Resul Tosun

Resul Tosun

Patagonya'da bile olmayacak bir iş

Patagonya'da bile olmayacak bir iş

Türkiye'nin tam da Suriye konusunda misyon üstlenme çabalarının yoğunlaştığı bir ortamda Uludere faciası patlayıveriyor.

MİT istihbaratından bahsediliyor, MİT yalanlıyor. MİT hedef haline getiriliyor. Hedef isabet almayınca bu kez MİT müsteşarı hakkında ifade çağrısı bomba gibi patlıyor.

Sadece müsteşarı değil bağlı bulunduğu Başbakanlığı ve hükümeti de sorgular mahiyette bir iddiayla ifade çağrısı patlayıveriyor.

Patlayıveriyor diyorum çünkü bu çağrı normal bir yöntem ile yapılmış çağrıya benzemiyor..

Başbakan'ın ve hükümetin güvendiği yüksek düzeyli bir bürokratın, Başbakan'ın haberi olmadan, bakanların haberi olmadan hatta başsavcının haberi olmadan üstelik resmi bir yazı olmaksızın gece yarısı telefon ile çağrılması, eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş'in dediği gibi 'Patagonya'da bile olmayacak' cinsten bir çağrı.

Bir başka husus da iktidarın güdümünde olmakla suçlanan yargının iktidarın has adamını bu şekilde ifadeye çağırmasıdır.

Bu tutum lisanı haliyle yargının hükümete karşı operasyonudur.

Yargı fiilen hükümete müdahale etmektedir.

MİT'in KCK ile ilgili icraatlarını ve OSLU görüşmesini sorgulamaktadır.

Hükümetin sorunu çözmek için attığı adımı sorgulamaktadır!

Müsteşar hükümetin emrini yerine getiren bir bürokrat olduğuna göre bu sorgulama hükümetin sorgulaması anlamını taşımaktadır.

Olayın bir başka vechesi daha var.

Savcının önüne müsteşarı ifadeye çağırtacak belgeleri kimin koyduğu.

Ertesi gün iki polis müdürünün görevden alınması akla MİT-polis çekişmesini getirmiyor değil.

Eğer öyleyse işin boyutu daha da derinlere uzanıyor demektir.

Bu da demek oluyor ki Türkiye içerde ve dışarıda hayati meselelerle uğraşırken bürokrasinin içinde hâlâ hükümete karşı direnen unsurlar faaliyetlerine son vermemişler ve hâlâ eski alışkanlıklarını terk etmemişler.

Siyasi irade hükümetin iradesidir. Bürokratlar hükümetin emrini yerine getirmekle mükelleftirler, hükümetle hükümetin kararlarıyla mücadele etmekle değil.

Olabilir hükümetin politikaların beğenmeyebilir bir bürokrat. O zaman yapacağı iş istifa etmesi veya emekliliğini isteyerek siyasete atılıp hükümete karşı mücadele etmesidir.

Ben bu yüzden fikirlerine katılmasam da Osman Pamukoğlu paşayı takdir ediyorum. Politikalarını beğenmediği hükümete karşı darbe girişiminde bulunmak yerine partisini kurup açıkça mücadele ediyor. Demokratik olan budur. Ötekisi için her türlü yorum yapılabilir. Darbecilerin adamı denebilir. Dış güçlerin maşası denilebilir. Fitneci denilebilir.

Hele de Hakan Fidan gibi kimi devletlerin rahatsızlığını gizlemediği biri hakkında böyle bir tezgah kuruluyorsa her türlü yoruma açıktır.

Bu çağrı polis MİT çekişmesinin ürünü müdür; MİT'in yeni yapılanmasına karşı yürütülen bir operasyon mudur yoksa hükümetin politikalarına karşı uluslararası boyutu olan bir senaryo mudur bunun açığa çıkarılması fevkalade önemlidir.

Eğer bu bir polis-MİT çekişmesiyse temizlik zamanıdır, her iki kurumdaki çürük elmaların ayıklanması zamanıdır.

Yok eğer, uluslararası boyutu olan bir tezgahsa mukabele edilmesi, misilleme yapılması ve bu misillemenin kamuoyu tarafından hissedilmesi gerekir ki yıpratılan kurumlar itibarlarını koruyabilsinler ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin de hedefinden sapmadığı görülsün.

HSYK'nın, hükümetin ve MİT'in bu olayı aydınlatmasını bekliyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi