Zaruriyati Diniyeyi İnkâr Eden Dinden Çıkar
Hindistan'ın Qadiyan şehrinde doğmuş Mirza Gulam Ahmed Kadiyanî'nin inançlarını benimseyen, yolundan gidenler İslam'ın hükümlerinin binde 999'unu kabul eder ve hayata uygular.
Kur'an okurlar, abdest alırlar, namaz kılarlar, zekat verirler, oruç tutarlar, hacca giderler.
Lakin İslam uleması Kadiyanîliği İslamî bir fırka olarak kabul etmez, Kadiyanîleri Müslüman saymaz. Bu konuda sayısız fetva vardır. Niçin?
Çünkü Kadiyanîler Mirza Gulam Ahmed'in peygamber olduğuna, ona vahiyle kitap geldiğine inanırlar.
Bu iki inanç ise zaruriyat-ı islamiyeye aykırıdır.
Peygamberimiz Muhammed Mustafa (salat ve selam olsun ona) son peygamberdir. Ondan sonra Kıyamet'e kadar başka peygamber gönderilmeyecektir.
Kur'an-ı Kerim de, ahkamı Kıyamet'e kadar yürürlükte kalacak son ilahî münzel kitaptır. Ondan sonra ne peygamber gelecek, ne de kitab indirilecektir.
KURAL: Zaruriyat-ı diniyenin birini veya birkaçını inkar edenler, bütün dini inkar etmiş gibi olur ve dinden çıkarlar.
Abdest alsalar da, namaz kılsalar da, oruç tutsalar da çıkarlar.
Allah katında muteber, makbul (kabul edilen), geçerli tek dinin İslam olduğu Kur'anla, Sünnetle, icmâ-i ümmetle sâbit temel ve zarûrî bir gerçektir.
Bu zarurî temel gerçeği inkar eden kişi (abdest de alsa, namaz da kılsa) dinden çıkar.
Bazı ilahiyatçılar "Kur'anın üç yüz küsur muhkem/kesin hükmü (emir ve yasağı) tarihseldir, günümüzde geçerli değildir" mealinde laflar ediyor.
Yine bazı ilahiyatçılar, "Din ve dünya işleri ayrıdır; din dünya işlerine karışamaz" gibi laflar ediyor.
Bir ilahiyatçı İslam'da tesettür yoktur, tesettür bize Yahulikten geçmiştir diyor.
Tekrar ediyorum:
İslam'ın, Kur'anın zarurî emirlerinden, yasaklarından, hükümlerinden birini inkar eden kişi, öteki zarurîyatın hepsine inansa ve onları hayata uygulasa bile dinden çıkıp gider.
Bu yazdıklarım benim şahsî fikir ve görüşlerim değildir. Ehl-i Sünnet ulema ve fukahasının cumhurunun fikir ve görüşleridir.
Muhkem bir farzı inkar eden kafir olur.
Muhkem bir haramı inkar eden kafir olur.
Hükmü Kıyamet'e kadar yürürlükte olan muhkem bir ayet için "O eskidendi, bugün geçerli değildir" diyen dinden çıkar.
Zinayı ele alalım: Zina İslam, Kur'an, Sünnet, icmâ-i ümmet ile kesin şekilde bilinen büyük bir günah ve suçtur. Kim ki "Zina eskiden suç ve günahtı, artık değildir" derse, okun gergin yaydan fırlayıp avı vurması ve o hızla avdan da çıkıp gitmesi gibi dinden çıkar.
Dikkat buyrulsun:
Farzı inkar etmiyor ama yapmıyor... Haramı inkar etmiyor ama yapıyor... Bunlar dinden çıkmaz. Lakin "bu devirde beş vakit namaz farz değildir, kılınması gerekli değildir, beş vakit namaz eskidendi, bugün hükmü geçerli değildir" derse dinden çıkar.
Bütün Müslüman kardeşlerimi nâçizâne ve âcizâne uyarıyorum:
1. Bütün farzların hepsi farz olarak kabul edilmelidir. -
2. Bütün haramların hepsinin haram olduğu kabul edilmelidir.
3. Banka faizi riba sayılmaz gibi şeytanî fetvalara veya ictihadlara sakın kulak asmayınız.
4. Kur'anda büyük günah olarak muhkem ayetlerle açıkça beyan edilmiş hiçbir günaha bugün caizdir denilemez.
5. Ehl-i Sünnet dışındaki aykırı ve bozuk ilahiyatçılarını fikirlerine, görüşlerine, saçma sapan ictihadlarına sakın kanılmamalıdır, aldanılmamalıdır.
6. Efendimiz Muhammed Mustafa'nın İslam'ı ve Kur'anı insanlığa tebliğinden sonra; bu tebliğ, bu davet, bu din ve Kitab kendisine ulaştığı halde bunları red, tekzib ve inkar edenler ehl-i necat ve ehl-i cennet değildir.
7. Tesettür haktır ve hükmü Kıyamete kadar baki kalacaktır.
8. Beş vakit namaz Kıyamet'e kadar, Resulullah Efendimizin kıldığı şekilde kılınacaktır.
9. Resulullah Efendimiz bu dünya hayatına veda etmiştir ama Kıyamet'e kadar mü'minlerin seyyidi, reisi, kaidi, mürşidi makamında olacaktır. Cenab-ı Hak Kur'anında "Siz şehidlere ölüdürler demeyiniz, onlar Rablerinin katında diridir" buyruluyor. Peygamberimiz ve diğer Peygamberan-ı izam hazeratının (Hepsinin üzerine salat ve selam olsun) dereceleri şehidlerinkinden yukarıdadır. Onlar bu dünyaya ölmüşlerdir ama bizim aklımızın ermediği bir hayatla diridirler.
10. Resulullah Efendimizden bize mânevî tevatür ile ulaşan sahih bilgilere göre âhir zamanda İsa aleyhisselam nüzul edecektir. Bu konuda Ehl-i Sünnet imamlarının, ulema ve fukahasının icmaı bulunmaktadır. Bunu inkar edenler dall ve mudildir. Zinhar onların bozuk tevillerine ve yorumlarına aldanılmamalıdır.
11. Farmasonluk İslam dışı, İslama karşı bir harekettir. Hiçbir sarıklı Farmasonun peşine düşülmemelidir.
12. Bir Müslüman sofu olabilir, çok veya az günah işleyebilir, koyu dindar veya ihmalkâr olabilir ama İslam'ın ılımlısı, light'i, Şeriatlısı, Şeriatsızı, laiği falan olmaz.
13. İslamın hükümlerini bütün olarak kabul edelim. İslam dünyada barış (silm) olması için gönderilmiştir. İslam dünya hayatına karışmaz gibi ahmakça, aptalca, mantıksızca sözleri peşinen reddedelim.
14. İslam ile Kemalizm uyuşmaz ve bağdaşmaz.
15. Mü'minlerin, kafirleri dost ve veli edinilmesi haramdır.
16. Dini bilgilerimizi, akaidimizi, ilmihalimizi, ahlak bilgilerini, nikah ve talakla, muamelatla, ukubatla ilgili Şeriat hükümlerini muttaki, muhlis, müteverri, âbid, zâhid icazetli ulemadan, fukahadan, müftülerden öğrenelim.
17. İmam-ı Âzam Ebû Hanife hazretleri Tâbiînden, mutlak müctehid, ilim ve irfan okyanusu, âbid, zâhid, muttaki bir ulu kişidir, fıkıh ilminin babasıdır. Bazı aykırı, bozuk, dall ve mudil, bid'atçiler bu yüce zatı kötülüyor, karalıyor, Müslümanları onun yolundan saptırmaya çalışıyor. Sakın onların şeytanî iğvalarına mekir ve hilelerine aldanmayalım.
18. Büyük Ehl-i Sünnet imamları, büyük ulema ve fukaha arasında bazen ilmî ve ictihadî tartışmalar olmuştur. Biz mukallid ve avam Müslümanlar bunlara karışmayız ve hepsini muhterem biliriz, hepsini severiz, hepsine hayır dualar ederiz.
19. Mut'a nikahı yasak ve haram kılınmıştır.
20 Ashab-ı Kiram hazeratının (radiyalluhu anhüm ecmain) hepsi din konusunda âdildir, hepsine rahmet okuruz.
21. Ehl-i Beyt-i Mustafa başımızın tacıdır.
22. Dinde orta yoldan gitmek, cadde-i kübradan yürümek, çıkmaz sokaklara, patikalara sapmamak gerekir.
23. Peygamberlerin mucizeleri ve evliyaullahın kerametleri haktır.
24. Hz. Adem aleyhisselamı annesiz babasız, Hz. İsa aleyhisselamı babasız yaratan Allahü Teala her şeye kadirdir. Mucizeleri inkar eden pozitivist ve rasyonalist zihniyetlilerin akılları kısır ve güdük, ufukları pek dardır.
25. Ehl-i Sünnetin temel inançlarından biri şudur: "Allah kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzehtir." Allah zamandan, mekandan, cihetten, inmek ve çıkmaktan, yaratıklara benzemekten, onlar gibi organları olmaktan münezzehtir. Mücessime ve müşebbihe taifesinin inançlarından, müteşabihatı zahirî lügavî manalarıyla yorumlamalarından uzak durmak gerekir.
26. Tevhidi hakkıyla anlamak için Resulullahın öğretmenliği ve mürşidliği şarttır. Kur'anı anlamak için Sünnet şarttır. İslamı ve ilmihali öğrenmek için icazetli, âbid, zâhid ulema ve fukaha şarttır.
27. İnanç, din, fıkıh, Şeriat sahasında şazz görüşlere itibar edilmez.
28. Müttefakun aleyh konularda aykırılık sapıklıktır.
29. Muhtelefün fih konularda cumhur-i ulemaya tâbi olunmalı ve Sevad-ı âzam dairesi içinde bulunulmalıdır.