Bu yazı aslında 12 Eylül’ü ve 28 Şubat’ı soruşturan savcılara bir ihbar yazısıdır.

Şu haberi okumuş olmalısınız: “Eski Başbakan Tansu Çiller’in Başdanışmanı Hüseyin Kocabıyık, Vatan gazetesi yazarı Can Ataklı’nın gündeme getirdiği bu iddiayı A Haber’de doğruladı. A Haber Siyaset Danışmanı Hüseyin Kocabıyık, 28 Şubat döneminde Hazine’den 80 milyar dolar çalındığını, bazı basın mensuplarının da bu paradan pay aldığını iddia etti.”

28 Şubat’ta, basındaki leş kargaları, bir yandan “operasyonel gazeteciliğin duayeni” sayılan isimler 80 milyar götürmüşler.. Batık bankalarda batan paraları siz hesap edin. Emekli generallerin o bankalarda ne işleri vardır. O bankalarda kimlerin paraları battı ve niçin kimse çıkıp hakkını aramadı, aramaya cesaret edemedi.. 27 Mayıs’ın alyans yolsuzluğunu bilmeyen yok.. 12 Eylül’de korkunç bir Hazine yağması yaşandı. Darbeci subaylar başta olmak üzere, sahil kesimlerinde, kimi doğrudan, kimi kooperatif adı altında parselleyebildikleri kadar parsellediler. Adam Kaymakam, belediye başkanı oldu, muhtarlıkların belgelerine el kondu. Araştırın bakalım, kimler tapu sahibi olmuşlar o zaman.

28 Şubat’ta adamlar Çamlıca’nın göbeğinde Acıbadem’de Hazine arazisini götürdüler, gazeteci ortakları ile birlikte.. Hep diyorum ya, bazı sermaye grupları örtülü KİT’tir. İş Bankası dolaylı KİT, OYAK imtiyazlı KİT! Yasal bir kılıf bulmuşlar, malı götürüyorlar..

Erkaya 28 Şubat’ta, Boğaz’ın çevresine kuleler diktirdi. Araştırın bakalım bunlar neyin nesi idi.. Yamaçlara çok daha güvenli bir şekilde bu haberleşme networkü oluşturulamaz mı idi?

Tezgahı iyi kurmuşlar. Kamu bankasından kredi alıp, o para ile aldıkları kamu arazisininin onda birini kredi aldıkları bankaya satarak borcunu kapatanlar kimlerdi.

Kamu bankalarının içi boşaltıldı.. O bankaların yöneticileri nasıl zengin oldular bakın bakalım..

Ermeni tehcirinde rol alanlar ve bu işi katliama vardıranların servetlerinin kaynağına bakın bakalım..

Said Çetinoğlu “Taşra ve İstanbul sermayesinin kaynağı Ermeni birikimleridir” diyor.. Göçe zorlanan Süryanilerin mallarını kim aldı? Kürt bölgesindeki Ermeni tapuları kime geçti? İstanbul’dan giden Ermenilerin malları kime tapulandı?.. Cumhuriyet’in kurucu kadrosunun sermaye birikiminin kaynağını araştırın bir bakalım. Hindistan’dan Kurtuluş Savaşı için gönderilen zekat paraları ile banka kuranlar kimlerdi? CHP bu işin neresinde duruyor bugün? Savcılar tapu zenghinlerinin izini sürerlerse yağmanın kaynağına ulaşırlar.

Osmanlı Devleti 3 yıl 2 ay gibi bir sürede tasfiye edilirken, mutasarrıflıklardaki mevcut altın sikkeler nereye gitti? Meşhur Bandırma Vapuru İskenderun’dan İstanbul’a ne taşıdı? Daha sonra Köstence’ye ne götürdü araştırın bakalım. Bandırma Vapuru’nun ve defterinin kaybolmasının hikayesi burada gizli..

İsviçre dediğiniz Galata bankalarının kurduğu bir şehir devletidir. Sakın sermayeleri de İngilizlerin İstanbul’u işgalinden sonra oluşturdukları fonlarla Yahudi bir ailenin sponsorluğunda oluşturulan bir bankacılık köyü olmasın!

Eskiden İstanbul’da bir sürü saat imalathanesi vardı. Bir anda hepsi kapandı ve yine bir anda İsviçre dünyanın saat merkezi oldu. Bu iş tam da, Galatada’ki değerli maden ve taş tüccarları ve işleme atelyelerinin kapanmasına denk gelir..

Ee. Varlık vergisi niçin icad edildi diye merak edenlere duyuyulur. Hitler nasıl Yahudileri sopayla kovalarken İngilizlerin himayesinde Filistin topraklarında onları kucaklamaya hazır mason kardeşleri bekliyorsa, Galata esnafını kovalayan Kemalistlerin kovaladıklarını kucaklamaya hazır İsviçre’de mason biraderleri vardı..

28 Şubat’ta bir anayasa fırlatma olayı ülkeyi bir gecede % 20’lerde zarara uğrattı.. Kemalist, laikçi, 28 Şubatçıların suç ortağı Sezer ve onların kurdurdukları hükümetin Başbakanı Ecevit arasındaki anayasa tartışmasının ülkeye faturası 30 yıllık PKK terörünün ekonomik maliyetine eşittir..

Yılmaz ve Bahçeli de bu darbeci çetenin suç ortağı olarak siyaset sahnesinde rol aldı o zaman..

Behçeli’nin servetini bilmem ama, Çiller ve Yılmaz’ı araştırın bakalım bir. MHP’den köşe dönenler de az değil. Her devirde siyasetin rantını yiyen bir kesim vardır aslında..

Faili meçhul cinayetler sadece ideolojik bir hesaplaşma değildi. Birileri haraç vermeyen mafia babalarını infaz ederek hesaplarına el koydular.. Gümrük oyunları, ihale yolsuzluklarının bini bir para.

Bu işler gazeteci, politikacı, bürokrat ve bankacı olmadan olmaz. Finansal tetikçiler ve malum gazetecilerin izini sürün politikacı ve bürokratları da yakalarsınız..

Borsa oyunları, devalüsayon oyunlarını bir araştırın bakalım, nasıl soyulmuş bu millet. Bunların çoğunluğu hangi dernek üyesi? Uzun vadeli, fon kaynaklı, kur garantili kredileri kim almış? Askeri alımlar, kamu ihaleleri, ithalatta oynanan oyunlar, petrol kaçakçılığı, kayıt dışı ekonomi, gümrük oyunları kimlerin işi? Bu işler Özkök’le başlayıp bitmez. Özkök’ü kurban ederek kurtulamazsınız.. Bu işlerde Özkök ilk ona girer mi onu da bilmem.. Küçük bir hatırlatma daha. Bu işin sağı-solu yok.. Alevisi-Sünnisi de.. Selam ve dua ile..