Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Dejavu

Dejavu

Başbakan Erdoğan’a eşlik eden Türk heyetinin bir kısmı Fourseason otelinde kalıyordu. Biz de Mövenpick’te ikamet ediyorduk. Fourseason Oteline girişte Türk heyetinin karşılaştığı simalardan birisi Vaddah Hanfer’di. Unutanlara hatırlatalım: El Cezire’nin eski yayın yönetmeni. Türk heyetiyle ayak üstü hoş beş etti. 1990’lı yılların başında Mövenpick Oteli’nde bir kez de Moskova’da kalmıştım. Cuma günü Türkiye gazetesinden İsmail Kapan Beyle birlikte Cuma namazına niyetlendik. Bununla birlikte şehri iyi tanımadığımızdan tarif aldık. Cuma kılınmaya müsait bir cami sorduk. Bize araçla en az 15 dakikalık mesafede olduğunu söylediler. Lakin civar bölgede Shopping City olduğunu ve buranın üçüncü katının mescit olarak hizmet verdiğini ve cumayı orada kılabileceğimizi söylediler. Lakin seferi gibi bir genişliğimiz ve ruhsatımız olduğundan yerimizde kaldık ve tabir caizse otelde tünemeyi seçtik. Otel nispeten iyi olmasına rağmen elektronik tertibatı iyi değildi. Türkiye ile irtibat kurmakta zorlanıyorduk. İnternet sınırsız olması gerekirken şifrelerimizle zor bela girebiliyorduk. Bu tür gezilere fazla eşlik etmediğimden dolayı bu gibi haller için zihnen ve donanım olarak fazla da hazırlıklı değildim. Bu itibarla gazeteciler arasında en fazla elektronik özürlü olan ben olmalıyım. Yine de Cuma sonrası otel çevresini kolaçan ettik. Hava serindi. Serin olmasını arkadaşlar kum bulutlarına bağladılar. Besbelli ki güneşi yalıtıyor ve geçirmiyordu. Bundan dolayı da hava ısısı oldukça düşmüştü. Bu nedenle Türkiye ortamında dolaştık ve söz konusu AVM veya alışveriş merkezini turladık. Bir iki arkadaş alışveriş yaptı ve ötekiler ise kayda veya almaya değer bir şey bulamadılar. Sonra bir Fransız Kafede yemekler yendi ve kahveler içildi. Bu arada sohbetler yaptık.

¥

Başbakanın Basın Danışmanı Lütfullah Göktaş bizi 20.00 sularında yemeğe davet etti. İtalyan lokantasına gidilecekti. 21.00 sularına doğru sözü edilen lokantaya vasıl olduk. Bana burası biraz tanıdık geldi. Yine alışveriş merkeziydi ve Dubai’deki İbni Batuta çarşısına benzettim. Modern bir çarşının ikinci katında İtalyan lokantasına vardık. Ben heyetten farklı olarak bir sebze çorbası istedim. Çorba güzeldi lakin bizim çorbalarımızdan biraz farklıydı. Sebzeler çorba içinde diri olarak bulunuyordu. Sohbetler eşliğinde yemeğimizi yedik. Sonrasında gece yarısına doğru heyetin bir kısmı kerhen katılsa da Vakıf Çarşısına çay-kahve içmeye yöneldik. Gece yarısına doğru Vakıf Çarşısına vardık. Doha’nın gezilecek mekanları arasında bulunuyor. Daha önceki gelişimde mihmandarım olmadığından böyle bir çarşının varlığından doğrusu pek haberdar olmamıştım. Çarşıya varır varmaz baharat kokusu üzerimize sindi ve bana Şam’daki ilk günlerimi hatırlattı. Kaymeriyye Mahallesi’ndeki mekanları hatırlattı. Vakıf Çarşısı gerçekten de çok geniş görünüyor. Boydan boya yararak geçtik ve sonuna vardık. Vardığımız yer İtalyan ve Meksika mimarisini andırıyordu.

¥

Dejavu levhası yazılı bir kahvehanede konakladık. Bu mekanda boş olması halinde bir kovboy filmi bile çevrilebilir. Çaylarımızı söyledik ve sohbete daldık. Kalabalıklar oradan oraya akıyorlar. Demek ki Katarlılar bu gibi mekanlarda eğleniyorlar. Genelde muhafazakar aile yapısı göze çarpıyor. Katar toplumu genelde muhafazakar ve Hanbeli ve selefi eğilimli. Modernizm ile dini buluşturmuşlar. Belki de Fas’ın AKP’si gibi siyasi teşekküller Katar’ı kendilerine model alıyor olabilirler. Lokantada otururken alışveriş yerlerinin açık olmasından cesaret alarak orada bulunan bir bekçiden yakınlarda kitapçı olup olmadığını soruyorum. Olumsuz cevap alıyorum. Bu soruma biraz da şaşırdığı belli. İnsanlar eğlenmeyi yeğliyorlar. Fazla okuyan yazan göze çarpmıyor. Mutlaka kitapçılar olmalı ama nerede? Gece vakti açık olmayacakları beklenebilir. Bilgisayar ve internet dünyasında insanlar daha ziyade okuma veya bilgilenme ihtiyacını sanal dünya üzerinden karşılıyorlar. Dejavu kahvesinden geçerek İslam Müzesinin bulunduğu alanı da turladık ve bekleyen aracımıza binerek otele döndük. İslam Müzesi, Samarra’daki kıvrımlı veya yivli minareden ilham alınarak yapılmış. Belki de benim aklımda kalan tek güzellik Vakıf Çarşısı oldu. Katar’da Katar arayanların, Katar’ı yansıtan karelerden birisini Vakıf Çarşısı’nda bulacakları kesin. Belki bir gün gündüz gözüyle ve tam açık haliyle de bu mekanı görürüz.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi