Cevdet Kara

Cevdet Kara

28 Şubat devam ediyor!

28 Şubat devam ediyor!

“Bin yıl sürecek” dediler…
Ama sürmedi…
Bitti mi peki…
Bitmedi…

Tüm kalleşliğiyle hainliğiyle vurdumduymazlığıyla…
Partilerde…
Sendikalarda…
Üniversitelerde…
Kamusal alanın hüküm sürdüğü her yerde 28 Şubat zihniyeti devam ediyor…

Olmayan kıyafet kanununa başörtülüleri uymaya davet edenler kendilerinin tabii olduğu kuralları kanunları görmemezlikten tanımamazlıktan geliyor…
Kendilerine mübah gördüklerini başkalarına haram sayıyor…
Faşizme hizmet edenlere profesör, doçent, başkan vs olmayı reva görenler Anadolu çocuğuna adeta “sen cahil kal” diyor…

Kısacası onlar efendi, halk köle…
Bu düzen hep böyle devam etsin istiyorlar…

İşte yine bir üniversitede…
Yine başörtü zulmü tüm hızıyla devam ediyor…
Genç kızların demokratik hakkını gasbedenler demokratik haklardan bahsediyor…
Zulme direnenler bir utanmazın elinde kataloga dönüşüyor…
Ve bir yetkili ortaya çıkıp “Ey utanmaz! Sen ne yapıyorsun” demiyor…

Kendinden vazifeli Prof etiketli cahilin bilime katkısı nedir bilmiyorum ama bütün Türkiye’nin gözü önünde elinde kamerasıyla Asr-ı Saadet döneminin Ebu Cehil’lerinden farklı olmadığını net bir şekilde ortaya koyuyor…

Medya ya da yansıdı…

Ege Üniversitesi Uzay Bilimleri ve Astronomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü adlı profesör işini gücünü bırakmış bir 28 Şubat inzibatı gibi kapıda durarak başörtülülerin okula girmemesi için bütün enerjisini ortaya koyuyor…

Yetmiyor elindeki kamerasıyla başörtülü kızları fişliyor…
Kapılara “başörtülüler giremez” yazıları astırıyor…
Sınıfları basıp başörtülü öğrencileri sınıftan attırıyor…
Ve bunun da demokratik bir hak olduğunu iddia ediyor…

YÖK yönetimi de…
Üniversite rektörü de…
Bölüm dekanı da bu utanmazlığa, bu haksızlığa, bu hukuksuzluğa dur demiyor…
Meydanı boş bulan Prof lakaplı hoca da başörtülü kızlara kan kusturmaya devam ediyor…

Bu zat-ı muhterem bilimle uğraşmak…
Öğrencileri bir bilim adamı olarak yetiştirmek…
Ve yaptığı bilimsel çalışmalarla öğrencilerine örnek olmak yerine onların kılıyla tüyüyle uğraşıyor…
Bunu kendine bir vazife ediniyor…
Hakkında açılan…
“Eğitim öğretim hakkının engellenmesi”…
“Özel hayatın gizliliğini ihlal”…
“Kamu görevinin sağladığı yetkiyi kötüye kullanarak hürriyeti tehdit”…
“Kişinin huzurunu bozma”…
“Ayrımcılık yasağını ihlal”…
“Manevi işkence” suçlamalarının hiçbirini tınlamıyor…
Ve herkese meydan okumaya devam ediyor…

Her zaman söylediğimiz gibi…
Onlar görevini yapıyor…
Bu ve bunun gibilere kızmaya hakkımız yok…

Malum zihniyet, savundukları davanın bin yıl daha devam ettirilmesinin derdinde…
Ayaklarının altından kayıp giden saltanatlarını yeniden kazanma derdinde…
Giderayak “ne kadar tahribat yapıp zarar verirsem o kadar kardır” derdinde…
Sahiplerininin aferinini, övgüsünü, teşekkürünü alıp makam mevkisini arttırma derdinde…

Bizim sözümüz tepkisiz kalanlara…
Bu zihniyete cesaret verenlere…
Adım atmak yerine “bekleyip görelim” mantığı yürütenlere…
Kısacası…
Yapması gerekeni yapmayanlara…
Yapıyor-muş gibi davrananlara…

En büyük tehlike bu!





Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cevdet Kara Arşivi