberim var
Türkiye hızla değişen dünyada en hızlı değişime uğrayan ülkelerden biri. Bazılarımızın müthiş rahatsız olduğu bir gerçeklik bu; ellerinden gelse, imkânsızı başarmaya çabalayıp zamanı durdurmaya kalkacaklar.
Önce rahatsızları uyarayım: Ortada korkulacak bir şey yok; ülkemiz bir yıldan diğerine endişe duymayı gerektirecek bir değişime uğramıyor. Kendini muhafazakâr (2010: 15.0; 2011: 20.5) ve ılımlı muhafazakâr (10.6; 12.7) olarak tanımlayanlarımızda hafif bir artış var, ancak aynı artış Ben sosyal demokratım diyenlerde de (14.9; 15.8) fark ediliyor. Milliyetçi (16.4; 19.3) ve sosyalist (6.2; 6.4) olanlarımız da azalmıyor.
Türkiyede varolan eğilimlerin fotoğrafını çeken son araştırma Kadir Has Üniversitesi ( KHÜ) tarafından aralık ayında 26 ilde bin kişiyle yüzyüze görüşülerek gerçekleştirildi. Benzer bir araştırma bir yıl önce de yapıldığı için yıllar arasında mukayese imkânına sahibiz.
Tablodan çıkardığım bir kötü bir de iyi haberim var...
Kötü haber güvenlik ve terör politikalarıyla ilgili: Terörle mücadelede en uygun yöntemin askeri olduğuna inananlar yükselişte; oran 2010da yüzde 31.6 iken 2011de 44.2ye çıkmış görünüyor. Terörle mücadele edilirken çözüm için BDP, PKK veya Öcalanla görüşülmesi konusunda olumsuz bir tablo var ortada: Herbirini uygun gören küçücük gruplar; büyük çoğunluk (51.8) Hiçbiriyle görüşülmesin demekte...
Hükümetin son zamanlarda izlediği politikalara uygun düşüyor bu tablo. Herhalde bu sebeple olmalı, hükümetin terör politikalarını kesinlikle başarılı ve başarılı bulanlar, kesinlikle başarısız ve başarısız bulanlardan daha fazla; oranlar 2011 yılında hükümetin lehine olarak değişmiş...
Aynı soru terörle mücadele yerine Kürt sorunu olarak yöneltildiğinde durum değişiyor. Bu alanda hem 2011 yılı içinde, hem de bir yıl öncesiyle mukayese edildiğinde daha az başarılı bulunuyor hükümet politikaları...
Ülkemizin bölünme ihtimali kendilerini Türk olarak tanımlayanlarca bayağı ciddiye alınıyor (Türklerin yüzde 44.8i Bölünme tehlikesi var diyor); buna karşılık kendisini Kürt olarak tanımlamış deneklerde bu oran sadece yüzde 22.8...
Ne kadar ilginç değil mi?
Şimdi de iyi haber: Türkiyede yaşayan insanlar -buldumcuk veya sevindirik değilseler- kendilerine güveniyor, hayatlarından mutlu, geleceklerinden de umutlu görünüyorlar. Türkiye iyiye doğru değişiyor diyenler (46.7), Değişmiyor (28.0) ve Kötüye gidiyor (25.3) diyenlerden çok fazla. Türkiyede yaşamaktan az/çok mutsuzum (14.2), Ne mutluyum ne de mutsuz (23.7) diyenlerle karşılaştırıldığında Çok mutlu (18.6) ve Mutlu (43.5) olduğunu söyleyenler bayağı bir çoğunluk...
KHÜ araştırmasının açığa çıkardığı tablo hükümet ve karar alma mevkiinde bulunanlar açısından olağanüstü bir fırsat kapısı sağlıyor: Halktan gördüğü desteği çekinilen çözüm yöntemlerini denemede kullanabilir hükümet... İnsanlar endişe duyabilir, uzak durulmasını isteyebilir, ancak siyasiler onlar namına karar verirken daha cesur davranabilirler. Özellikle de insanların kendine güvendiği, hayatından memnun olduğu, geleceğe umutla baktığı bir ülkede...
Dikkatle üzerinde durulması gereken bir araştırma bu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.