Tiraj durumu
Size yine bir tiraj raporu sunmak istiyorum.
36 ulusal gazete var ve toplam tiraj 4.6 milyon seviyesinde.
En düşük tiraj Hürses 2116, en yüksek tiraj Zaman 1.039.404
2. sırada Posta var, 450.000 cıvarında. 3. Hürriyet 400.171 ilk 3ün son ikisi Doğan grubuna ait. Buna 5. sıradaki Sözcüyü de eklerseniz, ilk 5deki Doğan grubuna ait 3 gazetenin toplamı 1.100.000i buluyor.
4. sırada Sabah var. Tirajı 341.757.
İlk beş, toplam tirajın yarısına eşit.
Hatta daha fazlasına sahip.
İlk 5de 3 gazete patronu var 1.100.000 ile Doğan 1., 1.039 ile Zaman 2. 341.000 ile Sabah 3. Sırada. Habertürk 230.000 ile 6. sırada.
7 ve 8. sırada 200.000 cıvarında tirajları ile 2 spor gazetesi geliyor.. Son derece dengesiz bir tirajları var. Bir anda 20.000 tiraj artırabiliyor ya da kaybedebiliyorlar..
Bundan sonrası 100.000 cıvarında.
Star 158.000, 14. sıradaki Yeni Şafak 102.000 seviyesinde.
Star ve Türkiye de ilk 10da. Geri kalan 26 gazete 1 milyon küsur tiraja sahip.. Bunların son sıradaki 6sı 10.000in altına bir tiraja sahip..
Aslında reklam konusu da en az tiraj kadar önemli. Reklamda aslan payını ilk 6 alıyor. Bu konuda en başarılı grub Doğan grubu.. Tek başına Doğan grubu, diğer tüm medianın reklam pastasındaki payından daha fazla paya sahip..
Yani Doğan grubu tirajda da, reklamda da liderliğini koruyor..
Saygınlık ve etkinliği hesaba katmıyorum. Sektör bu konuda yerlerde sürünüyor..
Gazete okuru hızla internete kaçıyor ve internette okuma oranı çok yüksek..
Toplam 4.6 milyon tirajın 1 milyona yakınını resmi ve kurumsal alımların oluşturduğunu düşünüyorum.. Yani gerçek bir gazete okuru değil. Gerçek tiraj aslında 3.6 milyon seviyesinde gibi gözüküyor, ama siz bunun 600.000i silin.. Çünki en az 600.000 gazete olmayan bir tiraj.. Şişirilmiş rakamlar. Bazı gazeteler bedava dağıtılıyor.. Okuru yok, kağıt israfı. Zorunlu ve mükerrer abone!
Eskiden naylon gazeteler vardı, basın kartı ve resmi ilan ya da kağıt kotesinden yararlanmak için, şimdi naylon tirajlar sözkonusu..
Yani 75 milyon ülkede 3 milyon gazete okuru.
Günlük gazete tirajı şimdilik, şöyle ya da böyle 4.6 milyona kilitlenmiş durumda.. Haftalık 100.000 kadar tiraj kaybı olabiliyor ve gelişen olaylara göre, ya da maç durumundan bir o kadar ani tiraj artışları olabiliyor..
Aslında sadece tiraj sorunu yok gazetelerin.. Günlük gazetelerde ilanı çıktıktan sonra en fazla alan spora ayrılıyor, ondan sonra da magazine.. Ekonomi ve dış politika en az okunan sayfalar arasında.. İşi pop-top götürüyorlar..
Gazete yazarları genellikle, kısa kısa yazmaya başladılar. Tek satır, tek kelime nerede ise. İki ara veriyorlar. Laf olsun sütun dolsun kabilinden. Kolay okunan patlamış mısır örneği, ya da pamukşeker gibi yazılar..
Gelecek yıllar yazılı basın açısından daha da kötü olacağa benziyor.. İnternet mediası, sosyal media derken, radyo mu, televizyon mu, internet sayfası mı, e-book mu, dergi mi belli olmayan yeni bir media geliyor.. Yazı ama, oku diyorsun okuyor. Görsel ekle-video ekle diyorsun ekliyor.. Hangi formatta isterseniz ona göre sunuyor.. Mevcut yasalar bugün gelinen noktayı bile açıklamaktan aciz. Teknoloji yasanın, siyasetin önünden koşuyor..
Basında yabancı sermayenin payı da giderek artıyor.
Artık zaten pek yakında ulusal media diye bir şey kalmayacak. Mahalle gazetesi bile global olacak.. Yerel radio ve Tv diye bir şey kalmadı aslında..
Hele şu okullara dağıtılacak PADlardan sonra yazılı basın için artık geri dönüşü olmayan yeni bir süreç başlayacak..
Matbaat sektörü çöküyor. Kağıt piyasası da.. Eski pahalı tv stüdyoları, radio istasyonları artık yerini çok ekonomik ve daha az insanla yönetilebilen teknolojilere bırakıyor..
Bugün gelinen nokta önemli ama gelmekte olan yeni medianın yanında bugünki uygulamalar çocuk oyuncağı gibi kalacak..
Tiraj durumundan yola çıktık, buralara geldik..
Son sözüm şu: Eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal.
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.