Pakistan’a İmam Hatip Modeli
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye gelen Pakistan İslam İdeoloji Konseyi Başkanı Muhammed Han Şirani beraberindeki heyetle birlikte Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'i ziyaret etti. Pakistan'daki din eğitim sisteminin revize edilmesi gerektiği vurgulanan ziyarette, Diyanet Başkanımız Pakistan'da bir imam hatip lisesi inşa etmek istediklerini belirtti.
Başkan Mehmet Görmez hocamız, bunun için altyapının hazır olduğunu söylemiş ama üst yapıdan hiç söz etmemiş. Üst yapı dediğim; mevcut müfredatın mezun öğrencilere kazandırdığı bilgiler ve İslamî ahlâk alışkanlıklarıdır.
***
Milli Eğitime bağlı okullardaki genel bilgi fakirliğini konu edecek değilim. Zaten alınan son YGS sonuçları bize öğrencilerin ortalama eğitim düzeyinin ne kadar düşük olduğunu göstermeye yetiyor.
Benim aslı üzerinde duracağım husus; İmam hatip lisesi mezunlarının geçmiş yıllara kıyasla dini bilgi seviyelerinin çok düştüğü, bundan daha önemlisi de İslamî yaşantıdan ve peygamberî ahlaktan hayli uzakta bulundukları gerçeğidir.
Sakın bunu, sekiz yıllık kesintisiz eğitim uygulaması veya imam hatip liselerinin orta kısımlarının kapatılması mazeretine sığınarak savunmaya kalkmayın! Elbette bu talihsiz operasyonun çok olumsuz sonuçları oldu ve en fazla da bundan imam hatipler zarar gördü ama olumsuzlukları tümüyle buna bağlamak kafamızı kuma gömmek olur.
***
İmam hatip liselerinde bugün uygulanan müfredat yeterli değildir. Bu derslerle öğrencilere meslekî formasyon vermek, mevcut idari yapı ve zihniyetle öğrencilere dînî ve ahlakî beceriler kazandırmak çok zor, hatta imkansız gibidir.
Karamsar tablo çizmek istemiyorum, ama halen imam hatip lisesinde okuyan ve bu okuldan mezun olan öğrencilerden namaz kılmayanların sayısı hiç de az değildir. Diğer İslamî davranışları siz kıyaslayın! Bu durumdan velilerin de şikayetçi olduğu bilinen bir gerçektir.
Eskiden böyle miydi?
İmam hatipli olup da namaz kılmayan öğrenci bulmak bir hayli zordu. Tek-tük bulunanlar da nadirattan sayılır, istisna kabul edilirdi. Bir küfenin içinden çıkan kırık yumurta misali, bunlar da bozuk imalat olarak nitelendirilirdi.
Ama şimdi öyle mi?
***
Eskiden idareci ve öğretmenler, namaz vakitlerinde bütün öğrencileri toplar, cemaat halinde okulun cami veya mescidinde topluca namaz kıldırırlardı. Böylece öğrencileri cemaatle namaz kılmaya alıştırırlardı.
Cuma günleri, öğleden önce biten dersler sonunda öğrenciler evlere gönderilmez, cuma namazı için bütün sınıflar toplanarak üçerli kol halinde sıraya girerler, cuma ezanı okunmadan önce şehrin en büyük camisine topluca götürürlerdi.
Konyalılar bilirler. Alaaddin Camii ile İmam Hatip Okulu arasındaki eski Ankara caddesi, her cuma günü ezandan önce öğrencilerin resmi geçit töreni gibi toplu intikaline sahne olur, meraklı halk bu öğrenci geçişini gıpta ile seyrederdi. Öğrenci kalabalığı ve katılımı o kadar çok olurdu ki, sıranın bir ucu Alaaddin camiinin merdivenlerine ulaşmışken diğer ucu okulun çıkış kapısında bulunurdu!
Bu intikallerde her sınıfın başında bir öğretmen görev yapar, 10-15 dakika süren yol boyunca öğrenciler son derece vakur, düzenli ve terbiyeli davranışlarla etrafa rahatsızlık vermeden adeta sessiz bir gemi gibi camiye doğru süzülürlerdi.
***
Bugün ne yazık ki, bu tür uygulamaları görmüyoruz. Öğrencilerin davranışları üzerinde idareci ve öğretmenlerin denetim ve yaptırım gücü çok zayıfladı ve hatta çoğu yerde hiç kalmadı. Bir başıbozukluk, bir adamsendecilik, bir görmezden gelmecilik söz konusu. Böyle olunca da öğrencilerde ahlakî zafiyet çoğaldı. İmam hatiplilik bilinci azaldı.
Bu yıl, imam hatiplerin orta kısımlarının açılacak olması ve diğer okullara Kur’an ve Hz.Peygamber’in hayatı’nın seçmeli ders olarak konması güzel bir karar. Ancak bunların içi doldurulmaz, okunan ders ve öğrenilen bilgiler dînî hayata ve ahlâkî davranışlara döndürülüp öğrencilere alışkanlık kazandırılmazsa, korkarım bütün emekler boşa gider!..
Pakistan’a imam hatip modeli ihracı düşünülürken bütün bunlar dikkate alınmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.