Cevdet Kara

Cevdet Kara

Ömer Bolat'ın ağzından 28 Şubat'ı dinlemek

Ömer Bolat'ın ağzından 28 Şubat'ı dinlemek


ÖMER BOLAT’IN AĞZINDAN 28 ŞUBAT’I DİNLEMEK

Refah-Yol Hükümeti’ni post modern bir darbeyle uzaklaştırmanın, demokrasiye balans ayarı çektirmenin üzerinden 15 yıl geçti…

Bin yıl sürecek denilen bir zulüm çarkından, zalimden hesap sorulur duruma gelmesi demokrasi açısından son derece sevindirici şüphesiz…

Artık zulmü yapan kim olursa olsun yanına kar kalmayacak düşüncesi yavaş yavaş inandırıcılığını bütün topluma kabul ettirmekte…

O dönemin hızlı silahşörleri şimdi hesap vermek adına adaletin önüne çıkacak günleri beklerken mazlumlar ilahi adaletin tecelli bulmasını ümid etmekte…

Her ne kadar bu sürecin faillerinden biri Batı Çalışma Grubu (BÇG )olarak görünse de bunun uluslar arası bir darbe olduğunu kabul etmek tarafsız ve objektif bakan herkesin ortak kabulü olsa gerek…

Zira bu darbenin organizasyonunda…

Amerika ve İsrail gibi dış ülkeler…

Genelkurmay içinde vazifelendirilmiş BÇG gibi bir takım gruplar…

Psikolojik harekâtı yürütmekle görevli bir takım yazar ve gazeteciler…

Adaleti bir kenara koyup kurgularla bu harekâta destek veren bir takım savcı ve hâkimler…

Bilim yuvası olması gereken üniversiteleri kışla haline getiren dekan ve rektörler…

Deveyi hamuduyla götürmeye alışmış faiz lobisine karşı helal ticaretle direnen Anadolu sermayesini iflas ettirip ortadan kaldırmaya çalışan çeşitli vakıf, dernek ve sendikalar…

Ve bunlardan nasıl nemalanırım diye ellerini ovuşturup bekleyen siyasetçiler…

28 Şubat darbesinin altında imzası olan bütün kurum ve kuruluşlar, başrol oynayanlar ile figüranlar kendilerine verilen görevleri kusursuzca yerine getirdiler…

Ama evdeki hesap çarşıya uymadı…

“Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner” misali o günün anlı şanlı paşaları hesap vermek üzere demir parmaklıkların arkasına götürülmeye başlandılar bile…

Peki, bunlar yeterli mi?

İşin asker boyutunu ilgilendiren BÇG sorumluları şu an cezaevinde ama bunun yukarda saydığımız diğer ayakları halen yerinde duruyor…


MÜSİAD Eski Genel Başkanı Sayın Dr. Ömer Bolat, o döneme ilişkin cadı avını çok net,çarpıcı ve önemli açıklamalarla ortaya koyuyor verdiği beyanatta…

Ve failleri de tek tek açıklıyor…

Sayın Bolat’ın ağzından dinleyelim…
“28 Şubat sürecinde kamu ihalelerinden, özelleştirmeden dışladılar…
Kamu bankalarından uzaklaştırdılar, fon kullandırmadılar. Diğer özel bankalardan fon kullanımının önüne geçtiler…
Maliye ve SSK üzerinden haksız cezalar uygulandı. Kimi iş yerleri basıldı. Şirket sahipleri tutuklandı, mahkemelerde süründü…
MÜSİAD’a iki defa kapatma davası açıldı. Eski başkanlar Erol Yarar ve Ali Bayramoğlu aylarca Ankara DGM’de yargılanıp, hapis cezaları aldı…
Bin büyük şirketi batırdılar…
Tüm bunları nasıl yaptılar?
Medya üzerinden psikolojik harekât yaptılar…
Bir savcı takibat yaptı, uyduruk gözaltı yaptı. O şirketin adı, medyada çarşaf çarşaf yayınlandı. O müşteriler de, o şirketten uzak durdu...
Bürokrasi kendisine görev saydı, direk haksız ağır vergi ve sigorta cezaları koyup, o firmayı bitirdiler…
Bizim 28 Şubat döneminde 2.825 üyemiz vardı. 2002’nin sonunda bu rakam 1.800’e kadar gerilemişti. 1.000 büyük ölçekli şirketi batırdılar...
Boykot listeleri gazetelerde yayınlanıyordu...
Ordu evlerine, askeri kantinlere, devlet kurumları kantinlerine bu şirketler sokulmuyordu…
Öyle bir dönemdi ki, bir cadı avıydı, herkes kendince görev çıkarıyordu…
Kimi şantaj yapıyordu, kimi başka şey yapıyordu…
İşyerinde başörtülü mü çalışıyor, ‘O irticacı’ deniyordu…
Yeşil renge mi boyatmış ‘mutlaka yeşil sermaye, irticacı’ deniyordu…
Bereket duası bile assa irticacı deniyordu. İş yerine Bereket Duası asan, duvarlarını yeşil renge boyayan kuruluşlara bile ‘İrticacı’ denilip boykota uğratıldı.
Anadolu sermayesi bitirilecekti…
28 Şubat soruşturmasında BÇG üzerinden gidiyor savcılar. Ancak ifadeler alınırken, bu gözaltına alınan ya da tutuklananlar mutlaka sermaye kesiminden de suç ortaklarını ele verecekler…

O zamanki 5’li Çete’nin meşru hükümeti devirme konusundaki yaptığı lobi ile BÇG arasında fark yok...

TİSK, TESK, TOBB, TÜRK- İŞ ve DİSK o dönemki başkanlarının, BÇG başkanından hiç farkı yok…

Bu süreçte direk rol oynayan medya kesimi de, onlara zemin hazırladı. Anadolu sermayesinin yükselişinin önüne geçmeye çalıştalar.”

Yapılan zulüm ortada…
Failler de ortada…

Bu zulmet dönemi birkaç askerin boynuna bindirilerek kapatılacak kadar dar ve küçük bir organizasyon değil…
Aksi halde vicdanlar kanamaya devam eder…


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cevdet Kara Arşivi