Askerin yıpranmamasının yolu
Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin yıpratılmasına karşı 10 gün arayla ikinci açıklamasını yayımladı.
Bu konuda daha önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi, TSK’nın yıpratılmasına sonuna
kadar karşıyız. TSK ve mensupları hakkında yürütülen mesnetsiz yıpratma kampanyalarının devletimizi güçsüz ve milletimizi savunmasız bırakacağının farkındayız. Milliyetçi ve
vatansever Türk Milleti’nin de bizim gibi düşündüğünü çok iyi biliyoruz. Halkımız, Peygamber Ocağı’ olarak gördüğü Ordusu’nu seviyor ve ona değer veriyor.
Bu cümleden olarak, Kara Kuvvetleri Komutanı Başbuğ Paşa’nın Kudüs ziyareti ve Genelkurmay II. Başkanı Saygun Paşa’nın hastalığı hakkındaki haberleri hiçbir şekilde doğru bulmuyoruz.
***
Genelkurmay’ın ilk açıklamasında, Taraf Gazetesi’nde yayımlanan ‘Bilgi Destek Planı’ hakkında, doğrudan ‘Böyle bir doküman yoktur, uydurmadır’ yerine, ‘Kayıtlarda Komuta Katı tarafından onaylanmış böyle bir resmî evrak veya plân bulunmadığı’ denilmesi, haklı olarak değişik yorumlara sebebiyet vermiştir. Zira, 28 Şubat Darbe Dönemi’nde de ‘Batı çalışma Grubu’ ve bu darbe odağının plânları, tamamen illegal idi ve kayıtlarda ‘Komuta Katı tarafından onaylanmış’ herhangi bir belge mevcut değildi.
Diğer taraftan, Nokta Dergisi’nde yayımlanan ‘Darbe Günlüğü’ de, yalanlanmasına rağmen, daha sonra günlüğü tutan E. Oramiral özden örnek’in bilgisayarında yazıldığı ve doğruluğu teknik olarak ispatlanmıştır.
Ayrıca, bizzat Savcılığa verdiğimiz, emekli Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur’un talimatıyla hazırlanan siyasî fişleme dokümanı da yalanlanmış değildir.
Demek ki, yakın geçmişte hazırlanan illegal, hukuk dışı ve askerin siyasete müdahalesi mahiyetinde belgeler bulunmaktadır.
Biz, Genelkurmay’ın, ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nde böyle bir plân kesinlikle mevcut değildir’ şeklindeki açıklamasına inanıyoruz. Zira, bir askerî mahfilin yalan söyleyebileceğine ihtimal vermiyoruz.
Lâkin, komutanlarımızın alınganlığına saygılı olmakla beraber, geçmişteki darbelerin, cuntaların, Batı çalışma Grubu’nun, Erenler Grubu’nun yaşandığı TSK hakkında bu nevi değerlendirmelerin mümkün olabileceğini kabul etmeleri gerektiğini düşünüyoruz.
***
Dağlıca Saldırısı konusunda Taraf Gazetesi’nin ‘Gizli’ gizlilik dereceli bir mesajı yayımlaması ise tamamen farklı bir durumdur. Bu askerî mesaj, Türkiye’nin güvenliğiyle ilgili ve ‘Devlet sırrı’ mahiyetindeki bir belgedir. Bu belgenin basına sızdırılması, TCK’ya göre ‘Devlet sırrını ifşa’ suçudur.
Bu konuda âcilen soruşturma açılması ve suç işleyenlerin cezalandırılması gerekir.
***
Lâkin, TSK içinde gerçekten hukuka aykırı, siyasete müdahale ve darbe hazırlığı şeklinde faaliyetler olursa, bu faaliyetlerin ve illegal belgelerin yayımlanması aslâ suç teşkil etmez. TCK’ya göre, ‘Devletin kurumları ile ilgili işlenen cürümlerden haberdar olup da bunu derhal Hükûmete haber vermeyenlerin, bir fesat fiile çıkarsa 1 seneden, çıkmazsa 6 aydan az olmamak üzere hapis cezası vardır’.
Bu illegal faaliyetlerin ifşa edilmesi bir vatandaşlık görevidir. Buna göre, suç ihtiva eden bir eylem devlet sırrı olamaz.
***
Askerin yıpranmamasının tek yolu, TSK içindeki darbeci odakların illegal faaliyetlerinin üzerine, hiç tereddüt edilmeden gidilmesidir. Buna göre; başta Ergenekon çetesi olmak üzere çetelerin TSK içindeki bağlantıları; Erenler, Ayışığı, Sarıkız hazırlıkları ve Cumhuriyet çalışma Grubu gibi yapılaşma iddiaları hakkında, bizzat Genelkurmay Başkanlığı tarafından soruşturma açılmalı ve bu nevi faaliyetlerde bulunanlar cezalandırılmalıdır.
Yoksa, kaç açıklama yayımlanırsa yayımlansın bu yıpratıcı söylentiler devam edecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.