M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Laikçi Yobazlar!

Laikçi Yobazlar!

Onlar kendilerine laik diyorlar ama aslında laikçidirler.

Laiklikçilik çok katı, çok fanatik, çok acımasız ve amansız bâtıl bir dindir.

Bu laikçiler dindar ve koyu Müslümanları yobazlıkla suçluyor. Asıl yobaz, yobaz oğlu yobaz onlardır.

Müslümanlar, Ümmet olarak Ehl-i Kitaba, Hıristiyanlara, Yahudilere var olma, yaşama, kimlik ve kültürlerini, dinlerini, lisanlarını, örf ve adetlerini koruma hürriyeti vermiştir.

Laikçiler Müslümanlara bu hakları tanımadılar.

Müslümanların camilerine karıştılar, karanlık devirlerde on binden fazla vakıf cami, mescid, medrese, taşmektep, imaret binasını yıktılar, sattılar, kiraya verdiler, harap ettiler.

Binlerce tarihî İslam kabristanını düzlediler.

Müslümanların kılık kıyafetini karıştılar.

Şapkayı protesto eden nice Müslümanı astılar, zindanlarda çürüttüler.

Müslüman kadın ve kızların tesettür kıyafetlerine saldırdılar.

Müslümanların lisanına, yazısına, takvimine, hafta tatiline karıştılar.

Onlar, şapka devrimini kötüleyen zavallı bohçacı kadın Şalcı Bacıyı bile astılar.

Müslümanların Ezan-ı Muhammedîsini yasakladılar, okuyanlara işkence ve zulm ettiler.

Müslümanların temel hak ve hürriyetlerini çiğnediler.

Müslümanları uyduruk mahkemelerde idama, zindana mahkum ettiler.

Müslümanların medreselerini ve tekkelerini kapattılar.

Müslümanların başlarına bir İmam-ı Kebir seçmesini engelleyip durdular.

Müslümanları, daha kolay idare edip sömürmek için böldüler, parçaladılar.

Bütün bu zulümleri ve daha nicesini irtikâb ettiler ve sonra Müslümanlara siz yobazsınız, siz gericisiniz, siz çağ dışınız diye haykırdılar.

Evet her din içinde fanatikler olabilir ama bizdeki laikçiler kadar yobaz, fanatik, militan, agresif, vandal, barbar, yamyam, acımasız dünyada görülmemiştir.

Onlar engizisyon mahkemeleri kuran Katoliklerden de aşırıdır.

Onlar Michel Servet'i diri diri yaktıran Calvin'den de merhametsizdir.

Sömürgeciler, onlar kadar İslam'a ve Müslümanlara düşmanlık ve eziyet etmemiştir.

Yobazlar!..

* (İkinci yazı)

Firavun'un Mumyası

O Firavun ne tantanalı, şaşaalı, ihtişamlı bir hayat sürmüştü. Öldüğünde cenazesi de ihtişam debdebe ve dârat ile kaldırılmıştı. Aradan birkaç bin yıl geçtikten sonra onun mumyası müzede cam bir vitrin içinde teşhir ediliyor. Mezarı önce birkaç kez hırsızlar tarafından talan edilmiş, sonra arkeologlar gelmişler, tabutundan çıkartılmış, yere atılmış ziftli mumyalı cesedini alıp müzeye götürmüşler.

Para verip bilet alarak müzeyi gezenler ona hiç saygı beslemiyorlar, acımıyorlar. Ruhunun istirahatı için dua eden de yok.

Adaletin ne şehametli bir tecellisi

Şu leş görür gibi görmek İkinci Amnofis'i

Nemrud'un mezarı yok... Roma ve Bizans imparatorlarının çoğunun mezarları belli değil... Fransız ihtilalinden sonra Fransa krallarının Saint Denis kilisesindeki lahitleri açıldı, cesetleri çöplüğe atıldı.

İkinci Amnofis'in hiç olmazsa müzede korunan mumyası var, nice öteki büyük zatın ne mezarı, ne cesedi mevcut.

İmparatorlar, krallar, zâdegân, büyük kumandanlar, zenginler, ünlüler, şanlılar hep toz toprak oldular.

Firavunun mumyasının tepesinde biraz saç kalmış. Mumyalanmış etleri simsiyah, dişleri sırıtıyor.

Tahtlar, taçlar, saraylar, hizmetkarlar, korumalar, köleler, cariyeler... Onlar da toza toprağa karıştı.

Bu dünya saltanatları hep böyledir.

Dünya Sultan Süleyman'a bile kalmadı.

Kalan sahih inançlar, adalet, hayır hasenat, iyi ameller...

İki metrelik bir çukura girecek şu bazı insanlardaki hırsa bak. Dünyayı ellerine geçirseler doymazlar, yanında Ay'ı da isterler.

Dünya iki padişaha dar gelmiş, kırk derviş bir kilime sığışmış.

Ölmeden önce ölenler ne kadar akıllı, bilge.

Kediler, köpekler bile hırslı insanlardan daha akıllı. Doyduktan sonra önlerindeki yiyeceği terk edip gidiyorlar.

Kemik bankası sahibi bir köpek gördünüz mü?

Kilerinde fare sucuğu stoğu olan bir kedi.

Hayat süren leşler.

Yaşayan mumyalar.

Firavunlar, Nemrudlar.

Yaşayan ölmüşler.

Bunca malı ve parayı iki metrelik çukura nasıl sığdıracaksınız?

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi