Maksadımız, kapı aralamak değil aksine, zaten ardına kadar açık olan o kapıdan geçerek ta içlere, derinlerde bizi biz yapan "Öz benliğimize (fıtratımıza)" ulaşabilmektir. Yani, köhneleşmeye yüz tutmuş o mahzenin her bir köşesinde saklı duran tüm meziyetlerimizi yeniden keşfedip, insanlığımıza hizmet etmektir. Bu sanıldığı kadar kolay bir iş olmasa da mümkündür...

Unutmayalım en büyük hizmet insana yapılan hizmettir. En değerli iş ise hakikat gözlüğünü takmış insanlar yetiştirebilmektir.

Artık bir tuşla aradığınız bilgiye kolayca ulaşabiliyoruz. Eğitim ve uzmanlaşma konusunda seçenekleriniz çoğalıyor; teknolojik modern çağ kimilerinin hayatını kolaylaşıyor, kimilerinin de hazır tabletler halinde her şeyi önüne getiriyor. Ama nedense maddi kalkınma ve refah, kariyer ve teknoloji insanlığın manevi dünyasında huzur ve saadeti getirmeye bir türlü yetmiyor.

Şiddet olayları, kaybolan ve sokağa terk edilen nesiller, yalnızlık ve yoksunluklar devam ediyor. Bütün bunların yanında eşlerini dayakla terbiye edeceğini zannedenler gazete sayfalarını, tv ekranlarını işgal etmeye devam ediyorlar. Bu şiddeti uygulayan kesim sadece okuryazarlığı olan/olmayan, yoksul ve yoksun kesimden oluşmuyor. Ayrıca kitap okuyan/yazan, gazete ve ajans haberlerini takip eden, ileri teknoloji kullanan, gelişmiş büyük şehirlerde, yaşam alanı haline gelmiş sitelerde ve dev binalarda yaşayan kesimlerden de şiddetin taşıyıcılığını yapanları görüyoruz. Bütün bunlar bize sahip olduklarımızın tek başına insanlığımızı beslemediğini gösteriyor....

Para, iş, kariyer, rahat konforlu ev ortamı, elit sosyal çevre, yüksek lisans ve sanatsal, kültürel faaliyetler... İnsanlar teknolojinin getirdiği imkânları bir varoluş amacı boyutunda kullanırlarken yine de hayatın acı yüzü tüm ağırlığıyla toplumların ve dünyanın her yerinde yankılanmakta, yüzlere soğuk bir esinti ile çarpmaktadır. "İnsanın insanlaşması" meselesi kadim bir sorundur evet ama bizler "insanlık" adına, "insan" olmak için vicdanlarımızı ve insaflarımızı hayatın debdebesine esir etmeye değil tutarlı, kararlı, imanlı ve içtenlik içinde yaşanabilir bir dünya için yeniden bina etmeye kararlıyız. Eğer bunu başaramazsak, ne sahip olduğumuz maddi imkanlarımız ne elde ettiğimiz kariyer ve unvanlarımız tek başına insanlığımıza hizmet edemediği gibi bizi eşyaların kulu kölesi haline getirecektir. Önce insan olmalı insan tarafımıza yatırım yapmalı ve sahip olduğumuz imkanları da birer kolaylık olarak kullanmalıyız.