Adonis ve Server Tanilli
Adonisin kaleminden çıkan Beşşar Esata açık mektup sanki dünyasını değiştiren Server Tanillinin kaleminden veya tornasından çıkmış gibi. Beşşara açık mektubunda bir nevi selefilik ve ırkçılık saydığı Baascılığın resmi doktrin olmaktan çıkarılmasını ve bu yönde sekizinci maddenin kaldırılmasını tavsiye ediyor. Geçtiğimiz günlerde Beşşar Esat sıcağı sıcağına yeni fırından çıkmış yeni anayasa taslağını eline aldı ve Rusların da teşvikiyle bu taslağı Mart ayında yani Suriye devriminin sene-i devriyesinde referanduma sunacağını açıkladı. Bu durumda Esat, hemşehrisi ve onun ötesinde ülküdaşı Adonisin tavsiyelerini dikkate almış mı oluyor? Sözlerini dikkate alarak bunları sözden fiile veya eyleme mi geçiriyor? Geç kalmadı mı? Aynen aşağıdaki şarkı sözlerindeki mısralar Beşşar ve hamilerine ithaf edilir:
Ne kadar sevdiğimin farkına varmadın mı? Ben de sevdim demeye biraz geç kalmadın mı? Ak düştü saçlarına, dert girdi yıllarına, gelmek için yanıma, biraz geç kalmadın mı? Gözlerime bakmaya, dizlerimde yatmaya, pişmanlıklar duymaya, biraz geç kalmadın mı?
Elbette eyleme geçirme değil oyalama. Zira iflah ve ıslah olmaz Beşşar Esatın gençlerle yaptığı sohbetlerinde bu meseleye temas etmiş ve gençlerin hayret dolu bakışları arasında onlara şöyle seslenmişti: Başkanın siyasi partisinin ne ehemmiyeti var? Yani demek istiyor ki parti sadece bir araç, vesile ve binek. Dolayısıyla Beşşar partiyi bir araç olarak görüyor. Baas gibi ideolojik partiler, Suriyede azınlıkların bineği ve Truva atı olmuştur. Zira çoğunlukla kendilerini buluşturacak ortak zeminlere ihtiyaç vardı. Baas bunu temin etmiştir. Dolayısıyla Baas azınlıkların çoğunluğu ayartmak için uydurdukları bir araçtır. Ve bu yapı, içinde azınlıkların gizlenmesini imkan vermiştir. Önemli olan anayasayı değiştirmek değil çoğulculuğa gidecek mekanizmayı kurmak ve işletmektir. Bu mekanizma ordu, Şebbiha adıyla anılan milislerdir. Beşşar partiyi kullandığı gibi elbette Hassun gibi müftülüğü ve resmi dini kurumları da kullanmaktadır. Tayyip Tızzininin belirttiği gibi sekizinci madde yani Baasın devletin veya toplumun yönlendiricisi olması totaliter mekanizmanın sadece bir parçasıdır. Tamamı değildir. Dolayısıyla totaliter sistemin mekanizmasını tamamen çözmek gerekiyor.
¥
Totaliter sistemin mekanizmasını sökmeden yapılacak kısmi adımlar rejimin toparlanmasına ve vakit kazanmasına hizmet edecektir. Amaç da odur. Sıkıyönetimin kaldırıldıktan sonra savaş halinin icraya sokulması gibi. Adonis, Avusturyada yayınlanan Profil dergisine bir değerlendirme yapmış ve Arap Baharı ve Suriye devrimiyle ilgili ateş püskürüyor. Tamamen Beşşar Esadın diliyle konuşuyor. Devrimin dümenine İslamcıların geçtiğini söylüyor ve bir de Arap Baharının tamamen Batıya yaslandığını söylüyor. Halbuki Bush yönetimi 2003 sonrasında Ortadoğudaki demokrasi projesini aynı nedenden rafa kaldırmadı mıydı? Bu dediklerinin tamamı hilafı hakikat. Aslında Arap Devriminin Batıya yaslanmasını kendileri istiyor. Şerare ismindeki romanı veya eseriyle Arap Baharını anlatan Taher Ben Cellon bazı konuşmalarında Arap Baharının kayığına binen İslamcıların turizmi ve yabancı yatırımları baltaladıklarını ileri sürüyor. Ve Mısır ile ABD arasındaki gerilim iyice su yüzüne çıktı. Dolayısıyla Arap Baharı en azından tek parça değil ve Adohisin ifadesiyle Batıya sığınmış da değil. Kendisi ise Nizar Kabbaninin yolundan giderek önce Beyrut sonra da Parise yerleşmiş yani kapağı Batıya atmıştır. Nizar Kabbani Parise değil Londraya yerleşmişti lakin merhum, Adonis gibi kaypaklar zümresinden değil adam gibi adamlardan birisiydi. Adamın mecazi aşkı Belkis bile kutsaldı. Anlamlıydı.
¥
Beşşara mektup yazsa da Adonis, Beşşarın gizli avukatlarından birisidir. Zira eksen mücadelesi İslamcılık ve İslamcılarla mücadeledir. Beşşar Esat da 50 yıldır Arapçılık adına İslamcılık ve İslamcılarla mücadele ettiklerini söylemiyor mu? Demek ki, Suriye rejimi Adonis gibi aydınlara vekaleten veya onlar adına İslamcılıkla mücadele ediyor. Zaten bu mücadelesini Türkiyede Özdemir İnce gibiler de paylaşıyor. İnceden önce de Paris kuşlarından veya İttihatçıların son kalıntılarından Server Tanilli de Adonis ile aynı cephenin şövalyelerindendi. Server Tanilli uzun yıllar Cumhuriyet gazetesinde yazdı ve bugün Adonis de aynı camia tarafından el üstünde tutuluyor. Zira cepheleri ve davaları aynı. Burada tek sırıtan husus İranın da Adonis ile aynı zaviyeye düşmüş olmasıdır. Nitekim, Rıdvan Seyyid adlı Lübnanlı yazar İranın Dini Rehberi Ali Hamaneye gönderdiği açık mektubunda bunu sorgulamaktadır. Adonisin cami çıkışlı devrime karşı olduğunu söylemesinin İranda nasıl bir etki ve yankı uyandırdığını merak etmektedir. (http://www.aawsat.com/leader.asp?section=3&article=632183&issueno=11924) Adonisin Beşşara açık mektubu bizim yaka da yankılandı ve ses getirdi ama Rıdvan Seyyidin Hameneye mektubu duyulmadı bile. Server Tanilli ile Adonis madalyonun iki yüzü gibi. Server Tanilli, İslam Çağımıza Yanıt Verebilir mi? başlıklı kitabında İran devrimine sahte devrim dokundurmasında bulunuyor. Buna paralel olarak Adonis ve onun ardından İran yönetimi de Suriye devrimi için de sahte devrim demektedir. Adonis, Batıda oturmasına rağmen Suriye ve Arap Baharını tümden karalıyor ve işbirlikçi olarak yaftalıyor. Adonisin Suriye devrimi için söylediklerini fazlasıyla Server Tanilli İran devrimi için söylemekte ve İran devriminin arkasında emperyalizm desteği olduğunu varsaymaktadır (İslam Çağımıza Yanıt Verebilir mi?, s: 145, 147, Alkım Yayınevi). Burada ters yönde olan Beşşar rejimi ve Adonis mi, yoksa İran yönetimi mi? Maalesef Suriyede İran yönetimi kendisini ulusalcılarla aynı kareye hapsetmiştir. Bu alanda Kutsal olmayan paslaşmalar yaşanıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.