Geçtiğimiz Pazar günü Hilal TV'de yayınlanan Hâsıl-ı Kelâm programının misafiri emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi idi.

Tanrıverdi yeni anayasa konusunda söyleyeceği sözü olan bir emekli asker.

Anayasaya farklı bir perspektiften bakarak teklifte bulunuyor.

Yeni anayasa yapılmasını farklı gerekçelerle savunuyor.

Askeri darbelerin ülkeye verdiği zararı göz önünde bulundurarak yeni anayasanın darbeye imkan vermeyecek bir şekilde hazırlanmasını teklif ediyor.

Tanrıverdi askeri darbelerin gerekçelerini, yasal zemin, ideolojik kadrolaşma ve istikrarsızlık olarak özetliyor.

Darbecilerin yorum farkıyla dayandıkları anayasal ve yasal düzenlemelerin yoruma mahal bırakmayacak şekilde düzenlenmesini ve yasaların darbeye zemin teşkil eden maddelerinin ayıklanmasını öngörüyor.

Ordunun tamamen dış güvenliğe yönelmesini, jandarmanın ordudan tamamıyla ayrılıp emniyete bağlanmasının gereğine işaret ediyor.

Milli Güvenlik Kurulu'nun kaldırılmasını savunuyor, "Cumhurbaşkanı eğer generallerle birlikte hareket ederse müdahale, hükümetle birlikte hareket ederse darbe olur" diyor.

İdeolojik kadrolaşmanın darbelerin ikinci önemli ayağını oluşturduğunu anlatan Tanrıverdi, ordu içindeki cuntaların kendileri gibi düşünmeyenleri tasfiye ederek işe başladıklarını söylüyor.

Anayasanın ideolojilerden arındırılmasını savunurken mevcut anayasanın başlangıç kısmına temas ederek ideolojik kadrolaşmaya zemin teşkil ettiğinin altını kalın çizgilerle çiziyor.

Cuntaların yasal zemin ve ideolojik kadrolaşmadan emin olduktan sonra darbe yapmak için istikrarsız bir ortama ihtiyaçları vardır. İstikrarsızlık darbecilerin en önemli mazeretleridir. Tıpkı 12 Eylül 80 öncesi hükümet kurulamayan, cumhurbaşkanı seçilemeyen ve anarşik eylemleri durduramayan dönemde olduğu gibi istikrarsızlık darbecilerin iştahını kabartan ve harekete geçiren en önemli faktör olur.

İşte bu sebeple yönetimdeki istikrarın sürekliliği önemlidir diyor Tanrıverdi paşa ve bunun için de başkanlık sistemini öneriyor.

Anayasa ideolojiden arındırılmalı, darbeye zemin teşkil eden anayasal ve yasal düzenlemeler ortadan kaldırılmalı ve başkanlık sistemine geçilerek istikrar sağlanmalıdır.

Tanrıverdi paşa bunları anlatıyor ve özellikle ordu konusunda detaylara da girerek teklifini savunuyor.

Ben de eskiden beri başkanlık sistemini savunurum ama başkanlık sitemini darbelerin ilacı olarak düşünmemiştim.

Evet bu vesileyle başkanlık sisteminin hem yönetimde istikrarı, hem güçlü kuvvetler ayrımını, hem güçlü parlamentoyu hem de darbeyi önleyecek bir sistem olduğunun altını bir kez daha çizmiş olalım.