Umutla umutsuzluk arasındayız
Gelecek kaygısı bizi çözüme götürmüyorsa, yaşama sevincimizi ve umutlarımızı alıp götürüyor. Bundan kurtulmanın bir tek yolu var o da ahiret inancıdır. Eğer, geleceğim ne olacak sorusuna, ahiret kavramını da katar ve iyi şeyler yapmaya karar verirsek endişelerimiz yerini umutlara bırakacaktır. Ama korku ve endişelerimizi "ya çocuğumun başına bir şey gelirse, ya deprem olursa, ya sevilmeyen biri olursam" gibi sadece bu dünyaya hasredersek kuruntuların altında ezilir ve hayatı kendimize zehir ederiz.
Günümüz insanının en büyük sorunudur gelecek kaygısı. Ya başıma kötü bir şey gelirse ya işten atılırsam, ya hasta olursam...? Sorularının ardı kesilmez ama kişi bu sorulara hiçbir zaman makul cevaplar bulamaz.
İnsan temelde kaybetmekten korkar, zira kaybetmekten korktuğu şeyle arasında bir bağ vardır ve bağlandığı her nesneye sevgi yatırımı yapmıştır. Kopuş, ayrılık ve uzaklaşma ise, kişinin bu yatırımlarına zarar getiriyor... O yüzden insan sevdiği tutunduğu nesnelere sarılır ve onlardan vazgeçemez. Ama emek verdiğimiz ve sevgi yatırımı yaptığımız şeyler bazen bizden kopabilirler. Bu da hayatın bir gerçeği...
Kaygıdan kurtulmak için kişinin elinden geleni yapması ve Allah'a tevekkül etmesi gerekir. Ürettiği senaryoların ne kadar gerçeği yansıttığını analiz etmesi ise kişinin farkındalığını sağlar.
Başımıza gelmeyen olayların yasını tutmanın hiçbir anlamı yok. Biliyorsunuz, hayatta bazı şeyler bizim elimizde değildir. Kontrol edemeyiz, engelleyemeyiz, nereden ne geleceğini bilemeyiz. Bu nedenle Allaha tevekkül etmek büyük bir rahatlıktır. İşi sahibine bırakın, ona sığının ona dua edin ve hayali sorunlar üretip zihninize negatif mesailar göndermeyin. Ne geçmişi geri getirebiliriz ne de gelecekte bizleri nelerin beklediğini bilebiliriz. Bizler, umutla umutsuzluk arasında yaşayan ve her nefeste ölüme biraz daha yaklaşan varlıklarız. Dolayısıyla gücümüzün yetmeyeceği elimizin ulaşamacağı şeyleri sahibine havale etmeliyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.