Uludereye akıtılan gözyaşı, PKKya verilen cansuyudur!
Bilirsiniz, eskiler; Haddinden fazla şiddet, gayedeki hikmeti yok eder demişler... Gerçekten öyle değil midir?..
İnsan, en sevdiği yemek bile olsa, her gün yiyemez!..
Bıkar, gına gelir, kusar!..
Gündem de öyledir!..
Bir konuyu hemen her gün gündemde tutmaya kalkarsanız, gün gelir, bıkkınlık verir; insanlara Yetti be! dedirtirsiniz!..
Başkaları da aynı şeyi düşünüyor mu bilmem, ama ben gazetelerde, hemen her gün Uludere olayını okumaktan, televizyonlarda; Cemaat Fenerbahçeyi ele geçirmeye mi çalışıyor? tartışmalarını izlemekten bıktım, usandım!..
Yetti be! deyip, fırlatıyorum gazeteleri!.. Gına geldi deyip, değiştiriyorum kanalı!.. Yoksa, kusacağım!..
Gel de değiştirme!..
Kurbağa gibi patlak gözlü bir adam, zaten sinir bozucu sesiyle, sinir bir konuyu konuşuyor ekranda!..
Adam, tam bir Herbokolog!
Siyaset de biliyor, futbol da!..
Terör konusunda da uzman, 90-60-90 konusunda da!
Dedim ya; her boktan anlıyor!..
Tek kelimeyle Herbokolog!
FUTBOL TERÖRÜ VE CEMAAT!
Her zaman siyasi dehasını gösterirdi, son günlerde futbol dehasını gösteriyor ve diyor ki;
Evet; cemaat Fenerbahçeyi ele geçirmeye çalışmaktadır!.. Malûm, emniyette F tipi yapılanma var!.. İşte bu F tipi polisler, Çağlayanda Aziz Yıldırım lehinde gösteri yapmak isteyen Fenerbahçe taraftarına izin vermedi!.. Taraftar, o günden beri polise gıcıktı!..
Ne ilginçtir ki;
Fener-Galatasaray maçında da aynı polisler görevlendirildi ve Fener seyircisinin üzerine biber gazı sıktılar!..
Oha!.. Çüşş!.. Ve de yuh!..
Patlak göz, ekranda bunları diyordu kiii;
Sıkma ulan dedim;
Bu kadar da sıkılmaz ki!
Fethullah Hoca, Fenerbahçeyi ele geçirecek de ne yapacak?..
Turşusunu mu kuracak?..
Hem, bir futbol takımını ele geçirmek o kadar kolay mı?..
Öyle ya;
Bunun Başkanı var, Teknik Direktörü var, Yönetim Kurulu üyeleri var, futbolcuları var, binlerce üyeden oluşan delegeleri var!.. Söyleyin Allah aşkına; cemaat, bunlardan hangisini kafakola alacak, hangisine para yetiştirecek?..
Hadi diyelim ki, Feneri ele geçirdiler...
Peki Galatasarayın, Beşiktaşın, Trabzonun veya Bursanın taraftarını ne yapacaklar?..
Dikkat edin; bir cemaatten, bir gönül hareketinden söz ediyoruz...
Onların herkese ulaşmak gibi bir misyonları var!..
Dolayısıyla; Fenerbahçeye saplanıp kalmaları, cemaat için bir intihar olur!..
Şahsen ben, cemaatin veya Fethullah Hocanın, böyle bir cinnet hali yaşadığını sanmıyorum!..
Uzun lâfın kısası;
Bıkkınlık veren bu tartışmaların asıl hedefi, Fenerbahçe veya Cemaat değil, onlar üzerinden Hükümeti vurmaktır!..
FUTBOL TERÖRÜ!
Diyorlar ki;
Polis, niye sert davrandı?.. Tribünlere niye biber gazı sıktı?
Peki ne yapacaktı polis?..
Polis otosunu devirip yakan futbol teröristlerine müdahale etmeyecek miydi?.. Öfkeden gözü dönmüş o insanlar, eğer sert tedbirlerle durdurulmasaydı ve Allah korusun bir felâket yaşansaydı var ya, bu defa da derlerdi ki;
Niye tedbir almadınız?
Adam, polis üzerinden Hükümete çakmayı kafasına koymuş ya; tedbir alınsa da suçlu, alınmasa da!..
Uzun lâfın kısası;
Ekrandan ekrana koşan ve uzmanlıklarını fışkırtan bu Herbokologların tartışmaları, iyice kabak tadı verdi!..
Bıktık!.. Usandık!..
NİYE HEP ULUDERE?
Kerizi bol bir ülkede krizin bitmeyeceğini bilen biri olarak; Fenerbahçe krizinden sonra, sırada hangi krizin beklediğini merak ediyordum ki; patlak gözlü yine ekranda!..
3 gün önce futbol uzmanıydı, şimdi de terör uzmanı olmuş, iyi mi?..
Amerikan gazetesi Wall Street Journal, bir süredir rafta duran Uludere olayını yazmış ve Uludere olayı, ABD insansız hava aracı Predator tarafından verilen istihbarat üzerine gerçekleşti, ancak operasyonu Türk ordusu yaptı demiş ya; ekranlar, aynı Herbokologlar tarafından dolduruldu ve başladılar ideolojik kusmuklarını boca etmeye;
İşte ABD gazetesi açıkladı; istihbaratı Amerika vermiş!.. Ama hükümet becerememiş, gitmiş vatandaşlarımızı bombalayıp, 34 kişiyi katletmiş!.. 34 kişinin katili bu hükümettir!.. Ve ayıca, istihbaratını ABDden alan bir ülkenin bağımsızlığından da söz edilemez!
Bu kafa var ya; tın tın kafadır, nato mermer, nato kafadır!.. Bu kafanın, ne dengelerden haberi vardır, ne de kapalı kapılar ardındaki hesap-kitaplardan!..
Evet; Uluderede, çok büyük bir yanlışlık yapılmış ve maalesef 34 insanımızın ölümüne yol açılmıştır!..
Tekrar ediyorum;
Burada bir yanlışlık yapıldığını hiç kimse inkar etmiyor!.. Bu operasyon; herkesin yüreğini dağladı... Ama, kendimize şunu da sormalı değil miyiz;
Türkiye, terörle mücadele ettiği son 30 yılda 10 binden fazla insanını kaybetmedi mi?
Aynı Türkiye;
¥ 2010 yılında 94 şehit verdi, çatışmalarda 240 kişi yaralandı... Yine aynı yıl, 23 vatandaşımızı da terörist saldırıda kaybettik.
¥ 2011 yılındaki terörist saldırılarda ise 114 asker-polis şehit oldu, 232si yaralandı... Aynı yıl, terör olaylarında 18 vatandaşımızı da kaybettik!..
Yani, son 2 yılda toplam 249 şehit vermişiz... 472 kişi de yaralanmış...
Ben, işte bunu anlamakta zorlanıyorum: Hadi diyelim ki; Uluderede TSKnın yanlışlıkla öldürdüğü 34 kişiyi hemen her gün konuşuyoruz da, PKKnın katlettiği 249 kişiyi niye hiç konuşmuyoruz?..
Yoksa, PKKyı üzmek mi istemiyoruz?..
WSJ, YAHUDİ GAZETESİ!
Sabah-akşam Uludereyi konuşanlar, Uludere ile yatıp, Uludere ile kalkanlar, her şeyden önce amacın tersine dönmeye başladığını farketmiyorlar mı acaba?..
İlk günlerdeki acıma duygularının ve gözyaşlarının yerini; sırf bu Herbokologlar yüzünden öfkeye bıraktığını görüyorlar mı?
Tamam, milletçe ağladık.
Ama, bu ısrar niye?..
