Namaz Günde Üç Değil, Beş Vakittir ve Beş Ayrı Vakitte Kılınmalıdır
Bazı reformcular, günlük namazların beş vakit değil, üç vakit olduğuna dair zihinleri karıştırıcı görüşler ortaya atıyor. Maalesef günümüzde yüksek tabakaya mensup nice politikacı, bürokrat, okumuş Müslüman da namazları cem ederek üç vakitte kılıyor.
Ehl-i Sünnet mezhebine göre günlük namazların beş vakit olduğu, beş vakitte kılınması gerektiği konusunda en ufak bir şüphe ve tereddüt yoktur.
Namazları üçe indirenler veya beş vakit namazı üç vakitte kılanlar Sünnet dışı fırka ve cereyanlara kapılmaktadır.
Namazın beş vakit olduğu, beş ayrı vakitte kılınması gerektiği Kur'anla, Sünnetle, icmâ-i ümmetle sâbittir.
Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona), beş vakit namaz farz olduktan sonra, ölünceye kadar namazı beş vakitte kılmıştır.
Sahabe-i Kiram (Allah onlardan razı olsun) beş vakitte kılmıştır.
Ehl-i Beyt efendilerimiz beş vakitte kılmıştır.
Tâbiîn, Tebe-i Tâbiîn beş vakitte kılmıştır.
İslam fıkhının dört büyük imamı olan Ebû Hanife, Mâlik, Şâfiî, Ahmed ibn Hanbel hazeratı beş vakit kılmıştır.
Günümüze kadar asırlar boyunca gelip göçen allâmeler, ulema, fukaha, mürşidler, sâlihler beş vakit kılmıştır.
Namazın beş vakitte kılınması gerektiğini beyan eden o kadar çok hadîs vardır ki, bunlar tevâtür derecesindedir.
"Hayır dinimizde beş vakit namaz yoktur, üç vakit namaz vardır" diyenler Kur'ana, Sünnete, icmâ-i ümmete aykırı bir söz söylemiş, aykırı ve geçersiz bir ictihad yapmış olurlar.
Kur'ana, Sünnete, icmâya, cemaat-i kübraya bağlı Müslümanlar böyle iddialara, beyanlara, ictihadlara kulak asmamalıdır.
Namaz, dinimizin ameliyata ve ibadete ait en büyük farzı, emri, hükmüdür. Kur'anda en fazla emr edilen, üzerinde durulan ibadet namazdır.
Resulullah Efendimiz, "Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız, siz de öyle kılınız" buyurmuşlardır.
Namaz konusunhda şu tür kimselerin ve grupların sözlerine kanmamak ve peşlerine düşmemek gerekir:
Dinde reform yapılmasını isteyenler... Dinde değişiklik isteyenler... Dinde yenilik isteyenler... Mezhepsizler... Telfik-i mezahib taraftarları... Kemalist ilahiyatçılar... Light/ılımlı İslam taraftarları... Fazlurrahmancılar... Kendilerini müctehid sananlar...
Resulullah Efendimize ulaşan silsileli icazetleri olan ulema, fukaha ve meşayih kesinlikle namazı üçe indirmez.
Günlük namazların üçe indirilmesi veya beş vaktin cem edilerek üç vakitte kılınması âhir zaman fitnelerindendir.
Ehl-i Sünnet Müslümanları dinî konuları icazetli Ulema, fukaha ve müftülerden öğrenmelidir.
Namazın beş vakit olduğu ve beş vakitte kılınması gerektiği, Ehl-i Sünnet camiasında muttefekun aleyh (üzerinde ittifak edilmiş) bir konudur.
Bugün bazı reformcular, İslamın Allah katında tek hak, geçerli, muteber din olduğunu bile inkar ederek üç hak ibrahimî din vardır diyorlar.
Öyle kimselerin ne namaz, ne de başka dinî konulardaki görüşlerine itibar edilmez.
Bugün öyle taifeler vardır ki, Kur'an meali çıkartmışlar ve bu meal Tevrat ve İncil'den 700 kadar cümle koymuşlardır.
"Allah gerçek bir Janustur" (Janus, iki çehreli bir Roma putudur) diye yazan bir kişiyi din büyüğü yapanların din hakkındaki fikir, görüş ve ictihadlarına değer vermek cinnet olur.
Lütfen ezberleyelim: Namazın günde beş vakit olduğu, beş ayrı vakitte kılınması gerektiği Kur'anla, Sünnetle, icmâ-i ümmetle kesin olarak sabittir... Bu hususta hiçbir şüphe ve tereddüt yoktur... Namaz üç vakit değildir... Şafiî mezhebinde seferî olanlar beş vakti, cem ederek üç vakitte kılabilirler... Hanefî mezhebinde seferîler de beş vakitte kılmalıdır... Vaktinde kılınamayan namaz kaza edilir...
