Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Ezberlerin Bozulduğu Yer Mardin

Ezberlerin Bozulduğu Yer Mardin

Hoşgörülerin diyarı Mardin...

Taşların dile geldiği Taşşehir Mardin...

Kültürlerin beşiği Mezopotamya...

Habil’den Kâbil’e iyilerin ve kötülerin mücadelesinin sürdüğü coğrafya...

¥

Hafta sonu; yüz yıllardır hoşgörü içerisinde inançlarını yaşayan insanların diyarı Mardin’deydim.

“Demokrasinin” adını “istibdat” olarak tanımlayan ve uygulayan, kişisel imtiyazları dışında hiç bir değer yargısına geçit vermeyen resmi ideolojinin iflasını gösteren bir sempozyum vardı.

Türkiye’nin halkın devleti, hükümetin istibdatçı çevreler yerine milletin iktidarı olduğunu bu sempozyumda bir kere daha gördüm.

Bediüzzaman Said Nursi Hz.lerinin “Münazarat” risalesi kapsamında ele alınan “Milliyet Fikri ve Kürt Meselesi,” akademisyenler ile meselenin ehillerince tartışıldı.

Devletin ünirversitesi, “devletin bütünlüğü, milletimizin birliği ve dirliği” için hayatını ortaya koyan Bediüzzaman’a ev sahipliği yaptı.

Müslüman halkımızın imanına hizmette gözünü budaktan esirgemeyen ama resmi ideoloji tarafından aldığı her nefesi suç sayılan Bediüzzaman’ın “Münazarat” adlı eseri, yarınların Türkiye’si için teşhis ve reçeteleriyle birlikte anlatıldı.

Devletin kalkınması, toplumun huzuru, güveni ve refahı için Artuklu Üniversitesi bu yolda kolları sıvayan ilk üniversite oldu.

¥

On yıl öncesine kadar; “Manda yuva yapmış söğüt dalına” türküsünü bile anlamayıp, cüppelerini giyerek sokağa çıkan ve terör estiren rektörlerden, dekanlardan, öğretim üyelerinden nerelere gelmişiz.

Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Serdar Bedii Omay’ı sempozyum öncesi basın toplantısında ve sempozyumun açılışında dinlerken; gözlerim doldu, duygulandım ve bugünleri torunlarımın görebileceğini zannederken şükürler olsun ben de gördüm.

Üniversitenin salonunu tıklım tıklım dolduran Mardinlilere, kameralara ve gazetecilere karşı bir üniversite rektörü çıkıp, konuşmasına “Selamünaleyküm” diye başlıyordu.

Halktan birinin veya bir rektörün, Müslüman bir memlekette, “Selamünaleyküm” diye söze başlaması o kadar normal değil mi, kendi hayretime hayret ettim.

Bir kısım medyanın bir kısım münafıkları, daha rektörün ne konuşacağına hiç bakmadan, söze selamla başlamasını yadırgamışlardı.

Oysa gayet normal değil midir, Müslüman bir insanın, Müslüman bir ülkede Müslüman bir topluluğa karşı söze “Besmele” veya “selamla” başlaması.

Münafıkların en önemli ve görünen hastalıkları şudur: Kendilerini asla başkasının yerine koyamazlar, yani modern tabiriyle empati kuramazlar.

Zaten empati kurabilseler, yeryüzünün tüm canlılar için bir hayat merkezi olduğuna inanır ve münafıklık yapıp, anarşi ve terör çıkarmazlar. Geçelim....

¥

Artuklu Üniversitesi’nin salonunda tam bir Türkiye fotoğrafı vardı. Türkler, Kürtler, Araplar, Çerkezler, Abhazyalılar, Afrikalılar.

Hepsinin ortak noktası tarih ve din birliğinde kaderdaşlıktı. Din birliği zaten yeterliydi ve başka hiç bir sebep, bu birliğin üzerine çıkamazdı.

Besmelede bütünleşen ve buluşan her insan kardeştir. Arabı da Kürdü de Türkü de İslam medeniyetinin neferleridir. Salondaki insan profili bunları anlatıyordu.






Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi