Çevik Bir Paşama haksızlık ediyoruz!
Gazete manşetlerine, köşe yazarlarının yazılarına, televizyon tartışmalarına baktığımız zaman 28 Şubat darbesini hiç kimsenin değil uzaylıların yaptığını görüyoruz…
Herkes Zemzem suyuyla yıkanmış ak kaşık mübarek…
Medyasından siyasetçisine…
Sendikacısından yargısına herkes darbeyi eleştiriyor da başka bir şey demiyor…
İyi de kardeşim o tankları ben mi yürüttüm…
Başbakana ben mi küfrettim…
O gazete manşetlerini ben mi attım...
Hükümeti ben mi istifaya zorladım…
Darbeyi ben mi planladım…
Ben yapmadığıma göre kim yaptı diyorsanız?
“Batı Çalışma Grubu”nun baş aktörü Çevik Bir değil bu…
Gözaltına alınıp tutuklanmadan önceki ifadelerini okuduğunuzda suçsuzun da ötesinde çok masum!
Tutuklayıp cezalandırmak bir yana ödüllendirmek lazım…
Cezaevi yerine Hawaii Adalarına tatile göndermek lazım…
Paşam Türkiye Cumhuriyeti’ni irticai! faaliyetlere karsı korumuş...
Laikliğin ve kemalizmin sadık bir bekçisi olduğunu ispatlamış...
Hem de talimatları Erbakan Hoca’dan almış…
Görevini yapmasın mı?
Paşama bu kadar yüklenmenin ne anlamı var...
Bir ağaca bakıp ormanı görmeyenlerden olduk son zamanlarda...
28 Şubat 1997 tarih ve 406 sayılı “rejim aleyhtarı irticai faaliyetleri önlemeye yönelik tedbirleri” içeren 18 maddelik MGK tavsiye kararlarının üst yazısının “gizli” ibareli belgesi bunu ispatlıyor…
“2945 sayılı MGK ve MGK Genel Sekreterliği Kanununun 9uncu maddesine uygun olarak, MGK Genel Sekreterliği tarafından; EK’te belirtilen tedbirlere ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı ile Bakanlar Kurulu Kararı haline getirilmeyen uygulamaların, sonuçları hakkında belli süreler içerisinde Başbakan, Cumhurbaşkanı ve MGK’na bilgi verilmesi kararlaştırılmıştır.”
Peki, bu yazının altında kimlerin imzası var...
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel…
Başbakan Necmettin Erbakan...
Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller
İçişleri Bakanı Meral Akşener…
Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan…
Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı…
Kara Kuvvetleri Komutanı Hikmet Köksal…
Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya…
Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Çörekçi…
Jandarma Kuvvetleri Komutanı Teoman koman…
Yani anlayacağınız Çevik Bir paşam masum...
Ormandaki diğer ağaçları kimse görmüyor...
Mesela Tansu Çiller niye konuşmuyor…
Turhan Tayan niçin susuyor…
Yağlı kazığa oturtulmaya aday Meral Akşener neden sessizliğini koruyor…
Mesela Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan istifasını sunduktan sonra hükümeti kurma görevini neden Tansu Çiller’e değil de Mesut Yılmaz'a verdi...
Görevi Tansu Çiller alıp hükümeti kursaydı MGK tavsiye kararları yine uygulanır mıydı…
Süleyman Demirel, Tansu Çiller’e güvenmediği için mi yoksa bir yerlerden talimat geldiği için mi görevi Mesut Yılmaz'a verdi...
Tüm bu soruların cevabını vermeden Çevik Bir paşamı suçlamak haksızlık!
Çevik Bir’in ifadelerine bakıldığında paşam haklı!
İsrail-Amerika senaryoyu yazmış…
İçerdeki yerli işbirlikçileri oyuncu diye ayarlamış...
Kostüm, figüran, kamera, ses, görüntü her şeyi hazırlamış…
Sonra da 28 Şubat/PMD’i gösterime koymuş...
Biz hala Çevik Bir adlı figüranın peşindeyiz...
Film oynanacak da kendisi rolsüz mü kalsın…
Hem de bu karda kışta...
Şubatın soğuk ayazında…
Olacak iş mi?
İsrail-Amerika kancıklığa devam ediyor...
Çoban Sülü Güniz Sokak’ta keyif çatıyor…
Aydın Doğan ve avenesi kumar borçlarını sildiriyor…
KESK’i DİSK’i bilumum sendikası hala hükümete kafa tutuyor...
Nuh Mete’si, Vural Savaş’ı bir şey olmamış gibi emekliliğin keyfini çıkarıyor…
İsmail Hakkı Karadayı sanki o dönem yokmuş gibi davranmaya devam ediyor…
Biz hala Çevik Bir’in peşindeyiz!
Bu adalet mi şimdi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.