Madem cari açık riskli on yıllık tahvile niye yüzde 9'dan para yatıyor
Faiz lobisi son üç aydır dışarıdan ve içeriden Türkiye'ye yoğun saldırı başlattı. "Ekonomiyi dalgalandırıp hem Hükümet'i zorda bırakırız hem de faizi yükseltip kazancımızı çoğaltırız" hesabının peşinde. Ama hesap tutmadı. Faizler artacağına geriledi, 2.5 liraya çıkacağını iddia ettikleri dolar da istedikleri seviyeye çıkamadı. Hatta bulunduğu 1.9 lira seviyesinden daha geriye düştü.
Önceki gün bu defa lobinin adamları cari açık rakamını dillerine doladılar. Cari açığın çok yüksek olduğunu, ekonominin iyi yönetilmediğini ileri sürdüler. Yine istedikleri olmadı. Hazine'nin tüm borçlanmalarına dünyanın her tarafından çok yüksek talep geldi. Ayrıca dün on yıl vadeli tahviller yüzde 9.4 faiz oranıyla satıldı. Düşünebiliyor musunuz? Cari açığın sorun olacağını düşünen ya da ekonominin kötü yönetildiğine inanan bir yatırımcı hiç yüzde 9.4'ten on yıllık tahvil alır mı? Almaz tabii. Peki niye on yıllık tahvile yüzde 9.4 faizle para yatırıyorlar?
Alıyorlar... Çünkü Türkiye ekonomisinin iyi olduğunu, faizlerin gerileyeceğini yatırımcılar biliyor. Bugün Türkiye'nin bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1.4, kamu borçlarının milli gelire oranı ise yüzde 39 seviyesinde. Günümüzde faiz lobisinin elemanı olarak çalışanların yönetimindeki Türkiye ekonomisinde ise bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 24, kamu borçlarının milli gelire oranı yüzde 96 seviyesindeydi. İşte bu nedenle Türkiye ekonomisi hem on yıl öncesine göre çok daha iyi durumda, hem de küresel düzeyde en iyi kamu maliyesine sahip ülkelerden biri bugün. Dolayısıyla ekonomi için uzun vadeli beklentiler inadına olumlu.
Gelelim faiz lobisinin cari açık korkusu yaratma girişimine... Cari açık ürettiğinden fazla harcamak anlamına gelir. Peki bunu yapan kim? Özel sektör. Çünkü devlet bütçesinde açık yok. Hatta bütçe milli gelirin yüzde 1.2'si oranında faiz dışı fazla veriyor. Böylece borç stoku azaltılıyor. Borç stokunun ayrılan faiz dışı fazla yoluyla 2012'de yüzde 37'ye gerileyeceği düşünülüyor. Demek ki bizde devlet ayağını yorganına göre uzatıyor.
O halde cari açığa neden olan özel sektör ürettiğinden fazla harcamayı nasıl yapıyor? Kendi parasını vergi ödememek için yurtdışında tutuyor ve sonra dönüp bu parayı kendi kendisine borç olarak veriyor. Bankalar ise dünyada ucuz olan parayı sigorta ettirip getiriyorlar. Dolayısıyla kur riskleri ortadan kalkıyor. İşte bu nedenle cari açık firmalar için büyük bir tehlike olmaktan çıkıyor. Zaten cari açığın büyük bir risk olduğu algılansa, başta bankalara olmak üzere yatırımcı on yıllık tahvile para yatırmaz.
Gelelim faiz lobisinin Londra ayağına... Lobinin Londra ayağı bu günlerde kendi derdine düştü. İngiltere'nin maliyesi batakta. Moody's derecelendirme kuruluşu dün sabah İngiltere'yi uyardı. Bu nedenle Londra'da para tutmak daha riskli hale geldi. Londra'dan Türkiye'ye faizleri yükseltmek için saldıran lobi elemanları işte bu nedenle sustu. Çünkü "Türkiye riskli" deseler bu defa para sahipleri onlara "sen daha riskli durumdasın" diyecek.
Bunu demekte de haklılar. Çünkü hane halkı borçlanmalarının İngiltere milli gelirine oranı yüzde 106, devlet borçlarının milli gelire oranı yüzde 90 seviyesinde bulunuyor. Türkiye'de ise sırasıyla aynı borçlanma düzeyi yüzde 17 ve yüzde 39 olarak seyrediyor. İşte bütün bu nedenlerden ötürü İstanbul'un finans merkezi olma olasılığı çoğalıyor.
Neden olmasın? Bakın... On yıllık tahvil faizleri, lobinin bütün oyunlarına rağmen yüzde dokuzdan alıcı buluyor. Bir müddet sonra faiz lobisinin Londra ayağı işsiz kalırsa, doğrusu bu hiç şaşırtıcı olmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.