Şevket Tandoğan

Şevket Tandoğan

Aile

Aile

Milletlerin temel taşı ve en küçük birimi olan AİLE; bir erkekle kadının nikahlanıp, evlenerek kurdukları özel ve kutsal yuvanın adıdır. Bu çekirdek aileye dünyaya gelen çocuklar da dâhil olurlar. İslâmiyet’le bütünleşen geleneksel kültürümüzde; aile mahremiyeti, namus ve iffeti koruma ve nikahın kutsallığı tartışılmaz bir kuraldır.

Esasen evlenme, nesep ve süt kardeşliğinden oluşan akraba ailenin dışında, daha geniş bir ifadeyle tüm Müslümanlar: Din kardeşi olarak büyük ailenin fertleridir. Dolayısıyla hangi ırk ve memleketten olursa olsunlar, Müslümanlar birbirlerine bağlıdırlar, birbirlerini sever ve sayarlar. Özellikle şuurlu Müslümanlar, kardeşini kendi aile fertleri gibi korur ve ona sahip çıkar.

Din ve dünya hayatının tam, sağlam ve düzenli olması için, evlenmek ve evliliği ferâgatle sürdürmek gerekir. Evlenmek bazen farz, bazen de sünnet olarak dînin yarısını tamamlar. Hz.Peygamberimiz: “Evlenmek hacc-ı Ekberdir.” Büyük hacc derecesinde sevaptır. Buyurmuş ve bizlere tâ’limat olarak: Evleniniz, çoğalınız. Kıyamet günü ümmetlere sizinle iftihar ederim.” Buyurmuştur.

İyi düşünülüp, şartlara uygun seçilerek yapılan evlilikte; bereket huzur, sağlık ve başarı vardır. Yuvasında mutlu kişilerin ruh ve beden sağlığı mükemmel olduğu için, günlük işlerinde yüksek moral ve motivasyon sayesinde üstün başar sağlarlar.

Her ne kadar iş hayatı ile aile hayatını birbirine karıştırmamak temel kural ise de, ister istemez birbiriyle orantılı olarak, işteki olumsuzluk aileye, ailedeki mutsuzluk işe yansıyacaktır. Bunun için: Eş seçiminde Hz.Peygamberimizin koyduğu temel prensibe uymalıdır. Buyurmuştur ki: “Kadın dört şeyden dolayı nikahlanır: Malı için, soyu için, güzelliği için ve dindar olduğu için. Sen dindar olanı seç. (Aksi takdirde) sıkıntıya düşersin.”

Hepimiz gayet iyi biliyoruz ki; güzellik ve zenginlik geçicidir. Bunlar bazen şımarma ve kibirlenmeyi getirmek sûretiyle aile saadetine zarar verebilir. Asalet aranmalıdır ama iyi atadan kötü evlat olabilir. Şu halde en akıllı ve mantıklısı: Dindar olanı tercih etmektir. Çünkü dindar; eşine yardımcı olur, aza kanaat eder, iffetini korur.

Evliliğin şartlarına riayet edemeyip, eşine zulmedeceği bilinen dengesiz ve agresif kimselerle, aile yuvasını idame ettiremeyecek beceriksizlerin evlenmesi haramdır. Rabbimiz (c.c.) Nur süresi 32.ayette: “Ve sizden olan bekârları ve kölelerinizden ve cariyelerinizden SALİHLERİ evlendiriniz.” Buyurmuştur.

Yaşı ilerlediği halde evlenmemiş müzmin bekârların bir çoğunda, olumsuz psikolojik sorunlar tezahür etmekte ve dengesiz, agresif tavırlar görülmektedir. Kritik anlarda bunların psikiyatrik sorunları depreşir, çevresine zarar verebilirler. Çünkü Hz.Peygamberimiz: “Kul evlendiği zaman dinin yarısını kemale erdirmiş olur.” Buyurmuştur.

Evlenmeden önce eşlerin meşru çerçeve içinde görüşüp, birbirini iyice tanımaları nikâhın sünnetlerindendir. Çünkü bu görüşme, aralarında ülfet ve muhabbete vesile olduğu gibi, mizaç ve karakter uyumu bakımından da şarttır. Törelerimizdeki söz ve nişan süreleri bundan kaynaklanmıştır. Bu süreçlerden sonra, aile temeli atılarak yuva kurulunca; eşler artık sevgi, saygı, güven, özveri ve sadakatle birbiriyle kenetlenmeli ve fitneye mahal bırakmamalıdır.

Erkek hanımına gayet sıcak ve iyi davranmalı, eziyet etmemeli, sevip baş tacı etmeli, hanımının anne-baba ve akrabalarına da hürmet etmelidir. Hz.Peygamberimiz:“Kadınlara hayırla muamele ediniz.Bu tavsiyeme uyunuz…Onları Allah’ın emaneti olarak aldınız.” Buyurmuştur.

Kadın da erkeğine saygılı, güler yüzlü ve sevecen davranmalı, onu evinin direği kabul ederek, sıkıntıya sokacak söz ve hareketlerden kaçınmalıdır. Ortak aile hayatı bereket ve güzelliklerin yanında sabır, metanet ve fedâkârlık gerektirebilir. Özellikle ilk ay ve yıllarda evlilikler rayına oturuncaya kadar eşler, hoşgörü ve sabrı elden bırakmamalıdır.

Uyumsuzluk, geçimsizlik ve ihanet gibi sebeplerden boşanmak gerekirse, işi kavga ve cinayete götürmeden ayrılmak (TALAK) caizdir. Sonuç itibariyle, aile hayatından beklenen huzur ve mutluluk hasıl olmazsa, hatta ortak hayat çekilmez hale gelirse boşanmak mümkündür.

Nitekim bir Hadis-i şerif’te “Talak helal şeylerin en sevimsizidir.” Buyurulmuştur.

Son yıllarda artan boşanma olayları ve birçok aile yuvasının çatırdaması, geçimsizlikler, şiddet olayları, kadına yapılan kötü muameleler toplumun derin bir yarası olarak ortadadır. Ayrıca pek çok kişinin evlilik sorumluluğundan çekinerek ya da başka sebeplerle evlenmeyip, arkadaşlık ilişkisi sürdürmesi madalyonun diğer bir yüzüdür

Hükümetimizin ve Belediyelerimizin aileye yönelik sosyal politikaları kapsamındaki çalışmalara paralel, aileden sorumlu bakanlığın kurulması güzel bir adımdır. Başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere tüm kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları, cemaatler, ilim adamları, yazar-çizerler vicdan sahibi sorumlu her kes; aileye ve gençlere yönelik sosyal faaliyetlere ağırlık vermeli, projeler üretmelidir.

Milletlerin temel taşı olan aile çökerse bina ayakta duramaz. O halde evlenmeli, aileyi güçlendirmeli ve çoğalmalıyız.

HÜDAYA EMANET OLUNUZ.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şevket Tandoğan Arşivi