Anneler günü... 2
Anne fedakarlığı
İnsanı yaratan, besleyen, rızıklandıran ALLAH Teâlâ; özenle büyütüp yetiştiren, eğiten, şefkatle koruyan anne-babadır. ALLAH Te âlâ yarattıktan sonra, insanoğlunun ilk karşılaştığı, ilk terbiye aldığı kimse, annesidir, babasıdır. Bu sebeple öncelikle onlara çok iyi davranması gerekir.
Canlılar arasında insanın ayrı bir yeri vardır, Yeni doğan çocuk, hayatını devam ettirebilmek için zorunlu olan en tabii ihtiyaçlarını bile karşılamaktan acizdir. Belli bir süre bakıma, himayeye, şefkate muhtaçtır. Bu çocuğa en iyi bakacak, onu her türlü olumsuzluklara karşı, kendi hayatını bile tehlikeye atarak kuruyacak ve himaye edecek olan yegane varlık annedir.
O anne ki, çocukları için bir çok sıkıntılara katlanır. Sevgi ve şefkat duyguları ite onları her türlü tehlikelerden, dert ve sıkıntılardan korumaya çalışır. Onların büyümeleri ve iyi bir insan olmaları için eşiyle birlikte çalışır, didinir. O, gerektiğinde yemez, yedirir. Giymez, giydirir.
Aile içerisinde evlat nokta-i nazarından en çok hukuku olan annedir. Çünkü evlada en fazla hizmeti geçen annedir. Anne, hâmile kaldığı andan itibaren evlad sebebiyle meşakkatler çekmeye başlar. Doğum da kolay bir hâdise değildir. Hayatî tehlikeyi beraberinde getirir. Doğum sırasında ölen, şifasız dertlere yakalanan anneler çoktur. Doğum normal cereyan etse bile, doğum sonu ve acıları başlı başına ciddî ve tahammülü zor fevkalâde bir imtihandır.
Annenin esas hizmeti doğumdan sonra başlar. Çocuğun emzirilmesi, giydirilmesi, temizliğinin yapılması,terbiye edilmesi, tedavisi gibi, ardı arası kesilmeden ortalama onbeş yıl sürecek hasbî bir hizmet dönemi doğumla başlar.
Cenab-ı Hakk'ın, hayvan dâhil bütün annelere koyduğu şefkat duygusu, sefihleşerek fıtratını bozmamış anneleri istirahatini, sıhhatini, yeme içme ve giyinmesini düşünmeden bütün imkânlarıyla çocuğuna hizmete sevkeder.
Evladın, bu hizmeti maddî bir karşılıkla ödemesi mümkün değildir. Zaten annelerimiz-babalarımız, yaptıkları bu fedakârlığın ve besledikleri sevginin karşılığını bizden asla beklemezler. Evladın yapabileceği tek şey, annenin kendisine sunduğu anneliğin idrakinde olması, minnettarlığının şuurunda olduğunu annesine hissettirmesidir. Anne-babamız da bizden bunu isterler. Çocukları uğruna nice zorluklara katlanan, hatta hayatını bile hiç düşünmeden feda eden anneler-babalar, en çok değer verdikleri insanlardan, yani çocuklarından gelecek bir armağanı, daha doğrusu onları hatırladığımızı gösteren ufacık bir ipucunu beklerler.
Bu sebeple biz de yaşamımızda, her şeyini hiçbir karşılık beklemeden bize veren, o en çok sevdiğiniz varlığa, onu hatırladığınızı gösterelim. İster uzağında-ister yakınında olalım, annemizle-babamızla ilgilenmeyi ihmal etmeyelim. Belki bir demet çiçekle, belki ufak bir hediyeyle, ya da her zaman gülen bir yüzle sevindirelim annemizi-babamızı. Her zaman "Seni çok seviyorum...'' diyebilelim annemize-babamıza.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.