Çaycının üzerine şirket kurmaya son
AB'ye uyum için çıkarılan yeni Ticaret Kanunu daha yürürlüğe girmeden, hortumculardan büyük direnç gördü. Böylesine karşı çıkmalarının nedeni, yeni yasada, bir şirketin içinin boşaltılmasını önleyici hükümlerin bulunması. İşte hortumcular bu hükümlerin değişmesini istiyorlar. Yani şirketin ortaklar tarafından içinin boşaltılmasına eskisi gibi göz yumulmasını arzuluyorlar.
Özellikle de şirket ortaklarının, şirketten borçlanmasını engelleyen maddelerin değişmesini istiyorlar. Çünkü şirket ortağı, şirkete borçlanarak şirketi soyuyor.
Daha önce 2001 krizinde biz bu soyguna şahit olduk. Banka sahipleri kendi şirketlerine verdikleri kredileri, Ticaret Kanunu'nda yasaklayıcı bir hüküm olmadığı için alıp kaçtılar. Sonunda ödenmeyen banka borçlarını vatandaş vergileriyle ödedi. Bu yolla şirketleri öyle soydular ki, vatandaş hortumlanan tam 380 milyar lirayı vergileriyle ödemek zorunda kaldı. Oysa bu parayla 38 tane boğaz köprüsü ve çevre yolları yapılırdı.
Eski sistemin savunucuları şimdi uç örnekler vererek isteklerinde haklı olduklarını kanıtlamaya çalışıyorlar. Onların iddiasına göre, yeni kanun yürürlüğe girerse, şirket ortakları, yakınlarına taksitle mal bile satamayacaklar. Kötü niyet varsa, satmasınlar tabii ki!
Eğer şirket ortağı, şirketin mallarını yakınlarına vadeli olarak satıp, sonra bu yakınlar taksitleri ödemeden ortadan kayboluyorlarsa, ki hep böyle oluyordu, bunun adı ticaret değil şirketi soymaktır. Bu düpedüz şirketin içini boşaltmaktır. Dolayısıyla yeni yasa böyle bir soygunu önlemeye çalışıyor. Soyguna göz mü yumulsun isteniyor peki?
Yeni Ticaret Kanunu'na karşı çıkanlardan bazıları da, denetçi firmalara yeni yasada destek verildiğini ileri sürüyorlar... Eğer böyle bir sorun varsa bunu çözmek çok kolay. Bu konuda da meslek odaları bir ücret tarifesi koyar ve belirlenen ücretin aşılması kabul edilmez. Böylece şirketi bağımsız denetçinin denetlemesi, şirketin kendi denetçisinden daha ucuza gelebilir.
Gelelim yeni Ticaret Kanunu'nun özelliklerine... Yeni Ticaret Kanunu'nu hazırlayanlardan Prof. Dr. Ünal Tekinalp, Sabah'da Dilek Güngör ile yaptığı röportajda, "bu kanunla herkes hapse girecek" diyenlere, harika bir cevap veriyor. "Çalıp çırpmayan hapse girmez" diyor. Ve kanunda karşı çıkılan maddelerin kayıt dışının önüne geçilmesi için konulduğunu anlatıyor.
Tekinalp "Faturasız mal sattınız, parayı kasaya nasıl koyacaksınız? Ortaklardan biri sanki şirkete borç veriyor gibi ya da şirket bir yere rüşvet ödeyecek ortak borçlu gibi gösteriliyor. Türkiye'de kara para nereden kaynaklanıyor? Bir narkotik, diğeri vergi kaçakçılığı. Bu ortaklar cari hesabı da vergi kaçağı. Bu hesabın büyük kısmı böyle kullanılıyor" diyor.
Kısaca, yeni Ticaret Kanunu eskisi gibi değil. Kayıt dışına çıkılmasını ve kara parayı önlemeye çalışıyor.
Bir başka konuya gelince... Sık sık gazetelerde okuyoruz. Bazıları çaycısı ve odacısı üzerine şirket kuruyor. Daha sonra gerçek kurucu ortadan kayboluyor, milyonlarca liralık borç çaycısının üzerine kalıyor. Yeni Ticaret Kanunu işte bu dolandırıcılıkları da önlemeye çalışıyor. Şirketlere internet sitesi kurup ortaklar ve faaliyetleri hakkında bilgi verme zorunluluğu getiriyor. Böylece şirket hakkında bilgi edinmek mümkün oluyor.
Tabii bizim hortumcular internet sitesi kurup halkı aydınlatmaya da karşı çıkıyorlar. Hiç çekinmiyorlar! 2001 krizinde, hortumcuların vatandaşın üzerine bıraktığı borç tutarı olan 380 milyar liranın ödenmesi daha 2010'un ekim ayında sona erdi.
Aman dikkat! Aksi takdirde yine milyarlarca liralık şirket borçlarını biz vergilerimizle ödemek zorunda kalırız. Yeni Ticaret Kanunu'nda gedik açtırmayalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.