Mecburî Din Dersleri Aldatmacası
Okullardaki mecburî din derslerinin kaldırılmasını istiyorlar. Kaldırsınlar... Lakin biz Müslümanların bazı şartlarımız vardır.
İnsan haklarına, din hürriyetine, millî kimlik ve kültüre aykırı Tevhid-i Tedrisat Kanununu da kaldırsınlar, Müslümanlara Tevhidî Eğitim yapmak hakkını tanısınlar.
Nasıl olur demesinler. Fransa laik değil mi, orada Katolik kilisesinin hür okulları ve liseleri yok mu? Bizde de öyle olsun. Çoğunluktaki Sünnî Müslümanlar da "İslam mektepleri" açabilsin.
Devlet bu okulları kontrol etmesin mi? Ne münasebet etsin ama din hürriyetini kısıtlayan ideolojik zihniyetle etmesin, âdil ve hakkaniyetlyi bir şekilde etsin. Müslümanlara Kemalizm ideolojisini empoze etmesin.
Bugünkü din dersleri zaten bir aldatmacadan ibarettir.
Açın resmî din dersleri kitaplarını, baş sayfasında M. Kemal Paşa'nın kalpaklı bir resmini görürsünüz. Atatürk'ün gençliğe hitabesinin bir İslam kitabında ne işi vardır?
Resmî din kitaplarında Şeriat kelimesini bulamazsınız. Yahu Şeriatsız İslam mı olur?
Din dersleri kaldırılırsa Müslümanların (âdil hukukun kontrolünde) tatil günlerinde özel din dershaneleri açmalarına izin verilmelidir.
Diyanet bu işleri, bugünkü rejime, resmî ideolojiye bağımlı statüsüyle yapamaz. Müslümanların din işleri de bağımsızlaştırılmalı, en azından özerk hale getirilmelidir.
Doksan yıldır baskı altında kalmış olan Müslümanlar başlangıçta bocalayacaklardır ama inşaallah toparlanacaklardır.
İslamî eğitim hizmetleri için büyük paralar lazımdır. Müslümanların devletten bağımsız Ümmet teşkilatı kurmalarına, onun başına ehliyetli, liyakatli, âdil, bilge, takvalı, ihlaslı, ilim ve irfan sahibi bir İmam-ı Kebir seçmelerine de izin verilmelidir.
Müslümanlara, İngiltere'de olduğu gibi geniş bir din, eğitim, kültür, teşkilatlanma hürriyeti verilince meydanı boş bulan bazı cemaatler bunlara el koymak isteyeceklerdir. Kurulması tasavvur olunan Türkiye İslam Ümmeti Teşkilatı şu veya bu cemaatin veya tarikatin değil, bütün Müslümanların temsilcisi olmalıdır.
Müslümanlar bu kadar kökten değişimlere hazır değilmiş... Hazırlansınlar...
* (İkinci yazı)
Karamsar Değil Gerçekçiyim
KARAMSAR yazılar yazma, ümidimizi kırma, iyi şeyler yaz diyenler var. Benim yazılarım karamsar ve ümitsiz yazılar değil, uyandırıcı ve gerçekçi ve inşallah faydalı yazılardır.
Müslüman halkın bugünkü haline iyidir dersem yalan söylemiş ve aldatmış olurum. Bunu yapamam.
İyi şeyler yazabilmek için şu hayırların olması gerekir:
1. Sabah ezanı okunuyor, bütün şehirde ışıklar yanıyor, halkın yüzde doksanı namaza hazırlanıyor. Herkes yayan veya vasıta ile camilere gidiyor. Camiler Cuma namazlarında olduğu gibi doluyor.
2. Müslümanlar bugünkü tavaif-i müluk, birbirinden kopuk cemaatler devrini kapatıp tek bir Ümmet oluyorlar, başlarına ehil bir İmam-ı Kebir seçiyorlar ve ona biat ve itaat ediyorlar.
3. Başında İmam-ı Kebir bulunan Ümmet teşkilatı mükemmel bir plan ve program yapıyor ve etkili bir hizmet ve faaliyet kampanyası başlatıyor.
4. Ümmet teşkilatı, İmam-ı Kebir'in liderliğinde emr-i mâruf ve nehy-i münker yapıyor.
5. Zekatlar Kur'ana, Sünnete, Şeriata , fıkha uygun şekilde zekat âmilleri tarafından toplanıyor ve Ümmet-i Muhammed'in fakirlerine, miskinlerine, yol oğullarına (mültecilere, gurbetzedelere) temlik edilmek suretiyle dağıtılıyor.
6. Ümmet teşkilatının baskılarıyla başörtüsü her yerde, bilhassa kamusal alanda serbest bırakılıyor ve yurt çapında bir tesettür seferberliği başlatılıyor.
7. İslam medreseleri açılıyor ve çok vasıflı, çok ihlaslı, çok firasetli, çok mürüvvetli icazetli ulema ve fukaha yetiştiriliyor.
8. Ümmet teşkilatı rüşvete, yolsuzluğa, hırsızlığa, zulme, adaletsizliğe, fıska fücura, bid'ate, nifaka, küfre, müstehcenliğe karşı yasal sınırlar içinde etkili bir mücadele başlatıyor.
9. İnsan haklarına aykırı olarak kapatılmış tasavvuf tarikatları ve tekkeler açılıyor, başlarına ehliyetli, liyakatli, mürüvvetli, icazetli meşayih ve hulefa geçiriliyor.
10. Müslümanlar İslamî mahalle teşkilatı kuruyorlar ve küçük ve orta çaptaki nizaları kendi aralarında hallediyorlar, ahlaksızlığa karşı mahalle baskısı uyguluyorlar.
11. Müslümanlar iş, çalışma, ticaret, sanayi hayatını tanzim için fütüvvet, ahîlik teşkilatını ve loncaları kuruyorlar.
İşte böyle hayırlı gelişmeler olursa elbette bunları alkışlarım.
Bunlar olmazsa uyarıya devam ederim.
Cemaatçi bir kardeşimiz cemaatini ve başındaki muhterem zatı övmemi istiyor. Bendeniz meddah değilim, isim vererek ne bir cemaati, ne de onun hocasını överim.
O cemaatin parası çoktur, para mukabilinde çok övücüler, meddahlar bulabilir ve istedikleri yazıları, medihnâmeleri kaleme aldırabilirler.
Şu hususu da tekrar ifade edeyim: Bendeniz, çok nâçiz bir muharrir olarak sahih itikada, namazın ikamesine, Müslümanların vasıflı hale gelmesine, İslamî ilimlerin yayılmasına, Müslümanlar arasında kardeşlik olmasına, i'lâ-i kelimetullah yapılmasına, halkın ve bilhassa gençliğin irşadına, Müslümanların ümmetleşmesine hizmet eden bütün hayırlı cemaatlere, tarikatlara, hocalara, hocaefendilere, efendiler hazeratına son derece taraftarım, onları çok severim, çok takdir ederim, hepsine hayli minnettar ve müteşekkirim. Hizmetleri mübarek, mebrur, makbul ve lentebur ticaret olsun. Âmin.