Hürriyet yazarı Ahmet Hakan yine ipin ucunu kaçırmış ve Şevket Kazan'ı palavracılıkla suçlamış! Önce Ahmet Hakan'ın Şevket Kazan ile ilgili yazısının giriş bölümünü birlikte okuyalım ve palavra iddiasının gerçeklerle ne kadar bağdaştığını görelim.

Ahmet Hakan diyor ki:

"1966 yılında yani 28 Şubat'tan bir yıl önce ABD'nin Atina Büyükelçiliğinde bir toplantı yapılmış. Bu toplantıya Amerikan yetkilileri, İsrail Ajanları, başta Güven Erkaya olmak üzere Genelkurmay yetkilileri, medya patronları, işçi ve işveren sendikaları başkanları katılmış. Batı Çalışma Grubu bu toplantıda kurulmuş. Ve bu toplantıda karar alınmış: Yeni kurulan Refah-Yol hükümeti düşürülmeli bunun için düğmeye basılmalıdır. Kim öne sürüyor bu iddiayı? Dönemin Refah-Yol hükümetinin Adalet Bakanı Şevket Kazan. Kitabında yazıyor, konferanslarında söylüyor, çıktığı televizyon programlarında dile getiriyor. Delil? Yok! Sadece söylüyor."

Ahmet Hakan "Kitabında yazıyor" dediğine göre Şevket Kazan'ın konuyla ilgili kitabını okumuş olmalı!

Peki, kitabını okumuşsa Şevket Kazan'ın bu iddialarını o dönemin gazetelerinde yer alan haberlere ve köşe yazarlarına dayandırdığını nasıl görmezlikten ve bilmezlikten geliyor?

Şevket Kazan, Atina'da yapılan bir toplantıdan söz ediyor da böyle bir toplantı yapılmadı mı?

Her yıl Aralık ayında Ankara toplanmayı gelenek haline getiren TÜSİAD'ın 1996 yılı toplantısı 10 Aralık 1996 tarihinde Atina'da yapılacak Türk-Yunan işadamları toplantısı için iptal edilmedi mi?

Bu toplantıya işadamlarının yanı sıra Aydın Doğan, Dinç Bilgin gibi medya patronları ile Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral katılmadı mı?

Sabah gazetesi 11 Aralık 1996 tarihli sayısında olayı "İşadamları siyaseti By-Pass edecek" diye duyurmadı mı? Türk-Yunan işadamlarının yaptığı toplantı medyamızda enine-boyuna yer almadı mı?

ABD'nin Atina Büyükelçisi Thomas Niles elçilik binasında bu kalabalık topluluğa kahvaltı vermedi mi?

Bu toplantılarda neler konuşuldu, ne kararlar alındı? Bu karanlık noktalara ilk aydınlatma Ertuğrul Özkök'ten gelmedi mi? Özkök, bir üst düzey komutanın "Silahsız kuvvetler halletsin" dediğini yazmadı mı?

Özkök'ün bu yazısının akabinde Behiç Kılıç şunları yazmadı mı?

"Çiller'in Rusya gezisine katılan bazı işadamları ile Moskova'da sohbet ediyorduk. Atina'da yapılan geziye katılmışlardı. Atina izlenimleri oldukça ilgi çekiciydi. Bir para babasının liderliğinde bu geziye katılan medya patronlarının bir araya geldikleri ve üç ay içinde hükümeti devirme kararı aldıkları anlatılıyordu."

Aynı şekilde Türkiye Gazetesi'nde Yalçın Özer "Mesele azgın ve asabi suratla muhalefet yapıp bu hükümeti yıkmak. Eğer kaynaklar doğruysa kararı Atina'daki toplantıda almışlar. "Neye mal olursa olsun bu hükümeti yıkmalıyız" demişler!

Ahmet Hakan'a göre bütün bunlar palavra!

Şevket Kazan'ın ileri sürdüğü bu iddianın pek çok kaynağı var!

Kaynaklarından biri de Ahmet Hakan'ın umre arkadaşı Özkök!

Hal böyle olunca "Kim palavracı?" diye sorma ihtiyacını duyuyoruz!

İddialarını gazete haberleri ve köşe yazarları ile delillendiren Şevket Kazan mı yoksa bu delilleri görmezlikten ve bilmezlikten gelip palavra diye suçlamada bulunanlar mı?