Başbakandan bekliyorum
Tiyatrocuların son düzenlemelere verdikleri tepkiye karşı başbakanımız çok önemli bir uygulamaya işaret etti.
Tiyatroların özelleştirileceğini açıkladı.
Özelleştirildikten sonra da kimi oyunlara destek vereceklerini söyledi..
Bence olması gerekene işaret etti.
Kültür ve sanat adamının devlet ya da belediyeden maaş alan insanlar olması aslında özgür sanat icra edemeyeceklerinin ilk göstergesidir.
Bu yüzden devlet sanatçısı uygulamasına da baştan beri itiraz edenlerdenim.
Hele de ideolojik bir anayasayla yönetilen Türkiye'de devlet sanatçısının gerçek manada özgür bir sanat eseri ortaya koymasının hangi bürokratik engellere takılacağı biliniyorken.
Dinleyen bürokratları rahatsız edeceği korkusuyla söylenen türkü sözlerinin bile değiştirildiği ülkemizde devlet sanatçılığı, sanata vurulan en önemli prangalardan biridir.
Bunu söylerken hükümetin ya da yerel yönetimlerin sanata ve sanatçıya destek vermemesi gerektiğini savunmuyorum.
Elbette ki vermelidir. Ama sanatçıyı maaşa bağlar da kendi isteğin doğrultusunda sanat icra etmesini istersen işte orada sanat olmaz.
İşte bu bağlamda tiyatroların özelleştirilmesi ve kimi eserlere destek verilmesi kararını alkışlıyorum.
Ancak destek konusundaki politikaları yeterli bulmuyorum. TRT'de olsun Kültür Bakanlığı'nda olsun mahalli idarelerde olsun sanata verilen destek çok yetersiz. Belki deyim tam oturmayabilir ama muhafazakar sanata maalesef yeterince ilgi gösterilmiyor.
Sadece ekonomik desteği kastetmiyorum. Gösterilen ilgiden sanatçıya kolaylık sağlanmasına varıncaya kadar dindar sanatçılar beklenen destekten maalesef mahrum durumdalar. Evet dindar nesil isteyen bir başbakanın iktidarda bulunduğu dönemin acı tablosudur bu.
Maalesef medyanın olumsuz etkisinin de katkısı var bu tabloya.
Mesela dindar yönetmenlerin filmlerine sırf ilgisizlikten yokmuş gibi davranılmaktadır. Beklenen makul destekler bile esirgenmektedir.
Son filmini iki senedir gösterime sokmak için çaba sarf eden İsmail Güneş en yeni ve en canlı misaldir bu ilgisizliğe.
Bir babanın töre cinayeti karşısında iç dünyasında yaşadığı çelişkileri ve sonunda merhamet duygusunun ağır bastığı bir dramı konu edinen "Ateşin Düştüğü Yer" filmi nihayet sınırlı sayıda salon ile önümüzdeki Cuma günü gösterime giriyor.
Gazetemiz yazarlarından Ali Murad Güven'in tarifiyle "Sinemamızın Hiç Uslanmayan Muhalif Çocuğu" İsmail Güneş'in son filmi Ateşin Düştüğü Yer.
Türk sinemasının ve televizyon dizilerinin moral değerlerimizi yer ile yeksan ettiği bir dönemde ailenizle birlikte rahatça seyredebileceğiniz filmlere ve dizilere imza atan İsmail Güneş, imkanları göz önünde bulundurulduğunda fevkalade başarılı dindar sanatçılardan biridir.
Reyting uğuruna ahlaki ilkeleri çiğnemek yerine ahlaki ilkeleri bilinç altına zerk etmeye ısrarla devam eden, bu yüzden de hak ettiği ilgiden mahrum olan bir sanatçımızdır İsmail Güneş.
Başbakanın tam da yeni düzenlemelere karşı çıkan tiyatroculara, "Sanat sizin tekelinizde mi?" dediği hafta gösterime girmesi elbette ki bir kurgu değil bence tam bir ilahi bir tevafuk.
Başbakanımızdan, değerli bakanlarımızdan, mahalli idarecilerimizden Cuma günü gösterime girecek olan bu filme hiç değilse aileleriyle birlikte giderek tanıtım katkısında bulunmalarını bekliyorum.
Özellikle başbakanımızdan hanımefendiyle bu filmi izleyerek bu dindar sanatçıya da destek vermesini umuyorum.
Ümitvarım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.