Putin ve fix demokrasi
Dünyada mutlak bir demokrasinin olmadığı söylenebilir. Ancak kayıtlı ve göreceli bir demokrasiden söz edebiliriz. Yaratılmışların objektif veya mutlak olması zaten mümkün değil. Kainatta tek objektif varlık Cenab-ı Haktır. Böyle olmasına rağmen kimileri ötekilere meşruiyet üstünlüğü kurmak için demokrasisine toz kondurmuyor. Bununla birlikte demokrasiden demokrasiye de fark var. Amerikan demokrasisinde de düzensizlik ve düzeysizlik olsa da Rusya kadar keyfi değil. Rusya tarzı demokrasi fix demokrasi sınıfına girer.
Bazen en ileri demokrasilerde bile seçimler çalınabiliyor. Seçim hırsızlığı ve her türlü hile aktörlerin sık başvurduğu hususlardan birisi. Bazen de seçimler için dolaylı hile yöntemlerine veya haksız rekabet kurallarına başvuruluyor. Savaşlar veya krizler devreye sokuluyor. 1993 yılında Hindistanda BJP Partisi Ayodha Camii krizi üzerinden seçim kazanmaya ve milliyetçi Hinduların oylarını almaya çalışması gibi. Başarmıştır da. Şaron 2000 yılında Harem-i Şerife girerek seçimleri kazanmıştır. Yani fitne ve fücur üreterek seçimleri lehine çevirmiştir. W. Bush ilk seçimleri Al Gore karşısında hile ile kazanmıştır. Açıkçası seçimleri çalmıştır. Anlaşıldığı kadarıyla Rusyada ise hilesiz seçim mevsimi yok. Time dergisinin konuyla ilgili bir haberinde, Boris Yeltsinin 1996 seçimlerini çaldığı ifade ediliyor. Bundan dolayı Rusya tarihinin yeniden yazılması gereği tartışılıyor (http://www.time.com/time/ world/article/0,8599,2107565,00.html). Bu hile sadece bir seçime mahsus ve münhasır mıdır yoksa Rusya için yol mu olmuştur? Yeltsin ile Putin arasındaki devir teslim de böyledir. 1998-1999 yıllarında, Putinin Rusya İç İstihbarat Servisi FSBnin başkanlığını yaptığı sırada Dağıstan tertibi yaşanmış ve Boris Berezovskinin de karıştığı tertip sonucu Çeçenler Dağıstanda tuzağa çekilmiştir. Putin, 9-16 Ağustos 1999 tarihleri arasında başbakan yardımcısı ve başbakan vekilliği, 16 Ağustostan itibaren de başbakan olarak görev yapmaya başladı. Devlet Başkanı Boris Yeltsinin 31 Aralık 1999da istifa etmesinin ardından, Anayasa gereği, üç ay içerisinde devlet başkanlığı seçimi yapılıncaya kadar bu görevi vekaleten üstlendi. Çeçenistan ve Dağıstan rüzgarıyla birlikte seçim gemisinin yelkenleri şişen Putin, başkanlık seçimlerinde %50nin üzerinde oy toplayarak, birinci turda devlet başkanı seçilmiştir.
¥
Eylül 1999da Moskovada beş gün arayla iki büyük apartmana yerleştirilen bombaların patlaması sonucu 300 kişi hayatını kaybederken fail olarak Çeçenlere dikkat çekilmiştir. Durumdan vazife çıkartan Boris Yeltsin, 11 Eylül saldırısının ardından Bushun açıklamalarını hatırlatan değerlendirmelere başvurmuştur. Olayın ardından yetkilileri acil toplantıya çağırırken Yeltsin, Devlet, eşkıyanın meydan okumasına en uygun cevabı verecek: Sert, çabuk ve kararlı diyordu. Yeltsin, terörizmin Rusyaya savaş ilan ettiğini iddia ederken, Rus ordusu suçlu olarak gözüne kestirdiği Kuzey Kafkasyadaki bağımsızlık yanlılarına yönelik bombardımanın şiddetini artırıyordu. Patlamanın gerçek nedeni ise bu sefer Rus Askeri İstihbaratında (GRU) görev yapan Üsteğmen Aleksi Galtin tarafından dile getirilmiştir. Çeçen savaşçılara esir düşen Galtin, Rus ordusunun Çeçenistana girme nedeni olan en az 300 sivilin öldüğü apartman bombalama eylemlerinin FSB ve GRU tarafından gerçekleştirildiğini ifade etmiştir. Bu hususta bir dönem Rus Derin Devletinin lideri olarak da anılan Boris Berezovskinin açıklamaları dünyada büyük yankı uyandırmıştır Moskova ve Volgodonsk kentlerinde meydana gelen kanlı saldırılardan dönemin Başbakanı Putinin haberi olduğunu açıklayan Berezovski, saldırıların ardından resmi makamlarca bağımsızlık yanlısı Çeçenlerin suçlanmasına karşın, bunları aslında Rus İç İstihbarat Servisi FSBnin yaptığını dile getirdi. Putin ile Berezovskinin çıkarları çatışmasaydı bu gerçekler de saklı kalacaktı. Konuyla ilgili Londrada bir basın toplantısı düzenleyen Berezovski, burada eski FSB mensubunun itiraflarının yer aldığı bir kasetin muhteviyatını basınla paylaşmıştır.
¥
1999 yılında Rusyadaki iktidar devir teslimi, tertip şiddet olaylarının gölgesinde gerçekleşmiştir. Rusyada her seçimlerin arifesinde tarih tekerrür ediyor. Bu defa da başkanlık seçimlerinden günler öncesinde Putine yönelik bir suikast planı ortaya çıkarıldı! Buna kargalar bile güler dendiği gibi Ruslar bile bağışıklık kazandı. Esat referandumda tulum çıkarırken Putin de ondan geri kalmıyor.
Suikast planının üç kişi tarafından hazırlandığı ileri sürüldü. Zanlılardan birinin ocak ayında Odessadaki bir apartmanda meydana gelen patlamada öldüğü, diğer ikisinin de gözaltına alındığı açıklandı. Yetkililere göre, Putine suikast gerçekleştirmeye çalışanlardan biri Adem Osmayev isimli Kazakistan vatandaşı idi. Suikast planını hazırlayan üçlü, 4 Mart tarihli cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından Putinin Moskovada her gün geçtiği Kutuzovski Bulvarına bomba yerleştirmeyi tasarlamışlar. Putinin etki alanındaki Ukrayna Güvenlik Servisi, şüphelilerin kiraladıkları bir apartman dairesinde patlayıcı ürettikleri sırada meydana gelen bir patlamanın ardından tutuklandıklarını bildirmişti. TVde itirafta bulunan İlya Pyanzin adlı zanlı, Putinin öldürülmesi için Rus karşıtı Çeçen liderlerden talimat aldıklarını itiraf etmişti! Fix yani sonuçları belli seçimler için bu tür olaylara ihtiyaç var. Olmasa bile özenle üretilir. Ve Putinizm Rusyada fix demokrasinin diğer adıdır. Hem seçimler şeffaf değil, şaibeli hem de gerçek rekabete imkan tanınmıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.