M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Senegalli Musa Sow ve Dindar Savcı

Senegalli Musa Sow ve Dindar Savcı

Fenerbahçe’nin yeni transferi Musa Sow’un gol attıktan sonra çimlere uzanıp secde etmesi medyada tartışma konusu olmuş.

Her ne kadar onun ismi Moussa diye yazılıyorlarsa da, ben özellikle Musa diyorum ki, bir peygamber ismi olduğunu cümle âlem bilsin.

İngilizce yazım sebebiyle yanlış telaffuz edilen o kadar çok isim var ki, aslında çok iyi bildiğimiz bu isimler, yazılışına bakıp söylenirken çok gülünç oluyor! Bazen de çok yakışıksız telaffuzlar ortaya çıkıyor. Buna tek bir örnek vererek asıl konuya geçeyim.

Kayserispor’da oynayan ve Karim Ziani diye yazılıp Kerim Zeyni diye okunan futbolcunun ismini acemi adam “Karım Zânî” diye okuyor! Acaba karısı duysa bu adama ne der?! Bunun gibi daha nice potlar kırılıyor! Onun için, bizim Musa’yı da başka türlü okumaya çalışmanın anlamı yok!

Bir takım çevreler, Musa Sow’un secde etmesini tenkit edip yadırgadıklarını dile getirmişler. Halbuki, benzer hareketler batıda çok normal karşılanıyor. Seyredenler bilir; Hıristiyan sporcular da gol atınca istavroz (haç) çıkarıyorlar. Hatta, maça başlarken de maçtan çıkarken de aynı hareketi yapıyorlar. Kimse de “bunlar ne yapıyor?” demiyor, aksine alkışlayıp destek veriyorlar.

Bizde ise, bir sporcunun dindar olması olağan dışı sayılıyor. Olanlarsa, dışlanıyor, çağdışı ilan ediliyor. Namaz kılmaları, oruç tutmaları, hatta umreye hacca gitmeleri olay oluyor, dile dolanıyor!

Kulüplerdeki yöneticilerin bu oyunculara karşı olumsuz tavırlarını da sadece oyuncular değil, artık cümle alem biliyor. Hatta dindarlıkları sebebiyle kulüpten bileti kesilen başarılı oyuncuların acı hikayelerini dinlemiş, okumuşuzdur.

Ribery, Anelka, Henry…vb. gibi Musa Sow da Müslüman bir futbolcu. İnancını fiilen yaşamak istiyor. Bunun için de, Kulüp yetkililerinden bir talebi olmuş.

Demiş ki: "Tesislerde dini vecibelerimi yerine getirmek istiyorum. Eğer uygun bir oda mescit olarak hizmet verirse sevinirim."

Bu talepten anlaşılıyor ki, koskoca Fenerbahçe imparatorluğu’nun çok donanımlı modern tesislerinde küçücük bir mescit bile yok!

Transferine milyon dolarlar harcanan bir futbolcunun bu talebi herhalde karşılıksız kalmaz.

Ama burası Türkiye! Belli olmaz, bakarsınız; “burası ibadet yeri değil, top oynama mahallidir, önce futbol!” deyip talebi askıya da alınabilir.

Öyle ya, Saraçoğlu Stadyumu’nu “futbolun mabedi” ilan edenler, başka bir mabedin tesislerde bulunmasına sıcak bakmayabilirler!

İnşallah, Kulüp yetkilileri tesislerin şanına uygun bir mescidi hizmete açarlar da, bu karamsar ve ümitsiz niyetimizle bizi mahcup ederler!

Dindar Savcı

Ereğli’de görev yaptığım için ilgimi daha çok çekmiş ve haberi ilk aldığım an yüreğim yanmıştı. Doğubayazıt Cumhuriyet Savcısı Hakan Kılıç’ın oruçlu iken şehit edilmiş olduğunu öğrendim.

Yüzündeki tebessüm ve simasındaki eser, alnı secdeli bir Müslüman olduğunu gösteriyordu zaten. O dindar bir savcı imiş demek ki.

“Dindar nesil” tartışmalarının yapıldığı şu günlerde umarım bu durum kamuoyuna anlamlı bir mesaj olur. Yüce Rabbim rahmetiyle muamele etsin ve yerine hayru’l-halefler ihsan etsin.

Ailesine ve Müslümanlara sabr-ı cemil ile başsağlığı diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi