Kadına yönelik sorunların arkası kesilmiyor. Öldürülen, duygusal ve ya fiziksel şiddete maruz kalan, maddi manevi sıkıntılara düçar olan, ağır iş ortamında çalıştırılan, emeğinin karşılığını alamayan, eğitim hakkından mahrum kalan kadınlar, seslerini duyurmaya ve sorunlarını ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Yani pek çok sorunun göbeğinde yaşıyor kadın. Çözüme yönelik, hemen her kesimden farklı sesler yükseliyor. Fakat henüz sık sık gündeme gelen şiddet konusunda dahi kaydadeğer bir gelişmeye şahit olmadık. Çünkü şiddeti tetikleyen unsurların ortadan kaldırılması için her şeyden önce insanlara hakkaniyet bilincinin verilmesi gerekir.

Kadın sorunlarına yönelik, çalışmalar devam ediyor ancak, şu ana kadar kalıcı bir çözüme ulaşılmış değil. Zira sorunu kökünden yok etmek için, olaya manevi eksenden bakmak ve problemi bütün boyutlarıyla ele almak şart. Tabi, toplumun kadınla ilgili algısının değişmesi ve kadının sorumluluğunun yeniden tanımlanması da gerekir. Yani, kadını, bir köle gibi gören ve sahip olduğu hakları elinden alan o çarpık anlayış değişmelidir. Aksi halde, kutlamaları istediğiniz kadar şaşalı hale getirin, dünyanın en seçkin uzmanlarını konuşturun, en ilginç etkinlikleri düzenleyin insanların zihinlerindeki kadın imgesi değişmedikçe sorunu çözmeniz mümkün olamaz. Çözüme giden yolda, çocukları, kul hakkı konusunda bilgilendirmeli ve insana değer vermeyi öğretmeliyiz. Ayrıca kadının fiziki yapısına uygun iş ortamları ve çalışma alanları oluşturulmalı ve üreticiliğinden faydalanmalıyız. Eğer bütün bunları dikkate almazsanız kutlamaların ardından her şey unutulacaktır.