Bu ısrarın, bu defa da Wall Street Journal tarafından, tam da bugünlerde dile getirilmesinin ardında bir hesap bulunduğunu anlamamak için, herhalde geri zekâlı olmak lâzım!..
Bu haberin, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanının ABD ziyaretlerine denk getirilmesi hiç kimseyi, niye düşündürmüyor?..
ABDde, Türkiyenin terörle mücadelede başarısız olmasını ve dolayısıyla PKKnın yaşamasını isteyen bir lobi var!.. Bu lobi, İsrail lobisidir!..
İşte bu lobinin sahip olduğu gazetelerden biri de Wall Street Journaldir, iyi mi?.. Böyle bir gazete, terörle mücadele eden Türkiyenin hayrına haber yapar mı hiç?..
PKKNIN EKMEĞİNE YAĞ!
Lütfen, şu ayrıntıyı da gözden kaçırmayın: Uluderede 34 kişinin ölmesinden bu yana, insansız hava araçları tartışılmaya başlandı...
Oysa, kısa adı İHA olan bu araçlar, PKKnın eylem yeteneğini hayli azaltmıştı!..
Ama, Uludere olayından sonra, PKK eylemleri artmaya başladı!..
Bir önemli ayrıntı daha:
3 şehit verdiğimiz Hatayın Dörtyol ilçesi Amanoslar kırsalında insansız hava aracı uçurulmuyor!.. Bu da, PKKya rahat hareket etme imkânı veriyor.
Demek oluyor ki;
İHAların artması ile PKKnın hareket kabiliyeti iyice azalacak ve belki yok olup gidecek!..
Bu da demek oluyor ki;
Üzerinden 5 ay geçmesine rağmen, Uludere olayını her fırsatta gündeme getirenler, aslında PKKnın ekmeğine yağ sürüyor ve teröre oksijen oluyorlar!..
Uzun lâfın kısası;
Uludereye hemen her gün ve hemen her fırsatta ağıt yakanlar, PKKnın ekmeğine yağ sürmektedir...
Açık ve net söylüyorum;
Uludere için akıtılan gözyaşı,
PKK için cansuyudur!..
Ben bunu bilir, bunu söylerim!..
Devletin keneleri!
Malûm, KİTler, yani Kamu İktisadi Teşekkülleri için, yıllarca Arpalık dedik, Devletin sırtında kambur dedik... Böyle dedik, çünkü her siyasi iktidar bu KİTlere eş, dost, akrabalarını dolduruyordu... Onlar da, çalışmadan para kazanıyorlardı... İş yerlerine gitmiyorlar ama ay başı geldiğinde bankada maaş kuyruğuna girmeyi hiç ihmal etmiyorlardı...
Zannediyorduk ki, sadece KİTler böyledir... Şehir Tiyatrolarındaki istifalar sonrasında öğreniyoruz ki, meğer tiyatrolar da bir KİTmiş, bitmiş, kene ve sülükmüş!..
Meğer, tiyatrolar da arpalıkmış!..
Öyle bir arpalık ki; hiç oyun oynamasan da maaşını alıyorsun!..
Devlet Tiyatrolarında veya Şehir Tiyatrolarında hiç oynamasan, bütün vaktini filmlerde ve dizilere ayırıp milyarlarca lira kazansan da, ay başında git bankaya maaşını çek!..
Bugün böyle!.. Peki, dün nasılmış?.. Kültür eski bakanlarından Talat Halman demiş ki; Bu tiyatro sanatçılarının bazıları var ya, sadece bugün değil, 40 yıldır böyledir!.. Çalışmadan maaş alırlar...
Bir oyuncu vardı, tam 11 yıl boyunca hiçbir oyunda rol almadı, hiç sahneye çıkmadı!.. Gitti kahvehane işletti ama, devletten de maaş almaya devam etti!
Demek ki, neymiş?.. Bu keneler, 40 yıldır milletin kanını emiyormuş!.. Bunları yeni yeni öğreniyoruz. Bereket ki, istifa ettiler...
Yoksa, istifadelerinden haberimiz olmayacaktı.