Resul Tosun

Resul Tosun

Süre doldu, sınıra dayandı

Süre doldu, sınıra dayandı

Suriye yönetimi dünya ile dalgasını geçmeye devam ediyor. Önce Arap Birliği planının kabul ettiğini söyledi verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmedi. Göstermelik üç beş tutukluyu serbest bıraktı peşinden kat kat fazlasını tutukladı. Arap planı suya düştü.

Peşinden Kofi Annan planını kabul ettiğini açıkladı ama ertesi gün şiddetini daha da artırdı her gün en az 50 kişiyi katletti. Şehirleri topla tankla yıkmaya devam etti. Hatta evvelki gün savaş uçaklarıyla saldırdı.

Şiddet azalmak şöyle dursun her geçen gün arttı.

Kofi Annan bile şiddetin dozunun arttığını görünce şaşırdı.

Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde Suriye'den şiddet haberleri gelmeye devam ediyordu.

Suriye rejiminin Annan planına uyacağını düşünmek bana pek mantıklı gelmiyor. Daha önce de yazdığım gibi Annan planının uygulanabilirliği de yok. Suriye böylece her seferinde biraz daha zaman kazanıyor ve biraz daha muhalif kabul ettiği vatandaşlarını katlediyor.

Suriye yönetimini bu kadar cesaretlendiren tabiî ki arkasında duran Rusya, Çin ve özellikle İran.

Pazartesi akşamı Beyrut merkezli el Menar televizyonunda bir programa katıldım. Tahran'dan araştırmacı yazar Emir Musevi, Bağdat'tan milletvekili Sami Askeri'nin katıldığı programda Musevi'nin söyledikleriyle gerçeklerin taban taban zıt olduğunu görmek beni şaşırtmadı doğrusu.

Suriye konusunda Türkiye'yi uyardıklarını, o yüzden alternatif toplantı yerleri teklif ettiklerini, başbakan Erdoğan'ın İran dönüşündeki açıklamasından sonra İran yönetiminin Türkiye'ye nota verdiğini, Türk tarafının Erdoğan'ın açıklamasını sürçü lisan olarak bildirip İran'dan özür dilediğini, toplantının İstanbul'da yapılmasında Türk tarafının ısrarcı olduğunu, bunun üzerine 5+1 ile yapılacak görüşmelerin İstanbul'da yapılmasını İran'ın kabul ettiğini söyledi.

Kapalı rejimlerde böyle oluyor demek ki.

Gerçekleri böylesine çarpıtmak ve buna inanarak savunmak için kendi kamuoylarını oluşturuyorlar. Yukarı mahallede bir yalan söyleyip aşağı mahallede kendisinin de inanması gibi bir şey.

Başbakanın ve dışişleri bakanının defaatle dünya basınına itibar peşinde olmadıklarını, nükleer konusunda İran'a yardımcı olmaktan başka maksatlarının bulunmadığını açıklamalarına rağmen dünya kamuoyuna Türkiye'yi uyardıklarını, Türkiye'nin de özür dilediğini, onun üzerine toplantıyı İstanbul'da yapmayı lütfen kabul ettiklerini söyleyebilmek için takıyye denen kültüre sahip olmak gerekiyor.

Nükleer meselesini Suriye konusuna alet eden İran da tıpkı Suriye gibi maalesef inandırıcılığını gün geçtikçe yitiriyor.

Nükleer bahanesiyle Suriye'ye olan desteğini ciddi biçimde gündeme getiren İran'ın zulmün yanında yer alması, İran'a sempati duyanları da şoke ediyor.

İran sürekli kaybediyor.

İran devrimi İslam dünyasında zulme karşı direnmenin, diktatörlüğe baş kaldırmanın ilk örneği olması hasebiyle takdirle karşılanıyordu. Müslümanların zalimlere karşı durup müstaz'afların yanında yer almasının en somut örneğiydi.

Tunus, Libya, Mısır, Bahreyn ve Yemen'de diktatörlere karşı halkın yanında yer aldığını açıklayan, hatta Arap baharının İran İslam devriminin devamı olduğunu söyleyen İran, sıra Suriye'ye gelince zalimin yanında durmaktan imtina etmediği gibi Suriye halkına karşı fiilen görev yapmak üzere uzmanlar göndermekten de çekinmedi.

Daha dün Suriye lideri, "Biz Suriye'de İslam'la savaşıyoruz" diye İngiliz The Sunday Telegraph'a röportaj vermişti.

Nasıl oluyor da bir İslam devleti İslam'la savaşan bir diktatöre destek verebiliyor?

Bugün İslam'la ve Müslümanlarla mücadelede Suriye yönetimi ile İsrail yönetimi arasında bir fark kalmış mıdır?

Suriye konusunda İran yanlış yoldadır. Bu yanlışı yüzünden Türkiye'yi de karşısına almak gibi ikinci bir yanlış yapmaktadır.

Otoriter rejimlerin ya değişeceği ya da yıkılacağı gerçeğini görememek siyasi körlükten öteye bir şey değildir. Değişime karşı direnen Suriye rejiminin akıbeti de diğerlerinden farklı olmayacaktır.

Uluslar arası camia da hata ediyor.

Suriye yönetiminin kuvvetten başka bir dilden anlamadığını anlamamakta ısrar ettiği için hata ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi