Hamas aslına dönüyor
Bölgede kartlar yeniden karılıyor. Özellikle de Suriyenin devrim kuşağına girmesiyle birlikte Ortadoğuda stratejik taşlar yerinden oynadı. Hamasın pratik ve pragmatik nedenlerle mali açıdan İran ve toprak olarak Suriyeye sığınmasıyla birlikte başlayan 13 yıllık süreç yeni bir aşamaya giriyor. 13 yıllık dönem noktalandı. Hamas açısından Ara devre veya parantez dönem kapanıyor. Bunda Katar ve Türkiyenin telkinlerinin de rol oynadığı ileri sürülüyor. Esasında, Hamas ayrılan ve ayrışan yolların ve tarafların arasında kalmıştı. İran bir taraftan maliyesi sarsılan Suriye rejimine mali katkı sağlarken öbür taraftan da Suriye rejiminin halkını bastırmasına destek veriyordu. İranın mali desteği ve Suriyenin de fiziki desteği karşılığında Suriye halkının bastırılması noktasında Hamasdan anlayış ve destek bekleniyordu. Lakin Hamas bu ayrışmada net tavır alamadı ve bekle gör politikası izledi.
Lakin saflaşma keskinleşince tavrını netleştirme durumunda kaldı. Suriyede mezalimin artmasıyla birlikte itibar kırılması ve aşınmasıyla karşı karşıya kaldı. Katar ve Türkiye gibi ülkelerin bu süreçte haklı telkinleri de Haması ister istemez konumunu gözden geçirmeye zorlamış olmalıdır.
Netice itibarıyla, tezat üzerine ilerleyen ilişkilerin sonunda Hamas çatallaşan yollarda tali gövde yerine ana gövdesini tercih etti. Yuvasına ve aslına geri döndü. Zaten başka bir seçenek de yoktu. Böylece mukavemeti destekliyoruz havasında olan istismar odaklarının aracı olmaktan da kurtulmuştur. Bununla birlikte, eski tas eski hamam olmayacaktır. Köprünün altından çok sular aktı. Bu itibarla Halid Meşal, Ürdün Kralı Abdullah II ile görüşse de bu Hamasın bürosunu külliyen Ürdüne taşıyacağı anlamına gelmiyor. Obama, Abdullah II ile görüşmesinde Hamasın Ürdüne taşınmasının tehlikeli olacağını söylemiştir. Hamasın siyasi büro olarak toptan Ürdüne geri döneceğini tasavvur etmek pek yerinde değil. Lakin Ürdün Kralı Arap Baharı karşısında iç barışını ve istikrarını korumak için HAMASı ülkesine yeniden buyur edebilir. Halkın tepkileri karşısında Hamasın varlığı yatıştırıcı olabilir.
Bununla birlikte Arap Baharı gölgesinde Hamasın bölgesel seçenekleri artmış bulunuyor. Mali açıdan İrandan boşalan yeri Katarın doldurabileceği ve Hamasın da bürosunu Gazze, Mısır, Katar, Ürdün arasında yayabileceği en fazla kabul gören varsayımlar arasındadır. Yeni dönemde Hamasın adem-i merkeziyetçi bir tarzı benimseyebileceği konuşuluyor.
¥
Arap Baharı İran, Suriyenin altındaki şalı çekiyor. Yine de İran ayrılık mesajlarını bastırmak istercesine İsmail Heniyeyi İrana davet etti. Böylece Hamasın İrandan kopmadığı mesajı verilmek isteniyor. Ve yine bu mesajla birlikte İran ile Hamas ilişkilerinin Hamas-Suriye ilişkilerinden bağımsız yürüdüğü intibaı verilmek isteniyor. İranın İsmail Heniyeyi daveti taktik anlamda İsrailin yeni seçilen Müslüman Kardeşler kökenli Mısır Yeni Meclis Başkanı Katetniyi davetine benziyor. Her iki halde de beraberlik görüntüsü verilmek isteniyor. Bölgede taşların yerinden oynaması asıl İsraili endişelendiriyor. Hamasdaki eksen kaymasıyla birlikte İsrail panik halini yaşıyor.
Şimon Peres, Eliot Abrams gibiler Hamasın yeni hamisinin Türkiye olduğuna dair değerlendirmelerde bulundular. Hatta Hamasın siyasi bürosunu Türkiyeye taşıyacağı ve Türkiyenin Hamasa yıllık olarak 300 milyon dolar yardım yapacağı ileri sürüldü. Türkiyenin Haması misafir etmesi için henüz zaman olgunlaşmış değil. Türkiyenin ilişkiler ağı geniş olduğundan dolayı manevra alanı dar ve sınırlıdır. Yani şimdilik böyle bir adım atmaz. Nitekim, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bu iddiaları yalanlamıştır. Olan bitenin özeti şudur: Bölgede kartlar yeniden karılıyor. Hamas, Ürdün ile ilişkilerini normalleştiriyor. Ve İran ekseni yerine Suriye devrimi ile yolların çatallaştığı süreçte ana eksenine ve yuvasına yani İhvana dönüyor.
¥
İsrail gelişmeler karşısında çığlık ve vaveyla koparıyor. Bu bağlamda Türkiyenin Haması ağırlayacağı yönündeki haberlere paralel bir biçimde İsrail Başbakanı Netanyahu, ABDnin Mısıra yaptığı para ve mali yardımı kesmesi halinde yeni Mısır rejiminin Türkiye ve İranla askeri ittifaklara gideceğini ve Camp Davidi askıya alacağını hatta iptal edeceğini düşünüyor. Kısaca, İsrail Arap Baharı ile birlikte tam bir alarm durumu yaşıyor. Güç dengelerinin değişmesi İsraile tedirgin ediyor. Psikopat rejim her havadan nem kapıyor ve rüyalarında her gün yıkılacağı günü görüyor. Askeri gücü ve tersaneleri ve Batı desteği bile kendisini bu kâbus halinden kurtaramıyor. Gerçekten de Hamasın eksen değiştirmesi Ortadoğuda yeni bir döneme işaret ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.