Âsüman Ağlıyor Halimize Zemin Ağlıyor
Ülke halkının çoğunluğunu oluşturan biz Müslümanlar son yüz yıl içinde büyük tarihî ve sosyal depremler, yıkımlar, felaketler ve tufanlar gördük, büyük badireler atlattık.
Sultan Abdülhamid tahttan indirildi, İslam hâkimiyeti sona erdi, iktidar Masonların, Dönmelerin, Kriptoların eline geçti.
Balkan harbi patlak verdi, ülkemizin en kıymetli kısımları elden gitti, milyonlarca Müslüman perişan oldu.
Birinci Dünya Savaşından sonra imparatorluğumuz tasfiye edildi.
Kurtuluş savaşı yaptık, ona hıyanet edildi.
Dine, imana, Şeriata saldırıldı.
İmamet-i Kübra Kurumu yıkıldı.
İstiklal Mahkemelerinin karakuşî kararlarıyla binlerce ulema, fukaha, meşayih, Müslüman idam edildi, zindanlara atıldı.
İslam medreseleri kapatıldı.
Zikrullah ocakları söndürüldü.
Hakka tâbi halk iradesine karşı vesayet, resmî ideoloji, baskı ve tabu sistemi getirildi.
Doğruyu söyleyenler hapislerde çürütüldü.
İsmet perdeleri paramparça edildi.
Yeni nesiller dinsiz, imansız, İslamsız yetiştirilmek istendi.
Evet, bir asırdır dehşetli zelzeleler içinde yaşıyoruz.
Dehşetli tufanlar.
Dehşetli fırtınalar.
Bunca felaket ve afet sonucu büyük bir ahlak bozukluğu salgını başladı.
Eskiden de varmış ama haram yeme kat kat arttı.
Eskiden de varmış ama faiz çok yaygınlaştı.
Fuhuş ve zina arttıkça arttı. Öyle ki, zina suç olmaktan çıkarıldı.
Okullarda Darwinin evrim teorisi okutulur oldu.
Halkın yüzde doksanı (belki de daha fazlası) namazı terk etti.
Halkı uyaracak, bilgilendirecek, aydınlatacak, çekip çevirecek ulema, fukaha, meşayih sayısı çok azaldı.
Bütün İslamî kurumlar yıkıldı.
Bütün İslamî değerler darbelendi.
Sosyal, kültürel, mânevî bakımdan harabelerin, yıkıntıların üzerindeyiz de çoğumuzun haberi yok.
Din, iman, Şeriat, İslamî hayat elden gitmiş, çoğumuz neler yapıyoruz:
İmkânı olanların çok büyük bir kısmı lüks ve israf içinde vur patlasın çal oynasın oh kekah...
Lüks meskenler... Lüks otolar... Lüks yazlıklar... Lüks yemekler... Lüks giysiler... Lüks lüks lüks... İsraf israf israf...
Turistik umre seyahatleri bile lüks...
Zam Zam Towerin en üst katındaki lüks süitten aşağıdaki Kâbeye bakmak lüksü...
İsraf haram ama öyle Müslümanlar var ki, mübarek Ramazanda orucunu beş yıldızlı lüks ve israflı otellerde açıyor... Sadece lüks ve israf mı?.. Domuz etli, içkili, fettanlı oteller...
İslam kardeşliği berhava olmuş... Bir yanda milyonlarca dar gelirli, işsiz, sefil, yarı aç, yokluk içinde kıvranan Müslüman, öbür tarafta lüks ve israf içinde har vurup harman savuran varlıklı Müslümanlar...
Birileri açlıktan kıvranırken, ötekiler aşırı yemekten hazımsızlık çileleri çekiyor.
Müslümanlar o hale gelmiş ki, Suriye'de din ve iman kardeşleri sivil, kadın, çoluk çocuk demeden boğazlanırken burada, sanki hiçbir şey olmamış, hiçbir şey yokmuş gibi keyif sürülüyor.
Türkiye Müslümanlarının çoğunluğunun nefs-i levvâme derecesinde olduğu söylenebilir mi?
Edirne'den Karsa, Sinop'tan İskenderun'a kadar yankılanacak "Uyanın uyanın uyanın!" haykırışı duyulmuyor.
Sosyal, kültürel depremlerin harabelerinin üzerinde nice imkânlılar bayram yapıyor.
Yeme içmeler gırla gidiyor.
Yazın piknikler.
Yatı olanlar deniz sefaları yapıyor.
Otomobiller uçar gibi ufukları aşıyor.
Zenginler ayda binlerce lira doğalgaz parası öderken, fakirler titriyor.
Gelir dağılımında korkunç adaletsizlik var.
Ağlayanlar gülenler.
Maddî zelzelelerden sonra yağmacılar türermiş. Bizdeki zelzelelerin de yağmacıları var.
Düzen kötü ama rantı da bol onlar için.
Eski radikal mücahidlerin bir kısmı müteahhit oldu. Acaba yüzde kaçı?
Harabeler üzerinde cemaatçilik oyunları oynayanlar.
Kur'ana, Sünnete, ahlaka, hikmete aykırı lüks yemeler içmeler.
Acaba Nemrudun veya Firavunun sarayında bu kadar lüks var mıydı?
Şu Müslümana bakınız, ne kadar halinden memnun, kendinden razı.
Yüzlerce politikacının, artistin, futbolcunun, şarkıcı ve türkücünün isimlerini biliyor ama Allahın on dört sıfatından habersiz.
Şu, başına renkli bir bez örtmüş kadına bakın, sokakta salına salına yürürken erkekler, açık kadınlardan çok ona bakıyor. Dönüp dönüp bakıyor, sözde tesettürlü kadın ahu gibi sekiyor.
Din iman Şeriat İmamet elden gitmiş, bizimkiler keyf çatıyor.
Fakirlerin bir kısmı açlıktan kıvranıyor, zenginler tokluktan kıvranıyor.
İslam kardeşliği, Müslümanların tesanüdü paramparça olmuş, bizimkiler vur patlasın çal oynasın.
Lüks yemeklerden sonra lüks çaylar tatlılar...
Bazılarına: Onca yemekten sonra çay sohbetinde ölü yemekten utanmıyor musunuz?
Her devirde bir gavs olurmuş. Bu devirde ne çok gavs var. Bunların acaba hangisi gerçek gavs?
Lüks, israflı ve pahalı otoların boyalı, nikelajları ne kadar parlak. Bu ışıltılar rahmanî mi, şeytanî mi?
Humustan ta buralara şehid edilen, vahşî işkenceler tâbi tutulan Müslümanların feryatları, ah ü eninleri geliyor ve buradaki umursamaz Müslümanların neşeli seslerine karışıyor.
Gökten yağmur mu yağıyor?.. Hayır, âsüman ağlıyor halimize, zemin ağlıyor.
*( ikinci yazı )
Onların 15 Özelliği
1. Onlar hiç affetmez.
2. Onlar, kafalarına bir şey koydular veya koyuldu ise onu büyük bir azimle mutlaka yapmak, gerçekleştirmek ister.
3. Onlar kindardır.
4. Onlar hiç hatâ yapmadıklarına inanırlar, onlar için hatâ ve yanlış başkalarında olan şeydir.
5. Onlar parçayı bütün ile özdeşleştirir.
6. Onlar kendi sübjektif gerçeklerini tartışmaz.
7. Onlar dediklerinin hep doğru, yaptıkları hep isabetli olduğuna inanırlar.
8. Onlar makyavelisttir.
9. Onların esrarları vardır, bunların açığa çıkmasını istemezler.
10. Onlar büyük satranç oynarlar, büyük hatâlar yaparlar.
11. Onlar teşkilatçıdır.
12. Onlarda parça ve meşreb asabiyeti, fanatizmi, bağlılığı çok kuvvetlidir.
13. Onlar "başkalarıyla, ötekilerle" istişare yapmaz.
14. Onlar, "başka kardeşleriyle" işbirliği yapmaz.
15. Onlar para toplama, para bulma konusunda çok başarılıdır.