Resul Tosun

Resul Tosun

Padişahlık anayasası

Padişahlık anayasası

Gazetelerimizden birinin geçen Çarşamba günü manşeti aynen böyleydi. Birlik Vakfı İstanbul Hukukçular Kulübü'nün hazırladığı ve TBMM Anayasa Uyum Komisyonu'na sunduğu teklifi kastediyordu.

Gazetelerde ve sanal medyada bu teklif üzerine binlerce yorum yer aldı.

Bu teklifi hazırlayan heyet üyelerinden biri olduğum için bugün yoğun tepki alan teklifimiz üzerinde kısaca durmak istiyorum.

Biz teklifimizi Başkanlık Sistemi üzerine bina ettik. Katı kuvvetler ayrılığını esas alan bir sistem. Başka bir ifade ile güçlü yasama, güçlü yürütme ve güçlü yargı sistemi.

Bugün yürürlükte olan parlamenter sistemin ülkeye ne denli zararlar verdiğini yaşı ellinin üzerindeki her vatandaş yaşayarak görmüştür.

62 yıllık çok partili hayata geçişimizden bu yana güçlü siyasi liderlerin tek başına hükümet olduğu dönemlerde ülkemizin geliştiğini, kalkındığını ve ilerlediğini gördük. Bu süre 32 yıl civarındadır. Geri kalan 30 yıl ise koalisyonlarla geçmiştir. Koalisyonlar döneminde kazanımlarımızın çoğunu kaybettik ve her defasında müdahalelere açık hale geldik.

Yani ülkenin geliştiği dönemler güçlü liderler sayesinde olmuştur, sistem sayesinde değil. Çünkü sistem istikrarı garanti etmedi/etmiyor.

Başkanlık sisteminin en önemli avantajı istikrardır. Seçilen başkan parlamenter sistemde olduğu gibi yasama organının güvenoyuna ihtiyaç duymadığı için süresini tamamlar, vatandaş beğenirse ikinci kez seçilme hakkı vardır, beğenmezse başkasını seçer. Beğenilmeyen başkana en fazla görev süresi kadar tahammül edilir. Oysa parlamenter sistemde, siyasi liderler ölünceye kadar yürütmeyi ve yasamayı etkilemekte ve yönlendirmektedir. Demirel örneğini ele alalım. Başkanlık sistemi olsaydı en fazla on sene etkili olurdu. Parlamenter sistem olduğu için 50 yıldır ülkenin yönetiminde söz sahibi.

Genellikle itiraz edilen husus başkanlık sisteminin diktatörlüğe dönüşmesidir.

Sistemleri iyi bilenler takdir edeceklerdir ki parlamenter sistemdeki başbakan, başkanlık sitemindeki Devlet Başkanı'ndan daha güçlü ve daha yetkilidir.

Güney Amerika başkanlık sistemleri, erkler arasındaki dengeyi yanlış kurdukları için diktatörlüğe dönüşmüştür. Mesela başkana meclisi feshetme yetkisi vermişlerdir. Meclisi feshetme yetkisi verildiğinde yasama organı otomatik olarak başkanın güdümüne girmektedir.

Oysa başkanlık sisteminde başkanın meclisi feshetme yetkisi yoktur. Aksine meclis ile başkan biri birine dengeleyen iki erktir. Başkanın atadığı üst düzeyli bürokratlar meclisin onayına tabidir. Meclis böylece başkanın keyfi tasarrufunu sınırlar. Ayrıca başkan meclisin takdir ettiği bütçeyi kullanır, sınırsız gücü yoktur.

Başkanlık sisteminde yasama organı güçlüdür, çünkü başkan kanun teklifi veremez, meclis çalışmalarına katılamaz. Oysa ülkemizdeki parlamenter sistemde meclis, hükümetin yani başbakanın onayı olmadan çalışamaz. Bizim anayasamızı incelemeden padişahlık anayasası diyerek eleştirmeye çalışanlar, parlamenter sistemle başkanlık sistemini mukayese ederlerse, parlamenter sistemdeki başbakanın başkanlık sitemindeki başkandan daha geniş yetkilere sahip olduğunu görürler.

Biz başkanlık sistemiyle yürütme ile yasamayı biri birinden ayırmış oluyoruz. Önseçim ve dar/daraltılmış bölge sistemi ile milletvekilini, sert kuvvetler ayrılığı ilkesiyle de yasama organının güçlendiriyoruz.

Teklifte başkent, bayrak ve laiklikle ilgili düzenleme olmayışına karşı yapılan itirazlar -çağdaş anayasaları da göz önünde bulundurarak hazırladığımız için- bize göre içi boş itirazlardır.

Ama itirazlardan birini haklı bulduk. Anayasa teklifimizde başlangıç bulunmuyor. Sadece bir cümle yer alıyor. Teklif ediyoruz ki başlangıç cümlesi şöyle olsun: "Bizler, adalet hürriyet, hukukun üstünlüğü, eşitlik, insan hakları, demokrasi, manevi ve milli değerlere bağlı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak Yüce Yaradan'ın devletimizi sonsuza kadar koruması dileğiyle bu anayasayı kabul ediyoruz."

Meclise sunduğumuz teklifte başlangıç kısmı böyle.

Ama niye "Allah ismini koymadınız da yaradan dediniz?" diyen eleştirilere hak verdik ve bu cümledeki Yaradan kelimesini Allah lafzıyla değiştirdik.

Yeni anayasa tekliflerini daha çok tartışacağız.

Bu günlük bu kadar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi