Bilinçli aile bilinçli nesiller 2
Aile içi şiddet gündemdeki yerini ve önceliğini koruyor. Şiddete maruz kalan kadınların, ekonomik, sağlık, eğitim ve güvenlik ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı tartışılıyor ve şiddetin sebepleri üzerinde tespitler yapılıyor. Bu vesileyle yıllardır şiddete maruz kaldığı halde "kocandır döver de sever de" tavsiyelerine tabi olup sesini çıkarmayan kadınlar da artık haklarını aramaya çalışıyorlar. Ancak, çözüm noktasında, insan fıtratına hitap eden umut verici bir gelişmeye şu an için şahit olamadık. Çünkü, maneviyat eksenli bir çözüm sunulmadığı sürece insanın içindeki şiddet eğilimini tam olarak iyileştirmek mümkün olmayacaktır. Bu nedenle, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ve din görevlilerinin de olaya dahil olmaları ve insanlara kul olarak durmaları gereken koordinatı göstermeleri gerekir. Unutmamak gerekir ki, Allah'tan korkmayan kuldan hiç korkmaz ve bulunduğu koordinatı tanımayan kişi zulmetmekten kaçınmaz...
Allah kul hakkını af etmediği gibi, sadakati, ahde vefayı kullarından bekler. Bunu önce kendi rızası için sonra rızasının tecelligahı olan ailede ister. Allah'a ve ahiret gününe inananlar, Muhammed Mustafa s.a.v. gibi bir nebinin örnek aile modelini eşleriyle olan ilişkilerinde göz önünde bulundurup, murakabe halinde olurlar ve olmalıdırlar da.
Birbirinin gıyabında yalnızken veya toplu mekânlarda iken gözünü, dilini, elini ve belini koruması gereken eşler her an Allah'ın kendilerini gözetlediğini, melekleri ile müşahede edip, gözaltında tuttuklarını unutmamaları gerekir.
Hayırlı nesiller, sevgi, sadakat, paylaşım ve duygudaşlığın kurulduğu, inanç ve ahlak zeminde rekabet değil ortaklık eden bir ailede yetişebilir. Bütün bunlar için vakit ayırmalı, emek vermeli ve kafa yormalıyız.
Aile bireyleriyle ortak ilgi, iş ve kabiliyet alanlarımızı geliştirmeli paylaşım içinde olmalıyız. Aile içinde, birbirimizi takdir etmekten kaçınmamalı ve yakınlarımıza değer vermeliyiz.
Kanaatkâr ve sebatkâr olmalı, sahip olduklarımızla iktifa etmeyi öğrenmeliyiz.
İyilikte birbirimize destek vermeli kötülükten alıkoymalıyız. Bütün bunlar eğer Bakan Şahin'in bahsettiği projenin içinde yer alacaksa, bizler de umutlarımızı yeniden yeşertebiliriz.
Sadece konulan kuralların ve yasaların tek başına pekte etkili olabileceğine inanmadığımızı tekrar etmekte fayda görüyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.