Diyanet'in bu konuda Müslüman halkı uyarması gerekir.
Fazlurrahmancılara ve Kemalistlere kalsa namazı üç vakte indirmek bir tarafa, beş vakit namaz tarihseldir, bugün kılmaya lüzum yoktur diyecekler ama taqiyye yaparak şimdilik üçtür diyorlar.
Beş vakit namaz dinin direğidir, namaz konusunda hiçbir Müslümanın kafası karışık olmamalıdır.
Beş vakit namazın fıkhî gerekçelerini, şerî delillerini öğrenmek, namazın üç vakit olmadığını bilmek için internetteki Ehl-i Sünnet sitelerinden /Namaz üç vakit mi, beş vakit mi?/ kelimeleriyle arama yaparsanız namazın günde üç vakit değil, beş vakit olduğunu isbat eden sağlam bilgilere ulaşabilirsiniz...
* (İkinci yazı)
Müslümanlar Uyuyor
Pazar sabahı Hırka-i Şerif Camii'ne gittim. Fazla cemaat yoktu. Cemaatin içinde bir tek liseli veya üniversiteli genç görülmüyordu... Yetmiş seksen yaşında olanlar... Elli altmış yaşındakiler... Otuzlu yaşlarda iki üç kişi...
Caminin etrafı yerleşim bölgesi... Yolların kenarında otomobil park edecek boş yer yok... Sabah namazında, içinde kutsal bir emanet bulunan o cami böyle mi olmalıydı?
O civarda yaşayan ve farz namazlarında camide bulunması gereken Müslümanların binde biri gelmiş olsaydı mâbed dolardı.
Sabah namazları bir ölçüdür. Müslümanların halini anlamak için güneş doğmadan önceki o mübarek vakitte camilere bakmak gerekir.
Türkiye Müslümanlarının kolay kolay iflah olmayacaklarını artık iyice anladım.
Namazdan sonra Eyüb Sultan'a kahvaltı etmeye gittik. Sonra biraz gezdik. Her yer resmî elbiseli ve sivil polis kaynıyordu. Çoğunun ellerinde otomatik silahlar vardı. Hükümet Nevruz kutlamalarına izin vermemiş, birileri ille de kutlayacağız demişler... Valilik tedbir almış... Bu memleketin fitnesi fesadı hiç bitmez.
Kürt liderlerinden biri "Nevruz günü polisler karakollarda otursunlar, sakın sokağa çıkmasınlar..." demiş. Baş üstüne efendim!..
Demokrasi ile krizlerimizin çözülebileceğine inanmıyorum.
Kürt hareketinin arka planında Kripto Ermeniler var. Onlara, gelin Türkiye'yi siz idare edin denilse yine razı olmazlar. Amaçları ülkenin parçalanması, bilhassa doğuya ve güneydoğuya Ermeni nüfusu getirilmesi.
Hiçbir akıllı Müslüman Kürt ülkenin parçalanmasını, iç savaş çıkmasını istemez. Zaten nasıl parçalanacak?.. Kürt nüfusu her yere dağılmış. İstanbul'da kim bilir kaç milyon Kürt vatandaşımız yaşıyor.
Militan Kripto Hıristiyanların arzusu memlekette iç savaş, kardeş kavgası çıkartmaktır.
Türkler Kürtler, Sünnîler Alevîler birbirine girsin, en sonunda Ermeniler ve Yahudiler muradına ersin.
Sivas hadiseleri de bu maksatla planlanmış ve sahneye konulmuştu.
Sivaslı Sünnîler ve Alevîler birbirlerine asla silah çekmezler. Oraya dışarıdan militan güçler gönderilmiş ve korkunç fitneler çıkartılmıştır.
Sivas hadiselerinden önce iki yazı yazarak vahim hadiseler olacağını, tedbir alınmasını istemiştim. Yangına karşı tedbir almak yerine, ateşin üzerine benzin dökercesine kışkırttılar.
Salman Rüşdi'nin iğrenç kitabını Türkçeye çeviren Aziz Nesin adlı ateistin orada ne işi vardı.
Türkiye menzil-i maksuduna doğru dalgalar, fırtınalar, krizler içinde gidiyor. Titanic gibi...
Çoğunluktaki Sünnî Müslümanlar ne yapıyor? Ne yaptıklarını bütünüyle bilmem ama sabah namazı vakitlerinde yüzde 95'inin uyuduğunu biliyorum. İyi uykular!..
Afganistan'da ABD'li işgal askerleri Kur'an yaktılar, kadın çocuk ihtiyar on altı masumu öldürdüler de ne oldu? Müslümanlar bu cinayetleri gereği gibi protesto ettiler mi?
21.03.2012