İlle de İmam Hatip
Daha önce de söylemiştim.
İmam hatipler, Türkiye gündeminden hiç düşmeyecektir.
Çünkü, imam hatip sadece bir okul değil, yüce davanın sembol bir kurumudur.
O kurumda, ağırlıklı olarak “Din” var, “İman” var, “İslam” var, “İhlas” var…
Ve bu kutsal değerlere karşı çıkanların “kin”i var oldukça, imam hatipler de var olacaktır.
***
Başbakan, “kininin davacısı bir gençlik” istiyor diye ayağa kalkanlar, bunu anlamazlar!
Yeri gelmişken, rahmetli Necip Fazıl’ın “Gençliğe Hitabe”sinden alınan o birkaç satırı tekrar hatırlayalım:
“Gökleri çökertecek ve son moda kurbağa diliyle bütün "dikey"leri "yatay" hale getirecek bir çığlık kopararak "mukaddes emaneti ne yaptınız?" diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...
Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin dâvacısı bir gençlik...
Halka değil, Hakka inanan, meclisinin duvarında "Hakimiyet Hakkındır" düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bilen bir gençlik...”
Büyük Üstad “İşte bu gençliği, bu gençliğin ilk filizlerini karşımda görüyorum” derken imam hatip gençliğini ve bu gençliğin çevreye dalga dalga yaydığı nurlu etkilerini görerek konuşuyordu.
Aslında, Necip Fazıl’ın dediği “kininin davacısı” sözü, sırf inandığı ve İslam’a teslim olduğu için öz vatanında parya muamelesi gören mazlum gençlere, davasını hatırlatmaktan öte bir şey değildir.
***
Evet, gerçekten de imam hatip nesli, kendine düşmanlık edenlerin aslında kendine değil, doğrudan inancına düşmanlık ettiğini bilen bir nesildir.
Makamı, mevkii, rütbesi, unvanı, konumu, pozisyonu ne olursa olsun, değil mi ki bir adam imam hatip mezunudur, ağzıyla kuş tutsa dahi onların yanında zerre değeri yoktur!
Değersizliğini bırakın, derin bir “kin” duygusuyla en büyük düşman ilan ediliverirler…
İmam hatiplere bu kadar “kin” tutanların kininin asıl sebebi hiç şüphesiz ki, onların Allah’a, Peygambere, İslam’a ve Kur’an’a olan kinleridir.
İşte imam hatipli, bu “kin”in davacısıdır.
Tıpkı, dininin, dilinin, ırzının, evinin, kalbinin davacısı olduğu gibi…
***
Şimdi, “zorunlu eğitim 12 yıla çıkıyor ama imam hatiplerin önü açılıyor” diye, yine o malum gürûh tepinmeye başladı. Oysa, bu düzenlemeden bütün meslek okulları yararlanacak!. Yani, teknik, sağlık, ticaret, ziraat, turizm, tarım, endüstri..vs. ne kadar meslek lisesi varsa hepsinin orta kısmı da açılmış olacak. Tabii ki, imam hatiplerin de orta kısmı açılmış olacak!
Bakınız, tüm okullar içinde imam hatiplerin oranı sadece %3’tür. Meslek okulları içinde de bu oran %7’yi geçmez. Ama gelin görün ki, %90 küsur sayıdaki diğer okulları görmezden gelenler, ille de imam hatiplerin önü açılıyor diyerek düzenlemeyi baltalamaya çalışıyorlar!
Bakan Dinçer’in de dediği gibi; “tamam önü açılıyor, diyelim. Peki bunun ne zararı var?”
Bırakın, o yüzde %3’lük öğrenci kesimi de, kendi alanında adam gibi bir öğrenim görsün.
Böylece, kaliteli din hizmeti sunacak ve gerçek İslam’ı anlatacak uzman bir kadro yetişsin.
***
Bunu istemeyenlere önerimiz sadece şudur:
Ölmeden önce vasiyetlerini yazsınlar da; “aman bizi bu imam hatiplerin ellerine teslim etmeyin, cenazemizi de imamın önüne koyup namazımızı kıldırtmayın” diyerek dürüst olduklarını ortaya koysunlar!
Ama, bunlarda o yürek nerde?!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.